Tütün yetiştirmek serbest, satmak yasak 2021-07-09 09:07:58 MALATYA - Bakanlığın tütün ticaretine "yetki belgesi" şartı getirmesine tepkili olan yetiştiriciler, "Bu yasa tütünü lobilere teslim etmek anlamına geliyor. Ekmeğimiz söz konusu. Bıçak kemiğe dayandı" dedi.  Tarım ve Orman Bakanlığı'nın "yetki belgesi" almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapmayı yasaklamasına karşı Adıyaman ve Malatya başta olmak üzere birçok kentte başlayan protestolar devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) yasağın gözden geçirilmesine karşı Meclis'te araştırma komisyonu kurulması talebi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi. Söz konusu yasanın akıbetinin yarın Meclis'e gelmesi beklenen torba yasayla belli olacağı belirtiliyor. Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Esentepe Mahallesi’nde tütün yetiştiriciliği yapan Mehmet Aydıner ve Doğan İliş, yasakla birlikte hangi mağduriyetlerin ortaya çıkacağını anlattı.     1977'DEN GÜNÜMÜZE   1977 yılından bu yana tütünle ilgili sorunlar yaşadıklarını söyleyen Mehmet Aydıner, “1977'de Tekel Yaprak Tütün İşletmeleri Kurumu burada kuruldu. O zamanlar tütünün üretimi yeni yeni yapılıyor ve kaçaktı. Tekel ile birlikte tütün yasal bir zemine kavuştu. Tekel aynı zamanda binlerce insanın geçim kaynağı oldu. Yine çiftçinin ürününü verebileceği bir yer vardı. Eksperler aracılığıyla kalitesine göre tütün fiyatları belirlenirdi. Yılın farklı tarihlerinde her mahalle tütününü götürüp teslim ederdi. Çiftçi alacağından kesinti yapılarak sigortalı yapılırdı. 1994 yılında özelleştirmeyle birlikte yurtdışından getirilen tütüne katılan yerli tütün oranı yüzde 40 olarak belirlendi. Lobilerin baskısı sonucu bu oran sürekli düşmeye başladı. Yani kota sistemi getirildi. Bu kez üretilecek tütün kotalarla belirlenmeye başlandı. 2002 yılına kadar bu böyle devam etti. Tekelin kapatılmasıyla binlerce insan işinden oldu. Tekel kapatılınca binlerce dönüm arazi boş kaldı. Sarmalı tütün piyasasını halk kendi kendine oluşturdu. Yani kendi yağında kavrulan ve yetebilen bir piyasaya dönüştü. Bu piyasa bir kez daha ranta açıldı” dedi.    LOBİLER VE KOOPERATİFLEŞME   Mahallelinin yıllardır tütün ile geçimlerini sağladığına dikkati çeken Aydıner, binlerce dönüm arazide tütün üretiminin olduğunu aktardı. 2002 yılında Tekel’in özelleştirilmesiyle birlikte sorunların arttığını kaydeden Aydıner, son yasak yasasının da "lobilerin başarısı" olduğunu belirtti. Aydıner, "Tekel’in özelleştirilmesiyle bu yasa sürekli sürüncemede bırakıldı. 2017 yılında bunun yasası çıkarıldı. Gelen tepkiler üzerine bu yasa ertelendi. 1 Temmuz’da ise bu yasa yürürlüğe girdi. Bu yasa tütünü tütün lobisine teslim etmek anlamına geliyor. Kooperatifleşme adı altında yasal bir statüye kazandırılmaya çalışılsa da aslında ranta açılmış bir alan oluyor. Kooperatiflerin çiftçiye bir getirisi olmayacak. Çiftçiler yine mağdur olacak. Yüzde 40 KDV, yüzde 18 ÖTV ve yüzde 2’de stopaj ile toplam yüzde 60 vergi isteniyor. Yüzde 60 vergi veren çiftçilere bir şey kalmayacak” diye konuştu.    BIÇAK KEMİĞE DAYANDI   Bir kooperatifin kurulabilmesi için 4 milyon TL'nin gerektiğini ve 250 kişiyle birlikte kooperatif kurulmasının istendiğini aktaran Aydıner, “İstenilen miktarlar çok yüksek. Kooperatif kısa sürede kurulacak bir şey değildir. Bu ilçede hangi çiftçi 4 milyon ile kooperatif kurabilir?" diye sordu. Aydıner, Philip Morris ve Japan Tobacco gibi dünya devlerine işaret ederek, "Bunlarla nasıl rekabet edeceğiz? Kooperatif kurulsa bile baş edemeyiz. Şu an her ne kadar yasal bir dayanağı olmasa da tütünün kalitesine göre bir fiyat belirleniyor. Çiftçi tütününü tüccarlara satabiliyor. Tütünümüzü başka bir kente gönderdiğimizde kaçak muamelesi görerek cezalar yazılıyor. Devlet tütün sattığımızı biliyor. 39 dönüm tarlamız var. Bunun 27 dönümü çiftçi kayıt sistemine tütün olarak kaydedilmiş. Yani ekimi ve kaldırması serbest ama satışına geldiği zaman hapis cezası isteniyor” diye kaydetti.    Aydıner, şöyle devam etti: "Ekmeğimiz söz konusu. Ekmeğimizin elimizden alınmasıyla beraber insanlar isyan eder. Kimse keyfinden isyan etmez. Artık bıçak kemiğe dayandı. Bu konu Malatya ve Adıyaman halkının yüzde 80’nini ilgilendiren bir konu. Bu iki şehirde binlerce insan geçimini sağlıyor. Zincirin bir halkası koparsa hepsi kopar."   ÖNCE KAPATMA SONRA YASAK   30 yıldır tütün yetiştiriciliği yapan Doğan İliş (51) ise, daha önce tekel ambarları olduğunu, tütünlerini bu ambarlara götürdüklerini ve herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını ifade etti. Tekel’in kapatıldığını, şimdi de tütünün yasaklandığını kaydeden İliş, "Devlet 'vergi alacağım' diyor. Zaten biz sulama, elektrik, ilaç her şeyde vergimizi veriyoruz. Bu yasayla çoluk çocuk hepimiz mağdur olacağız. 6 ay uzatılması bekleniyor. 6 ay sonra bu tütünü kaldıracağım. Ben bu tütünü ne yapacağım? Yenilen bir şey de değil. Kooperatif istemiyoruz. Çünkü bizi kendilerine mahkum etmek isterler. Bunu kabul etmiyoruz. Yasanın iptal edilmesini istiyoruz. Kayısı, pancar ve buğday para etmiyor. Elimizde sadece tütün kaldı. Tütünümüze, hayatımıza, ekmeğimize dokunmayın. Gidip hırsızlık mı yapalım? Ektiğim tütünün kilogramı 40 lira. Bu şekilde tütünü nasıl satacağız. Hükümet, halkı rahat bırakmalı" diye konuştu.    MA / Barış Polat