Apê Musa’nın küçük generali: Cesareti yaşından büyüktü 2021-07-14 09:00:57 ŞIRNAK - Gazete ve dergi dağıttığı için işkence edilip, tutuklandıktan sonra yüzünü dağlara çeviren İdris Atak’ın ölüm yıldönümünde konuşan annesi Meliha Atak, “Cesareti yaşından büyüktü” sözleriyle oğlunu anlattı.  Şırnak’a bağlı Spîndarok (Boyunyaka) köyünde 1983 yılında dünyaya gelen İdris Atak, Musa Anter’in (Apê Musa) küçük generallerinden biriydi. Ailesi o daha 2 yaşındayken devletin baskılarından kaynaklı Adana’ya göç etti. Burada okula giden Atak, 14 yaşına geldiğinde Özgür Gündem gazetesi dağıtmaya başladı. Bu yüzden ölüm tehditleri almasına  rağmen gazete dağıtmayı sürdürdü. Bir süre sonra Özgür Halk dergisi dağıtmaya başlayan Atak, bir gece JİTEM tarafından evinde alıkonuldu ve ‘Sen ellerinle gazeteyi dağıttın, ayaklarınla gazeteyi dolaştırdın, dilinle okudun ve bu şekilde halka güç verdin’ denilerek, ayakları, elleri ve yüzünde naylon poşeti eritilerek işkence yapıldı.    Genç yaşta maruz kaldığı bu ağır işkencelere ve ölüm tehditlerine rağmen geri adım atmayan Atak, tutuklanıp 3 ay cezaevine de konuldu. Cezaevinden çıktıktan sonra üzerindeki baskı ve tehditlerin daha da artması nedeniyle 2001 yılında henüz 18 yaşında iken yüzünü dağlara dönüp, HPG saflarına katıldı. 15 Temmuz 2004 yılında çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren Atak’ın cenazesi ise hala kayıp.    Annesi Meliha Atak, yıllardır cenazesini bulmaya çalıştığı oğlunu ve mücadelesini anlattı.   CESARETİ DE ARTTI   Sözlerine oğlu İdris şahsında bütün Özgür Basın şehitlerini anarak başlayan Meliha Atak, oğlunun hiçbir zaman gerçekleri halka ulaştırmaktan taviz vermediğini, üzerindeki baskılar arttıkça oğlunun cesaretinin de arttığını ifade etti.   OKUYUNCA ÇOK ETKİLENDİ   Oğlunun Kürt halkının mücadelesini çok küçük yaşta tanımaya başladığını belirten anne Atak, İdris’in gazete dağıtmaya nasıl karar verdiğini şöyle dile getirdi: “Bir gün okuldan eve geldiğinde bana, ‘Özgür Gündem gazetesini okudum, çok etkilendim’ dedi. Ben de, ‘Gazeteyi nereden buldun ve okudun’ diye sordum. Sorduğum gibi ‘Gazeteyi dağıtacağım’ demesi bir oldu. Her ne kadar yaşın küçük desem de dinlemedi ve Adana’da bulunan Özgür Gündem gazetesinin bürosuna gitti. 14-15 yaşlarda gazete dağıtmaya başladı. Gazeteyi bir süre dağıttıktan sonra Özgür Halk dergisi dağıtmaya geçti.”   90’lı yıllarda Kürt basını üzerinde yoğun baskıların olduğunu hatırlatan anne Atak, o dönemlerde iş başında olan  karanlık güçlerin Özgür Basın’ın önüne geçmek ve engellemek için her şeyi yaptığını kaydetti.   SOLUĞU İSTANBUL’DA ALDI   Bu güçlerin Kürtlerin sesinin duyulmasını, duyurulmasını istemediğini söyleyen Atak, “15 yaşına geldiğinde bu karanlık güçler bir gece evimizi basarak İdris’i kaçırdılar. Nereye götürdüklerini bilmiyorduk. Bir gün aradan sonra getirip, evin balkonuna atmışlardı. Bedeni üzerinde naylon eritmişlerdi, her yerini yakmışlardı, tırnaklarını çekmişlerdi. Eczaneye gidip ilaç aldım ve kendi imkanlarımla tedavi ettim. Yaraları iyileşene kadar evde kaldı. İyileştikten sonra tekrar işinin başına geçti ama yine peşini bırakmadılar. 2001’de tutuklandı ve 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. Bırakıldığı gibi soluğu İstanbul’da bulunan Özgür Halk bürosunda buldu. Bir süre daha çalışmaya başladı ancak yine rahat bırakmadılar ve sürekli tehdit edildi, sonra bir daha haber alamadım…” diye konuştu.   Atak, HPG’ye katılan oğlunun 2004 yılında şahadet haberini aldı. Fakat hayatını kaybeden oğlunun cenazesine kavuşamayan anneyi en çok kahreden de O’na ait bir mezarın olmaması.    Yaşamını yitirmesine rağmen polislerin zaman zaman evlerine gelip ‘O nerede?’ diye oğlunu sorduklarını paylaşan Atak,  yakın zaman önce eşi ve diğer oğlunun karakola ifadeye çağrıldığını belirtti.   ‘CESARETİ YAŞINDAN BÜYÜKTÜ’   İdris’in herkes tarafından çok sevildiğini söyleyen anne Atak, “Nereye gitse insanlar ondan etkilenirdi. Nereye gitse insanların gönlünde kendine yer açıyordu. Adana’nın Kürt mahallelerinde onu tanımayan yoktu. Cesareti yaşından çok büyüktü. Bu kadar saldırıya, baskıya rağmen başını eğmedi ve sonuna kadar gerçeği halka ulaştırdı. İdris gitti ama onun izinde yürüyen binlerce kişi geldi. Ben İdris’i anlatsam günler yetmez. Onun cesareti anlatılmaz” dedi.    KİM BİZİ HABERDAR EDER?   Anne Meliha Atak, son olarak şunları söyledi: “Hiçbir güç Özgür Basın’ı susturamaz. Kürt basınının önünün açılmasını istemiyorlar. Özgür basın Kürtlerin sesini duyurduğu için sürekli baskı altındadır. Bir sürü ajans, gazete ve dergi kapatıldı. Bu kapatmaları kabul etmeyen çalışanlar ise kaybettirildi. Basın önü kesilecek bir şey değildir. Özgür Basın olmazsa kim bizi gerçeklerden haberdar edebilir? Hiçbir güç basının sesini kısamaz. Bugün onlarca gazeteci cezaevinde. Neden? Çünkü halka gerçekleri ulaştırdıkları için. Ama yıllardır bitmedi bu gelenek ve binlerin katılımıyla da sürüyor.”    MA / Zeynep Durgut