Avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan: Devlet yanlış oynuyor 2021-07-27 10:46:17 HABER MERKEZİ - 27 Temmuz 2011'den bu yana avukatlarıyla görüşmesi engellenen PKK Lideri Abdullah Öcalan, kendisiyle yapılan son telefon görüşmesinde, "Devlet yanlış oynuyor. Bu hukuki değil, aynı zamanda çok tehlikelidir. Avukatlarımın buraya gelerek, benimle görüşme yapmasını istiyorum" dedi. Uluslararası komployla 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999’dan bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuluyor. 22 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Öcalan, 27 Temmuz 2011’den sonra “koster bozuk” veya “hava muhalefeti” gibi gerekçelerle avukatlarıyla görüştürülmüyor. Öcalan, 2013-2015 yılları arasında “çözüm süreci” adı altında İmralı Heyeti ve devlet heyetleriyle görüşmeler gerçekleştirdiği dönemde de benzer gerekçelerle avukatlarıyla görüştürülmedi.   “Çözüm” sürecinin sonlandırılmasıyla tecrit sistemi yeniden ağırlaştırılarak devreye konulması, kamuoyunda kaygılara neden oldu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuoyunda büyüyen kaygılar üzerine 50 Kürt siyasetçi, Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle 5 Eylül 2016’da açlık grevi eylemi başlattı. Eylem sonucunda kardeşi Mehmet Öcalan, 11 Eylül 2016’da İmralı Adası’na giderek, ağabeyiyle görüşme gerçekleştirdi. Yapılan bu görüşmeden sonra Öcalan’dan haber alınamadı, aile ve avukatların yaptığı tüm başvurular Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle reddedildi.    8 YIL SONRA GÖRÜŞME   Öcalan’dan haber alınamaması üzerine Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde açlık grevi eylemi başlattı. 200 gün süren açlık grevi eylemleri sonucunda avukatları 8 yıl aradan sonra 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019’da PKK Lideri Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Hükümet yetkilileri ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, “Görüşmeler önünde engel yok” açıklamasına rağmen Öcalan yapılan bu 5 görüşmenin ardından bir daha avukatlarıyla görüştürülmedi.   21 YIL SONRA İLK TELEFON    Görüşmelerin tekrar engellenmesiyle, İmralı Adası’nda 27 Şubat 2020’de çıkan yangın, kaygılara neden oldu. Artan tepkiler üzerine kardeşi Mehmet Öcalan, 3 Mart 2020’de ağabeyi Öcalan’la bir görüşme daha gerçekleştirdi. Pandemi nedeniyle bir kez daha kaygıların artması üzerine Öcalan, 21 yıl sonra ilk kez telefon görüşme hakkını kullandırılarak, 27 Nisan 2020’de kardeşi Mehmet Öcalan’la görüştürüldü.   KESİNTİLİ GÖRÜŞME   İmralı tecridine karşı cezaevlerinde 27 Kasım 2020’de süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemlerinin başlatılmasının ardından Öcalan, 25 Mart’ta bir kez daha kardeşi Mehmet Öcalan ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Kardeşi Mehmet Öcalan, 4 buçuk dakika süren bu telefon görüşmesinin yarıda kesildiğini açıkladı.    BAŞVURULAR REDDEDİLİYOR   Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu’nun, 27 Temmuz 2011'dan 2 Mayıs 2019 tarihine kadar yaptığı 811 başvuru, “Hava muhalefeti”, “Koster bozuk” veya "OHAL" gerekçeleriyle reddedildi. Avukat görüşlerinin ardından 7 Ağustos’tan sonra Asrın Hukuk Bürosu’nun yaptığı başvurular da benzer şekilde reddedildi. Başvurular, bu kez Öcalan’ın 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı "Yol Haritası" gerekçesiyle verilen disiplin cezası gerekçesiyle reddedildi. Yine başvuruları reddedilen avukatlar, Ocak ayında yeni bir disiplin cezası verildiğini öğrendi. Verilen disiplin cezalarının sona ermesine rağmen yapılan başvurulara yanıt verilmiyor.    CPT'YE BAŞVURU    Asrın Hukuk Bürosu, tüm bu hukuksuzlukların giderilmesi için Avrupa İşkenceyi İzleme ve Önleme Komitesi'ne (CPT) başvurdu. Müvekkilleri Öcalan'a yönelik avukat, aile ve vasi görüş yasağının son bulması için CPT'ye "acil görevini yap" çağrısında bulunan avukatlar başvurularında, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran (2021) boyunca her defasında en az 4 avukatın 68 başvuru yaptığı, Öcalan’ın kardeşi ve vasisi ile İmralı'daki diğer tutukluların kardeşleri tarafından yapılan başvuru sayısının 20 ve bayramlara dair de özel başvuruların olduğu kaydedildi. Tüm bu başvurulardan herhangi bir sonuç alınmadığına vurgu yapılan başvuru metninde, “Fiili ve hukuk dışı bir şekilde uygulanagelen ziyaret yasakları devam etmiş ve tek bir aile veya avukat ziyareti gerçekleştirilememiştir. 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana avukat, 3 Mart 2020 tarihinden bu yana ise aile ziyareti gerçekleştirilememektedir” denildi.   SAVAŞIN YANSIMASI   PKK Lideri Abdullah Öcalan, 8 yıl aradan sonra kendisiyle 7 Ağustos 2019’da yapılan avukat görüşmesinde, avukatlarının İmralı Adası’na gidiş gelişlerinin hukuki olmaktan çok siyasi olduğunu söyledi. PKK Lideri ile yapılan bu görüşmede yer alan avukat Nevroz Uysal, Öcalan’ın kendisine yönelik uygulanan tecrit ve gerekçeleriyle ilgili iki somut örneği olduğunu belirterek, “Sayın Öcalan'a uygulanan tecrit politikasının veya temel hukuki haklarından biri olan aile-avukat görüşmelerinin sağlanmasının hukuki bir yaklaşımdan öte doğrudan savaş politikalarının bir yansıması olarak görebiliriz. Bu nedenle avukat ve aile görüşmelerinin engellenmesinin de savaş politikalarını derinleştirilmesi anlamına geleceği görülmektedir” demişti.    ÖCALAN: AVUKATLARIM GELMELİ   Kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart’ta gerçekleştirdiği kesintili telefon görüşmesinde PKK Lideri Öcalan, yapılan görüşmenin hukuki olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Bu yapılanlar için hem sen hem de devlet yanlış yapıyor. Nedeni şudur; bir yıldır hiçbir şekilde görüşme yok. Bu yapılanlar ne devlet hukukunda ne de başka bir hukukta yer alıyor. Senin gelmen yanlış ve çok tehlikeli. Devlet de çok tehlikeli. Bu doğru bir şey değil. Bir görüşme olacaksa, hukuksal çerçevede olmalıdır. Bir yıl sonra kendi istekleri üzerine telefonla görüşme yaptırmak olmaz. Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek, benimle görüşme yapmasını istiyorum. Bu hukuki bir şeydir. 22 yıldır buradayım. Bu sorun gelecekte nasıl olacak? Bu sorun ancak hukukla çözüme kavuşturulabilir. Neden buraya gelmiyorlar? Şayet bir görüşme olacaksa, bu avukatlarla olmalıdır. Çünkü bu durum hem siyasi hem de hukukidir.”