Türkiye’den BM’ye Cumartesi Anneleri savunması: Yasalarımıza uygun 2021-07-31 14:07:26   CENEVRE-  Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, Cumartesi Anneleri’ne yönelik saldırı ve davalara dair 12 Mayıs’ta yazdığı mektuba yanıt veren Türkiye, “yasalarımıza uygun” diye savundu.    Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü Mary Lawlor, 12 Mayıs’ta Türkiye’ye bir mektup yazarak Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Savunucuları hakkında açılan dava ile ilgili endişelerini bildirdi. Diğer BM raportörlerinin de imzaladığı söz konusu mektupta Lawlor, Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Zorla Kaybetmeler Komisyonu'nun 700 hafta boyunca aralıksız olarak Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldiğini, ellerinde 1980'ler ve 1990'lı yıllarda zorla kaybedilen veya siyasi cinayetlerin kurbanı olan sevdiklerinin fotoğraflarını taşıdığını ve akrabalarının akıbetini öğrenmek isteyen ve sorumluların cezasız kalmamasını talep ettiğini hatırlattı.    Ailelerin bu talebine 25 Ağustos 2019 tarihinde polisin, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullanarak müdahale ettiğini belirten Lawlor, polisin 47 kişiyi gözaltına aldığını ve o tarihten itibaren grubun Galatasaray Meydanı'nda toplanması engellendiğini ifade etti. Mektubunda polisin “Adalet Nöbetlerine” katılan 46 kişiye karşı aşırı güç kullandığı iddiaları soran Lawlor, Türkiye'nin kayıp yakınlarının hakikat, adalet, tazminat ve hafıza haklarını engellemeye devam etmesinin kaygı verici olduğunu söyledi. Lawlor, mektubunda Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları savunucuları hakkında söz konusu müdahale sonrası açılan davanın barışçıl toplanma hakkı ve ifade özgürlüğüne yönelik sistematik kısıtlamalara emsal olabileceğini yazdı.    TÜRKİYE’DEN YANIT: YASALARIMIZA UYGUN    30 Temmuz’da Lawlor’a cevap veren Türkiye, kayıp ailelerinin yanı sıra İnsan Hakları Derneği üye ve yöneticileri de dahil olmak üzere toplam 46 kişi hakkında İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nce acılan davaya atıfta bulunarak, söz konusu kişilerin “izinsiz bir toplantıya katılmakla” suçladı. Söz konusu kişilerin “milli güvenliği, kamu düzenini, genel ahlakı, kamu sağlığını güvence altına almak ve suç işlenmesini önlemek” yasasını ihlal ettiğini ileri süren Türkiye, “müdahale ve davanın” uluslararası sözleşmelere uymadığını belirten Lawlor’a “müdahale ve dava tamamen yasal” şeklinde yanıt verdi.    Davanın ilk duruşması 25 Mart’ta İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada sanıkları temsil eden avukatların beraat talepleri mahkemece reddedildi. Mahkeme ara kararla duruşmayı ileri bir tarihe ertelemişti.