İHD İzmir Şube: Tuğgeneral Tağma yargılansın 2021-07-31 14:09:28   İZMİR- Ferhat Tepe davasında cezasızlığın devam ettiğine dikkati çeken İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, cinayetten birinci derecede sorumlu, dönemin Tatvan 6’ncı Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın yargılanmasını istedi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şube yönetimi ve kayıp yakınlarının gözaltında kaybedilen, faili meçhul veya yargısız infaza kurban giden kayıpların akıbetini araştırmak ve faillerin açığa çıkartılması amacıyla her hafta düzenlediği basın açıklamasında bu hafta Özgür Gündem Bitlis muhabiri Ferhat Tepe'nin davası gündeme getirildi.    Konak'ta bulunan Eski Sümerbank önünde yapılan eylemde konuşan İHD İzmir Şube Başkanı Avukat Zafer İncin, Tepe'nin katledilmesinin ardından açılan dava sürecini aktarırken, cinayetten birinci derecede sorumlu, dönemin Tatvan 6’ncı Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın yargılanmasını istedi.    'TAĞMA İLE TARTIŞTI'   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Tepe hakkında 9 Ağustos 2003 tarihli karar metnindeki ifadelerde, Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe'nin babası DEP Bitlis Şube Başkanı İshak Tepe'nin, 1993 yılında Tatvan 6. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Korkmaz Tağma’nın daveti üzerine katıldığı bir toplantıda, Kürtlerin kültürel ve demokratik hakları üzerine tuğgeneralle tartıştığı, Tağma'nın tartışma sırasında Tepe'yi ülkenin sadık vatandaşları olarak yaşamlarını sürdürmedikleri takdirde yok edilecekleri şeklinde tehdit ettiği bilgisinin yer aldığını söyleyen İncin, Tepe'nin bu olaydan kısa bir süre sonra gözaltına alınıp serbest bırakıldığını ancak 28 Temmuz 1993 günü saat 19 00'da bölgede polis olarak tanınan, uzun boylu ve sakallı biri tarafından bir arabaya zorla bindirilerek yeniden gözaltına alındığını aktardı.    'BAŞVURULAR SONUÇSUZ KALDI'   İçinde iki kişinin olduğu aracın, 65 AD 095 plakalı beyaz Renault marka başka bir aracın daha takip ettiğini söyleyen İncin,  ikinci araç, ertesi gün Mahallebaşı Polis Karakolu önünde park edilmiş olarak görüldüğünü belirtti. Olaydan bir gün sonra İshak Tepe’yi kimliği belirsiz bir kişi aradığını ve Ferhat Tepe'yi, Türk İntikam Tugayı (TİT) adına kaçırdıklarını söylediğini belirten İncin,  "İshak Tepe aynı gün Bitlis Emniyet Müdürlüğüne, Cumhuriyet Savcılığına Başbakana, İçişleri Bakanına ve OHAL Valisine başvurarak oğlunun kurtarılması için yardım talebinde bulundu. Tepe, başvurularına bir yanıt alamamasının üzerine tekrar Asayiş Şubeye başvurarak oğlunun polislerce gözaltına alındığını gören şahitler olduğunu ve kaçırmada kullanılan arabanın güvenlik güçlerine ait olduğunu belirtti. Daha sonraki telefon aramalarında Tepe’ye söylenenler, arayan kişinin tüm gelişmelerden, hatta Tepe’nin General Tağma ile tartışmasından haberdar olduğunu gösteriyordu. 4 Ağustos 1993 tarihinde Ferhat Tepe’nin cansız bedeni Hazar Gölü kıyısında bulundu. Aynı gün savcı ve adli tabip, ölümün boğulma sonucu gerçekleştiğini bildirerek başka incelemeye gerek olmadığına karar verdi ve cenaze Elazığ kimsesizler mezarlığına gömüldü" dedi.    'BABA TEPE MEZARLIKTA TEŞHİS ETTİ'   İshak Tepe'nin üçüncü kez kimliği belirsiz kişilerce aranarak, oğlunun cenazesinin Elazığ morgunda olduğu bildirildiğini bunun üzerine 9 Ağustos 1993 günü kimsesizler mezarlığına mezarın açılmasının ardından oğlunu teşhis ettiğini söyleyen İncin,  "Ferhat Tepe'nin vücudunda derin işkence izleri vardı; izlerden üzerinde sigara söndürüldüğü, el ve ayak bileklerinin bağlandığı anlaşılıyordu. Bu izlerin hiçbiri adli tıp raporuna yansımamıştı. Ferhat Tepe’nin gözaltında tutulduğu 28 Temmuz, 4 Ağustos tarihleri arasında işkence gördüğü yine aynı tarihlerde gözaltında bulunan kişilerce de doğrulanıyordu. İshak Tepe’nin yetkili yerlere yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı ve oğlunun ölümüne ilişkin iddiaları nedeniyle 'güvenlik güçlerini tahkir ve tezyif etme' suçundan bir yıl hapse mahkûm oldu. 4 Mayıs 1995'te İshak Tepe, oğlunun devlet yetkilileri veya onların bilgisi dahilinde hareket eden kişilerce kaçırılması ve gözaltında işkence edilerek öldürülmesi ve hükümetin etkin bir soruşturma yürütmemesi iddiasıyla AİHM’ye başvurdu" diye konuştu.    '14 TANIK TEHDİT EDİLDİ'   Hükümetin AİHM’ye sunduğu raporda, İçişleri Bakanlığının yaptığı inceleme sonucu Ferhat Tepe’nin gözaltına alındığına dair hiçbir belgeye rastlanmadığını ve bu nedenle savcının soruşturmaya yer olmadığına karar verdiğini aktaran İncin, AİHM'in 9-14 Ekim 2000 tarihlerinde Ankara’da tanıkları dinlediğini, 14 tanığın tamamı çeşitli kişilerce ve şekillerde mahkemede ifade vermemeleri yönünde tehdit edildiğini söyleyen İncin, bu tanıklardan bazılarının ise yeniden gözaltına alınarak kaybedilmeye çalışıldığını ifade etti.    'AİHM HÜKÜMETİ MAHKUM ETTİ'   İncin, tanıkların yalan beyanları ve yokluğunda Mahkemenin, 9 Mayıs 2003 tarihinde verdiği kararında şu ifadelerin yer aldığını söyledi: "Ferhat Tepe'nin devlet güçlerince veya devlet adına hareket eden kişilerce kaçırılıp öldürüldüğüne dair yeterli delil olmadığına ancak Ferhat Tepe’nin kaçırılması ve öldürülmesi olayına ilişkin açılan soruşturmada 'şaşırtıcı eksikliklerin bulunduğunu', olayla ilgili polis ve çeşitli savcılıkların gerçek anlamda işbirliği yapmadıklarını ve savcıların olayla ilgili soruşturmayı derinleştirmediklerini, başvurucunun verdiği bilgiler doğrultusunda muhtemel tanıkların tespit edilmesi amacıyla gerekli adımların atılmadığını, savcıların soruşturma kapsamında polis memurları ve güvenlik görevlilerinin ifadelerini almadıklarını, soruşturmanın gazetecileri hedef alan muhtemel kişileri de kapsayacak şekilde derinleştirilmediğini, başvurucunun, Ferhat Tepe’nin Diyarbakır Cezaevi'nde gözaltında tutulduğunu gören tanıklar olduğunu iddia etmesine rağmen bu kişilerin ifadeleri alınmadan sadece gözaltı kayıtlarının incelendiğini, şüpheli olmasına rağmen ölümle ilgili herhangi bir adli tıp uzmanınca otopsi yapılmadığını, bu tip vakalarda uzman bir hekim tarafından yeterli bir otopsi yapılıncaya dek ölünün bedeninin korunması gerekmesine karşın bu konuda bir tedbir alınmadığını belirterek Ferhat Tepe'nin ölümü konusunda etkin ve yeterli bir soruşturmanın yürütülmemesi nedeniyle Sözleşmenin 2. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Mahkeme ayrıca hükümetin yeterli işbirliği yapmadığını, dava konusu olayın aydınlatılması için gerekli bilgi, belge ve tanıklara ulaşımı sağlamadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 38/1 (a) maddesinin ve başvurucunun oğlunun ölümünün aydınlatılması için etkin bir cezai soruşturma yapılmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verdi ve Türkiye Cumhuriyeti devletini Tepe ailesine manevi tazminat vermeye mahkûm etti."   İncin, Ferhat Tepe’yi katledilmesinden sorumlu General Korkmaz Tağma'nın yargılanmasını talep ettiklerini söyledi.