DTK, TJA, BDP ve HDP'den Şengal saldırısına tepki: DAİŞ zihniyetinden farkı yok 2021-08-18 11:11:13   DİYARBAKIR - Türkiye'nin Şengal'e yönelik yaptığı hava saldırısına ilişkin konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “Hastane, sivil yerlerin bombalanması DAİŞ zihniyetinden farkı yok. DAİŞ neyse o bombalamayı yapanlar da odur, aynı zihniyettedir” dedi.    Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), Türkiye'nin Şengal'e yönelik gerçekleştirdiği hava saldırılarına ilişkin DBP Genel Merkez irtibat bürosunda açıklama yaptı. Açıklamaya, DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, TJA Aktivisti Hatice Şen, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Feleknas Uca ve Hişyar Özsoy katıldı.     MÜCADELEMİZ SÜRECEK   Toplantıda ilk olarak konuşan DTK Eşbaşkanı Öztürk, Şengal’e yönelik vahşi saldırıların yapıldığını dile getirdi. Öztürk, şunları söyledi: “Tarihte Şengal’in başına 74 ferman geldi. 74’üncü ferman da DAİŞ’in eliyle yapıldı. Şengal'de halkıtamamen ortadan kaldırmak istediler. Êzidî halkımıza yapılan saldırılarda çok sayıda kişi katledildi, kadın pazarlarında kadınlar satıldı, büyük bir zülüm yaşandı. Êzidî halkı DAİŞ’e karşı büyük bir direniş ortaya koydu. Hastane, sivil yerlerin bombalanması DAİŞ zihniyetinden farkı yok. DAİŞ neyse o bombalamayı yapanlar da odur, aynı zihniyettedir. Sivil yerleşim yerleri hastanelerin bombalanması uluslararası hukukunda da yasaktır. İnsanlığı ayaklar altına aldılar. Kuzeydeki kurumlar olarak, Şengal halkı özerklik hakkına kavuşana kadar mücadelemiz sürecek, hatta daha fazla mücadele edeceğiz. Şengal üzerinden kirli hesaplar yapanlar çok iyi bilmelidir, Türkiye ile ortaklaşanlar, işbirliği yapanlar da bilmeli saldırıyı yapanlardan bir farkı yoktur. Bunları kabul etmiyoruz, en sert bir şekilde bu tavrı kınıyoruz.”   ‘ŞENGAL HALKININ YANINDAYIZ’   DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de Şengal halkının son yedi yıldır yoğun saldırı altında olduğunu belirterek, son günlerde Türk devletinin saldırılarının ise DAİŞ’in yaptığı katliamın devamı niteliğinde olduğunu vurguladı. Aydeniz, “Son üç gündür Türk savaş uçaklarıyla sivil alan ve hastane bombalanıyor, bu vahşicedir. DAİŞ Şengalli kadını katledip köle pazarlarında sattı, binlerce kişiyi yerinden yurdunda etti ve katletti. Şengal halkı DAİŞ saldırdığında nasıl direndiyse özgürlüğünde ısrar ettiyse şimdi de aynısını yapıyor. Kuzey halkı ve siyasi partiler olarak şiddetle bu saldırıyı kınıyoruz. Hem Irak hem de Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Avrupa devletlerinin ve insan hakları kurumlarının sessiz kalması bu vahşeti desteklediklerinin bir göstergesidir. Bir kere daha Şengal halkının yanında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz. Kendi kendini yönetmek istemesini destekliyoruz” dedi.      KÜRTLERE TAHAMÜLSÜZLÜK   TJA aktivisti Hatice Şen ise, Kürtlerin artık statü sahibi olduğunu, kendi kendini yönettiğini için devletler tarafından tahammülsüzlükle karşılandığına dikkat çekti. Şen, bugün Şengal’e yapılan saldırının bunlardan bağımsız olmadıklarını ifade etti. Uzun süredir Şengal’de katliam politikalarının yürütüldüğünü ve Avrupa’nın da buna sessiz kaldığına değinen Şen, TJA olarak yapılan katliamı şiddetle kınadıklarını kaydetti.   ‘EZİDİ DÜŞMANLIĞI DEVAM EDİYOR’   HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca  da, Türk devletinin saldırılarının bütün dünyanın gözü önünde olduğunu ve adeta soykırım yaşandığını belirtti. 2014 yılından bu yana Türk devletinin Şengal’e saldırdığını aktaran Uca, “Bu saldırının altında Ezidî düşmanlığı yatıyor. Şengal boşaltılmak isteniyor. Êzidî halkı 74 ferman yaşamasına rağmen kendi topraklarını terk etmemiş direnişten vazgeçmemiştir. Dünyanın en barbar saldırılarını DAİŞ tarafından yaşayan Ezidî halkı bugün bu saldırıların devamını Türkiye yapıyor. Ferman hala sürüyor. Bütün hukuk ayaklar altına alındı. Hastaneleri dahi bombalıyorlar” ifadelerini kullandı.    ‘SALDIRILAR TESADÜF DEĞİLDİR’   Saldırının Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin Şengal ziyareti öncesi yaşandığına dikkat çeken Uca, “Bu saldırı Kazımi’nin bölgeye gitmesinden bağımsız değil. Çünkü Kazımi orada Şengal Özerk yönetimiyle görüşecekti. Fermandan sonra Êzidîler kendi kendilerini yönetmeye başladılar. Şengal katliamının 7’nci yıldönümünde kendi özerkliklerinde ısrar ediyorlardı. O günde Türk devleti büyükelçiliği aracılığıyla Bağdat’ta tehditler savurdu. Dediler ki Bağdat ve Erbil arasında imzalanan anlaşmayı yerine getirmezseniz başınıza başka şeyler gelir. Bu tehditler yetmedi iki gün önce saldırılar başladı. Bu saldırlar tesadüf değildir” dedi.