Askerlerin nehre attığı mülteciler için kayıp başvurusu 2021-10-03 09:02:04 İSTANBUL - Askerler tarafından Meriç Nehri'ne atıldığı belirtilen 2 mülteci için kayıp başvurusu aldıklarını aktaran İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, resmi kurumların mültecilerin akıbeti için çaba göstermediğini söyledi.  Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edildikten sonra bir jandarma komutanın emriyle 24 Ağustos'ta Meriç Nehri'ne atılan 45 sığınmacıdan bazılarının akıbeti halen bilinmiyor. Nehre atıldıktan sonra kurtulmayı başaran bazı sığınmacıların Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi üzerinden yaptığı başvuru üzerine Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin resen soruşturma başlattı. Başvurucu sığınmacıların avukatları, ayrıca akıbetleri bilinmeyen sığınmacılar için nehirde arama çalışmaları başlatılması talebiyle Edirne Valiliği’ne başvuru yaptı.    İHD'YE KAYIP BAŞVURUSU    Savcılık başvuru yapan 2 sığınmacının ifadesini alarak, yer tespiti yaptı. Olayın yaşandığı yerin Edirne'nin Uzunköprü ilçesi olduğu belirlendi. Ancak akıbetleri bilinmeyen sığınmacıların bulunması için halen bir arama çalışması başlatılmadı. Olaya ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'ne de olaydan kurtulmayı başaran ve yakınları tarafından 5 başvuru yapıldı. İHD'li yetkililer, söz konusu başvurulardan 3'ün hak ihlaline dair, 2'sinin ise kayıp başvurusu olduğunu aktardı.    İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, sığınmacıların yaşadıkları hak ihlalleri ve iktidarın politikalarına dair konuştu.     UMUDA YOLCULUK   İnsanca bir yaşam için "umut yolculuğuna" çıkan birçok mültecinin yollarda yaşamını yitirdiğine dikkati çeken Yoleri, mültecilerin ciddi hak ihlalleriyle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Yoleri, “Ekonomik ve sosyal alanda eşit imkanlara sahip olmamaları nedeniyle şehirlerin belli yerlerinde bir arada kalmaya çalışıyorlar. Ancak buralarda yoksulluk ve zorlu yaşam koşulları içerisinde çalışıyorlar. Tarım alanlarında, sanayi sitelerinde, inşaat sektöründe, merdiven altı imalathanelerde güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılarak, emekleri sömürülmekte" sözleriyle mültecilerin yaşadıkları zorlukları anlattı.    SINIRDAKİ HUKUKSUZLUK     Yoleri, bu zorlukların başında sınırı mesken edinen insan kaçakçıları olduğunu söyledi. İnsan kaçakçılarının sınırda bir sektör haline geldiğini ifade eden Yoleri, "Her gece Meriç Nehri sınırından yüzlerce mülteci değişik araçlarla getiriliyor. Oradan yürüyerek askeri alana giriyorlar. Nehirden de ilkel araçlarla geçiyorlar. Bindirildikleri teknelerde hiçbir şekilde can güvenlikleri yok. Yunanistan tarafına geçtiklerinde ise üzerindeki elbiseler dahi gasp ediliyor. Oradan Türkiye tarafına tekrar geri gönderiyorlar. Hiçbir şekilde sığınma başvuruları alınmıyor, hukuki herhangi bir prosedür uygulamadan tamamen hukuksuz bir şekilde Türkiye tarafında itiliyorlar” diye kaydetti.    İNSAN KAÇAKÇILARI     Yoleri, 45 kişilik mülteci grubunun askerlerce nehre atılmasının yaşananları gözler önüne serdiğini vurguladı. Yoleri, şunları söyledi: "Meriç Nehri'nde 24 Ağustos günü yakalanan ve geriye gönderilen bir mülteci grubu var. Bunlar yakalandıklarında Yunanistan’da bir nezarette tutuldular. Daha sonra lastik botlarla Türkiye tarafına gönderilmişler. Bu döngü devam ediyor. Gelen mülteciler yakalanıp geri gönderdiklerinde tekrar evlerinde dönüp yanlarına para ve giysi alıp sonra yolu tekrar deniyorlar. Araç bulmak için yola çıktıklarında tekrar bir araç bulacaklar ve o yolla da tekrar gidecekler. Yunanistan’dan geri itilen mülteciler evlerine dönmek için araç ihtiyacı oluyor ve bunu bilen kimi insanlar oralarda araç bekletiyor.”   BİN 500 CENAZE ÇIKARILDI     Meriç Nehri'nde bugüne kadar çok sayıda sığınmacının yaşamını yitirdiğine dikkati çeken Yoleri, son birkaç yıl içerisinde bin 500 cenazenin nehirden çıkarıldığı yönünde bilgi aldıklarını paylaştı. Bu rakamın olayın ne kadar vahim olduğunu gösterdiğini dile getiren Yoleri, “Yani kaçak geçişlerin yanı sıra Meriç'e atılan mülteciler olayında açıktan bir nefret suçu işlenmiş. Çünkü orada ‘bizim askerlerimiz sizin için ölürken siz burada ölün’ diyerek nehre atıyorlar. Bunun ötesinde de kasıtlı bir yönelim söz konusudur” dedi.   SORUŞTURMA SÜRÜYOR   Mültecilerin sınır dışı edilme korkusuyla yaşadıkları hak ihlalleriyle ilgili yasal sürece başvurmadıklarını aktaran Yoleri, son olayda bu korkunun kırıldığını ifade etti. Yoleri, "Çok travmatik bir olay yaşamalarına rağmen şikayetçi oldular. 2 tane kayıp var ve yakınları bu olaya dair şikayetçi de olmuş. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma devam ediyor. Olayın nerede yapıldığına ilişkin tespit yapıldı. Bu olayın failleri ve kayıtların araştırılması devam ediyor. Resmi gelen başvuruda 2 kişi kayıp ama bize bildirilmeyen durumlar olduğunu düşünüyoruz. Çünkü atılanlar arasında çocuklar varmış. Eğer onlar kurtarılmadıysa onlarda da vefat etmiştir.”   Kayıpların bulunması için çaba gösterdiklerini dile getiren Yoleri, "Ama bu noktada savcılık, valilik, kaymakam, AFAD gibi birçok birimin bu olaya çok gönüllü olarak dahil olmadığını görüyoruz. Biz olayın takipçisi olacağız" dedi.   MA / Esra Solin Dal