‘Hasta tutuklu Öztel gözlerini kaybedebilir’ 2021-10-20 09:09:40 İSTANBUL- Hasta tutuklu Adnan Öztel’in tedavisi yapılmadığı için gözlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten vasi Neriman Çelik, “Toplumsal baskı yaratılarak hasta tutsaklara destek olmamız gerekiyor” dedi. Türkiye cezaevlerinde tutuklulara yönelik hak ihlalleri artarken, hasta tutuklular da ihlaller arasında yaşam mücadelesi veriyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, Türkiye’deki cezaevlerinde 604’ü ağır olmak üzere bin 600’ü aşkın hasta tutuklu bulunuyor. Yine raporlara yansıyan hasta tutukluların hastane sevklerinin ve tedavilerinin yapılmaması, ilaç temininde yaşanılan aksaklıklar, “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen tahliyelerin yapılmaması, beslenme ve hijyen gibi konularda yaşanan sorunlar ise hasta tutukluların durumunun her geçen gün daha da kötüye gitmesine neden oluyor.    Durumu giderek kötüye giden hasta tutuklulardan biri de Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan 51 yaşındaki Adnan Öztel. “Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak” ve  “Örgüt üyeliği” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılan Öztel, 18 yıldır cezaevinde bulunuyor. Bu süreçte birçok cezaevinde kalan Öztel’in, behçet, mide, boyun ve bel fıtığı, hemoroit ve Hepatit B hastalığı bulunuyor.   7 YIL TANI KONULMADI   Vasisi Neriman Çelik, Öztel’in cezaevine girmeden önce sağlık sorunlarının olmadığını belirterek, mevcut hastalıkların cezaevi sürecinde ortaya çıktığını ifade etti. Cezaevinde yakalandığı behçet hastalığının 7 yıl boyunca tanısının konulmadığını belirten Çelik, bu gecikmenin Öztel’in görme engeli yaşamasına neden olduğunu aktardı. Öztel’in gerekli tedavilerinin yapılmadığını dile getiren Çelik, “Sürekli pandemi nedeniyle hastaneye götüremediklerini söylüyorlar. Bu işin pandemi ile ilgisinin olmadığını anlayabiliyoruz” dedi.   ‘GÖZLERİNİ KAYBETME RİSKİ ARTIYOR’   Öztel’in son 6 ayda gözlerini kaybetme ihtimalinin daha da arttığını belirten Çelik, tutukluların tedavisinin yapılmamasını “işkence yöntemi” olarak tanımladı. Cezaevi yönetiminin tutuklulara temel haklarını vermeyerek işkence uygulamaya çalıştığına dikkati çeken Çelik, “Bir tutsağı hastaneye götürürken bile bu işkence yöntemine başvuruyorlar. Mesela ellerini kelepçeleme veya ring araçlarında gün boyu bekletme bunlardan birkaçı. Ben Adnan’ın kelepçeli muayeneyi kabul etmediği için geri getirdiklerini çok gördüm. Hastanelerde doktor bile tutsağın kelepçelenmesini isteyebiliyor. Halbuki böyle bir hakları yok. Ellerine geçen her şeyi tutsak için işkenceye dönüştürmüşler” ifadelerini kullandı.   ‘ATK POLİTİK BİR KURUM’   Adli Tıp Kurumu'na (ATK) 4 kez başvurduğunu, ancak tüm başvuruların reddedildiğini söyleyen Çelik, “Doktorlar ile görüştüğümüz zaman Öztel hakkında ‘bu kişi cezaevi koşullarında tedavi olamaz. Dışarıda sürekli takip edilmesi gereken bir tedavinin olması gerekir’ diyorlar. ATK son derece politik bir kurum. Son evreye gelmiş kanser hastası bir tutuklu için başvurulduğu zaman ‘hapishanede kalabilir’ raporu veriliyor. Bunların hepsi Adalet Bakanlığı'yla iletişimi olan ve son derece bağlı kurumlardır" diyerek tepki gösterdi.    'HASTA TUTUKLULAR UNUTULMAMALI'   Cezaevlerinde siyasi tutuklular üzerindeki baskıları “en kısa sürede süründürerek öldürme biçimi” şeklinde değerlendiren Çelik, şu çağrıda bulundu: “Hapishanedeki tutsaklar unutulmamalı. Toplumsal baskı yaratılarak hasta tutsaklara destek olmamız gerekiyor. Eğer dışarıda gerekli baskı oluşmuş olsa hapishane yönetimleri bu kadar rahat davranamaz. İçinde bulunduğumuz bu durum insan olmanın sorumluluğudur. Bir seçim değil, toplumsal bir görevdir. Herkes bulunduğu ilde, ilçede bir araya gelip toplumsal bir baskı oluşturmalı.”