Yazar Demirer: Özgürlük ve emek cepheleri birleşmeli 2021-11-11 09:08:41 İSTANBUL - Marksist yazar Temel Demirer, asıl tartışılması gereken konunun rejim olduğunu belirterek, değişim için özgürlük ve emek cephelerinin birleştirilmesinin şart olduğunu vurguladı.  Türkiye uzun bir süredir ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlarla boğuşuyor. 2002 yılında demokrasi ve adalet söylemleri üzerinden iktidara gelen AKP, özellikle 15 Temmuz 2016 askeri kalkışması sonrası devreye soktuğu uygulamalarla ülkeyi uçurumun kenarına sürükledi. Bu durum ülkenin en büyük sorunlarının başında gelen Kürt sorununun çözümünü çıkmaza soktu. Aynı zamanda yargı, eğitim, sağlık, kadın, emek, ekoloji ve kültür alanlarında yaşanan sorunları daha da büyüttü. AKP ve küçük ortağı MHP, yaşanan sorunları dışta yeni savaşlarla aşmaya çalışıyor. Ancak bu durum hem muhalefet partileri hem de toplumun birçok kesimi tarafından kabul görmüyor.    Marksist yazar Temel Demirer, her geçen gün daha da kronikleşen sorunlarla boğuşan ülkenin içinde bulunduğu duruma dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.     'PATLAMANIN EŞİĞİNDEYİZ'   Dünya ve bölgenin "tarihin sıkıştığı bir kesitten" geçtiğini söyleyen Demirer, büyük değişim ve dönüşümlerin böylesi dönemlerde ortaya çıktığını kaydetti. Demirer, Orta Doğu, Türkiye ve Kürt coğrafyasında yaşanan sıkıntıların gittikçe büyümesinin negatif bir durum olmadığına işaret ederek, "Tam tersine tarihin sıkışmışlığının ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Fizik kuralıdır; Sıkışan her şey çok sıkıştırıldığında patlar. Bölgesel bağlamda büyük bir patlamanın eşiğindeyiz” dedi.   ÜLKENİN TEMEL SORUNLARI   Söz konusu "patlamanın" engellenmesi için burjuvanın kimi manevralara yöneldiğini ifade eden Demirer, son dönemlerde alevlenen erken seçim tartışmalarına değindi. Demirer, "Hiç demokrat olmayan egemenler, sıkıştıkları anda demokrasiyi hiç kimseye bırakmazlar. Gerçekten Türkiye’de, Kürdistan’da bir seçim olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Ben inanmıyorum. Bugün yapılacak sözde seçimlerin sonuçları şimdiden bellidir. Erken seçim tartışmaları nafile tartışmalardır. Muhalefetin ‘mış’ gibi yapmasının en güzel örneğidir. Bu ülkenin temel sorunları çok açıktır; Açlık, eşitsizlik, Kürtler ve kadınlar üzerindeki baskılardır" diye belirtti.    'REJİM TARTIŞILMALI'   “AKP dönemi kapanıyor” tartışmalarını da yorumlayan Demirer, "AKP dönemi diye bir şey yok. Türkiye’de burjuva egemenlik dönemi vardır. Kemalizm’den bu yana bu böyledir. Kemalizm dönemi ne zaman kapandı? Hiçbir zaman kapanmadı. Bugün Erdoğan ikinci Kemal’den başka bir şey değildir. Mustafa Kemal’in tek parti dönemi ile AKP’nin tek adam dönemi arasında müthiş paralellikler vardır. Bunlar tesadüfi değildir. Bu sermayenin ihtiyaçlarından kaynaklanıyor. Sermayenin bugün Türkiye’de ve bölgedeki krize karşı verebileceği tek yanıt tek elde iktidarı toplamaktır" ifadelerini kullandı.    Cumhuriyet rejiminin yanlış kurulduğunu ve makyajlarla sonuç alınamayacağını vurgulayan Demirer, "AKP gider belki yerine İYİ Parti-CHP koalisyonu gelir. Ama yine ilk 4 madde tartışılamaz. Türkiye’de yapmamız gereken bu maddeleri tartışmak. O halde ne gitti ne geldi.; Sosyalistlerin, yurtseverlerin bunlarla uğraşması anlamsızdır. Ortada bir rejim tartışması vardır. Biz ya rejimi tartışacağız ya da tartışmayacağız. Rejim tartışmasını engellemenin biricik yolu ise 'AKP gitti' retoriğidir” şeklinde konuştu.    KÜRT VE İŞÇİ DİRENİŞLERİ    Türkiye’de gerçek bir muhalefetin var olduğunu vurgulayan Demirer, insanların CHP'ye mahkum olmadığını kaydetti. Demirer, "Meseleye nereden baktığınız önemlidir. Eğer meseleye CHP üzerinden demokrasiyi getirmek ya da Avrupa Birliği (AB) standartları biçiminde ele alırsanız hiçbir şey göremezsiniz. Bugün Türkiye’de ciddi bir muhalefet vardır. Sinbo önündeki iki tane direnişçi bu muhalefetin simgesidir. Bunun gibi yüzlerce vardır. Bu küçük işçi direnişleri Türkiye’de işçi sınıfının hoşnutsuzluğunun göstergeleridir. Bugün ülkede güçlü bir Kürt direnişi de var. Kürt hareketine 'şunu yapıyorlar, bunu yapamıyorlar' gözüyle bakmak yerine, halkın öfkesi ve bu öfkenin dışa vurumu temelinde bakmak gerekir. Buralarda biriken öfke patlamaya doğru gidiyor.”   SÜRDÜRÜLEMEZ KRİZ   Demirer, Kürtler ve işçi direnişleriyle ortaya çıkan muhalefet ile ekonomideki sürdürülemezliğin kesişmesiyle değişimim başlayacağını vurguladı. Demirer, "Bu ne zaman olur; Ben kahin değilim ama kesişeceğine dair garanti veririm. Biz bu kesişme noktasına doğru emek ve özgürlük cephesini birleştirmeliyiz. Bu ülkeye özgürlük Kürtlerle, Alevilerle gelecektir. Bu ülkeye emek ve adalet işçilerle gelecektir. Bu ikisini birleştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.   MA / Kadir Güney