Mersin’de açıklama öncesi izin şartı: Bu tek adam rejimidir 2021-11-14 09:01:37   MERSİN - HDP ve EMEP, Mersin Valiliği’nin basın açıklamalarını izne tabi tutmasına tepki gösterdi. ÖHD ise Anayasa ve AİHS tarafından güvence altına alınan ifade ve düşünce özgürlüğünün iznine tabi olmayacağını hatırlattı.    Mersin’de açıklama yapmak isteyen parti ya da sivil toplum örgütleri, 48 saat önce bildirim zorunluluğu getirildi. Valilik, “izinsiz” saydığı açıklamalara ise yasak getirdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü’nün kendilerine yönelik baskıları kınamak amacıyla 4 Kasım’da Özgür Çocuk Parkı’nda yapmak istediği açıklama, “48 saat önce bildirmeme” gerekçesiyle engellendi. Açıklama öncesi HDP binası ve açıklama yapmak istenilen park, polisler tarafından ablukaya alındı. Bu duruma HDP İl Eşbaşkanı Mehmet Alış ve Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Yusuf Kaya tepki gösterirken, Özgürlük İçin Hukukçuları Derneği (ÖHD) Şubesi Eşbaşkanı Hoşyar Sarıyıldız, yasağın Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğuna dikkat çekti.    AÇIKLAMALARA ENGELLEME   HDP İl Eşbaşkanı Alış, 7 Haziran 2015 sonrasında partilerine yönelik baskıların artığını vurguladı. Alış, AKP-MHP iktidarının yasakçı politikalarıyla partilerine yönelik baskı altına alma politikalarını geliştirildiğini söyledi. Anayasayla güvence altına alınan ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında yapmak istedikleri açıklamalarında mülkü amirinin kararıyla izin gerekçesiyle yasaklamasının yasa dışı olduğunu ifade eden Alış, iktidarın ve ona bağlı İçişleri Bakanlığı'nın mülkü amirleri üzerinden partilerinin halkla buluşmasını engellemeye çalıştığını kaydetti. Anayasal haklarını kullanmak isterken engellemelerle karşı karşıya gelmelerinin antidemokratik uygulamalar olduğunu sözlerine ekleyen Alış, valilere verilen geniş yetkilerin muhaliflere yönelik baskı aracına dönüştüğüne belirtti.   ‘SEÇİMDE CEVABI VERECEĞİZ’   Her koşulda demokratik haklarını kullanacaklarını kaydeden Alış, “Mağdurluk üzerine siyaset yaparak iktidara gelen AKP, dünün mağduruydu bugünün ise muktediri olmaya başladı. Kendi bekaları için nerdeyse ülkeyi talan ettiler. Dünden bugüne baktığında AKP’nin birlikte yolla çıktıklarının hemen hemen yüzde 95’i AKP içinde değil, pratiklerden kaynaklı uzaklaştılar. AKP ilk başta yola çıkarken söylediği şeyin tersini yapıyor. Yaşanan durumla bu iktidarın sonunun geldiğini gösteriyor. İlk başta söylemlerinin take olduğunu asıl amaçlarının bu olmadığını yaşayarak gördük. Artık AKP-MHP’nin yalan siyasetinin sonuç vermeyeceğini ilk seçimde tüm halkımız gereken cevabı vereceğine inanıyorum” diye konuştu.   HAK ARAMAK SUÇ HALİNE GELDİ   Valiliklerin keyfi tutumlarının darbe girişiminin ardından başladığına dikkati çeken EMEP İl Başkanı Yusuf Kaya da uygulamanın tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği noktayı özetlediğini söyledi. Anayasayla güvence altına alınan barışçıl açıklamaların muhalifler, işçi ve emekçilere engel olunurken, iktidar ile iktidar yakın kurumlara tüm olanakların sunulmasına tepki gösteren Kaya, “Kadınlar sokağa çıkar, ‘ölmek istemiyoruz’ diyerek yaşamlarını savunmaları suç sayılır. Öğreniciler çıkar ‘barınamıyoruz’ derler suç sayılır. AKP döneminde işçilerin grevi yasaklanır. Belediyelere seçilen eşbaşkanlar görevden alındığında ‘neden seçtiğimizi alıyorsunuz’ denilmesi suç sayılır. Kısacası Türkiye’de hak aramak suç haline gelmiş durumda” dedi.    Tekçi, baskıcı uygulamalardan vazgeçilerek ifade ve düşünce özgürlüğün önünde tüm baskıların kaldırılmasını isteyen Kaya, insanların kendilerini ifade etmek istediğini ve bu hakkın bir insanın iki dudağı arasındaki kararlar olmaması gerektiğini anımsattı.    ‘BİLDİRME İZİN GİBİ LANSE EDİLİYOR’   Basın açıklamalarının ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHS) tarafından güvence altına alındığının altını çizen ÖHD Şubesi Eşbaşkanı Hoşyar Sarıyıldız ise, durumun anayasaya aykırı olduğunu belirtti. Valiliğe 48 saat önce bildirimde bulunmanın izin olmadığını, sadece açıklamanın yapılması için güvenlik sağlanmasına dönük olduğunu sözlerine ekleyen Sarıyıldız, şöyle devam etti: “Fakat bu durum farklı uygulanılıyor. 48 saat önce bildirme sadece açıklama için güvenlik sağlanmasını bildirmek içindir. Anayasa tarafından güvence altına alınan basın açıklaması izin alınmaksızın yapılması gerekiyor. Fakat uygulamada bir sıkıntı var. Bildirme izin gibi lanse ediliyor. Bu tamamen yanlıştır. Düşünün toplumsal bir mesele yaşanıyor ve ani bir şekilde tepki gösterilecek, ama yok izin al 48 saat sonra yap. O meselenin üzerinden 48 geçtikten sonra tepkinin bir anlamı kalmaz.”    Açıklama yapmak isteyenlerin 48 saat önce bildirmediği için engellenmesi takdirde dava açması gerektiğine vurgu yapan Sarıyıldız, anayasaya aykırı olan durumla ilgili dava açılması halinde hak savunmanın önündeki engellemelerin kalkacağını dile getirdi.    MA / Cemil Uğur