Diyarbakır Adliyesi’nde ‘yargı borsası’ mı kuruldu? 2021-11-17 09:47:57   DİYARBAKIR - Bir korucubaşı ve oğlunun yüzlerce yıl hapisle yargılanırken 10 milyon TL karşılığında tahliye edildikleri iddiası, Diyarbakır Adliyesi’nde kurulduğu öne sürülen “yargı borsası”nı yeniden gündeme getirdi.    Türkiye’de yargıya olan güvensizlik, bu konuda yapılan araştırma ve anketlere yansıdığı üzere, toplum nezdinde giderek artıp, büyük bir sorun halini aldı. Bu durumu besleyen nedenlerin başında ise siyasetin yargıya müdahalesi ile bağımsızlığın, Gülen Cemaati’nin yerini alan farklı dini cemaatlerin yargıda kadrolaşmasının beraberindeki getirdiği partizanlıkla tarafsızlığın yitirilmesi, yargının muhalifler üzerinde sopa olarak kullanılması, adaletten uzak hükümler kurulması ile birlikte yüksek mahkeme ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmaması geliyor.    Mevcut bu tablo içerisinde doğrudan AKP içerisinden isimlerce 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kurulduğu belirtilen ‘FETÖ borsası’nın bir benzerinin, Diyarbakır Adliyesi etrafında kurulduğu iddia ediliyor.    BAKAN GÜL’ÜN ZİYARETİ   Bölge Değerlendirme Toplantısı için 12 Kasım’da kentte gelen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Diyarbakır Adliyesi’ni de ziyaret edip, yargı mensupları ve adliye çalışanlarıyla bir araya geldi. Kentten verdiği mesajlarında, bugün Diyarbakır'da bir hastanede doğanla ülkenin bir başka ücra köşesinde doğan bebeğin aynı haklara sahip olduğunu söyleyen Gül, bu hakları korumak ve geliştirmenin ise “devletin en temel görevi” olduğunu ifade etti.   CHP’Lİ TANRIKULU’NDAN YANIT   Yeni bir adliye binası “müjdesi” verip kentten ayrılan Gül’e, o sırada İl Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltında tutulan 19 siyasetçi ve sendika yöneticisine yöneltilen sorular üzerinden yanıt veren CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise Diyarbakır Adliyesi'ndeki hukuksuzluğun hiçbir yerde olmadığını ifade etti.    İŞ İNSANLARINA ŞANTAJ   Tanrıkulu, bunu da Diyarbakır Adliyesi’nde görev yapan bazı savcıların da aralarında bulunduğu bir yapı tarafından oluşturulduğunu öne sürdüğü “yargı borsası” ile gerekçelendirdi. Bu yapının, itirafçılar yaratıp, haklarında beyanlar hazırlayarak kentteki iş insanlarına tehdit ve şantajda bulunduğunu söyleyen Tanrıkulu, bu durumla karşılaşan iş insanlarının ise çekindikleri için konuşamadığını belirtti.   CHP’li vekil, bu iddialarını 1 Temmuz 2020 tarihinde ‘çoklu baro’ (Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi) yasa teklifinin Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri sırasında Meclis kürsüsünden de dile getirmişti.   KUYUMCU VURGUNU!   O konuşmasında teklifi hazırlayan AKP’lilere “Barolara el atacağınıza, ilk önce yargıda oluşturduğunuz borsaları temizleyin” sözleriyle seslenen Tanrıkulu, dikkatleri o günlerde kentte yaşanan bir olaya çekti. Bu olay ise Zerya Gold isimli kuyumcu dükkanı ortaklarının, aralarında eski vali, kaymakam, yargı ve emniyet mensupları gibi kamu görevlilerinin de bulunduğu kişilerce kendilerine emanet ya da kar payı için bırakılan ve yaklaşık 200 milyon TL değerinde olduğu öne sürülen para ve ziynet eşyalarıyla kayıplara karışmasıydı.   Kuyumcuya emanet bırakılan bu paraların “rüşvet parası” olduğunu savunan CHP’li vekil, iktidara “Sizin yarattığınız bu yargı düzeninde adliyeler rüşvet kokuyor, yolsuzluk kokuyor, kayırma kokuyor” sözleriyle yüklenmişti.   HARD DİSK KAYBOLDU!   Olayla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda sonraki günlerde yakalanan 3 ortak ile 4 çalışan olmak 7 sanık hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şikâyetçi olan 51 mağdur arasında kamu görevlileri yer almadı. Tespit edilen vurgunun 50 milyon TL’den fazla olduğu belirtilen iddianamede, adlarına alım satım işlemi yapılan kişiler ve onların hesap durumlarının kayıtlı olduğu işyerine ait bilgisayar hard diskinin ise kaybolduğu ileri sürüldü.    KORUCUBAŞI VE OĞLUNUN TAHLİYELERİ    Bir ayağı kuyumcu vurgununa uzandığı öne sürülen Diyarbakır Adliyesi’ndeki yargı borsasına ilişkin iddiaları güçlendiren olay ise 18 Temmuz 2020’de kentin Bismil ilçesinde yaşanan kavgada oğlu Kadir ile birlikte dini nikahlı eşi Hamdiye Şık’ı öldürmekten, 8 kişiyi ise ‘öldürmeye teşebbüs’ten diğer eşinden olma 5 çocuğu ile birlikte tutuklu bulunan korucubaşı Mahmut Karaarslan ve kendisi gibi korucu olan oğlu Sidar Karaslan’ın tahliye edilmeleri oldu.   Öldürülen Hamdiye Şık’ı gelini Fatma Karaaslan, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan iki sanığın son duruşmada yaşanan heyet değişikliğinin ardından aralarında MHP Diyarbakır İl Örgütü yönetiminde yer alan kişilerce 10 milyon TL karşılığında celse arasında tahliye edildikleri yönünde son derece ciddi bir iddiada bulundu.   CHP’li Tanrıkulu’nun Diyarbakır Adliyesi’ndeki yapıya dair söylemleri karşısında şimdiye dek sessizliğini koruyan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün, dile getirilen bu son iddialar üzerine adım atıp atmayacağı merak konusu.   MA / Ömer Çelik