Açlık grevinden yargılanan tutuklular: İmralı’daki hukuksuzluk ortadan kaldırılsın 2021-12-02 17:11:13   ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine girdikleri için yargılanan 3 tutuklu, protesto haklarını kullandıklarını belirterek, İmralı’daki hukuksuzluğun ortadan kaldırılmasını istedi.    PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle tutuldukları Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemine giren tutuklular Süheyla Taş, Fatma Aslan ve Newroz Müçel hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın 2’nci duruşması Ankara 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.    Tutuklular ile  avukatları Hülya Yıldırım ile Fevzeddin Korkmaz duruşmada hazır bulundu. Dosyası ayrı olan Taş’ın yargılaması kimlik tespitiyle başladı. Ardından Taş, tercüman eşliğinde Kürtçe savunma yaptı.    ‘HUKUKSUZLUK KALDIRILSIN’   Taş, açlık grevine girmesinin başlıca sebebin tecrit olduğunu, cezaevlerinde tecrit yoluyla ciddi hak ihlallerinin yaşandığını ve kendisinin de 2 yıldır tecrit altında tutulduğunu ifade etti. En büyük tecridin PKK Lideri Öcalan üzerinde uygulandığını vurgulayan Taş, “Var olan kanunların dışında İmralı’da farklı bir uygulama var. Bu hukuksuzluğun bir an önce kaldırılmasını istiyorum. Buna karşı tepkimi demokratik yollarla gösterdim. Açlık grevi de barışçıl bir eylemdir. Talebim açıktır. Hukuki bir hakkımdır ve bu bir suç değildir. Vicdanım, politik kimliğim ve irademle açlık grevine girdim. Her ne kadar tutsak olsam da özgür düşünceye sahibim. Bu eylemi baskı altında olmadan gerçekleştirdim. Bu protestom hukuki ve meşrudur” şeklinde konuştu.    Bu dosyayla başsavcılığın değil İnfaz Hakimliği’nin ilgilenmesi gerektiğine dikkat çeken Taş, protestoların cezaevi mevzuatında da yer aldığını belirtti. Eylemine karşı disiplin soruşturması başlatıldığını ve verilen cezanın infaz edildiğini ifade eden Taş, “Bir protestodan dolayı 2 ceza verilemez. Örgüt üyeliği iddiası doğru değil ve kabul etmiyorum. Böyle bir iddia somut deliller gerektirir. Protestomun yasa dışı gösterilmesi doğru değildir. Bu siyasidir. İddianamede parmak izi vermediğimiz, kendimizi yere attığımız, oturma eylemi yaptığımız, kapı vurduğumuz iddialarını kabul etmiyorum. Bunlar doğru değil ve bu konuda herhangi bir soruşturma açılmadı. Açlık grevi dışında hakkımda herhangi bir soruşturma yok. Açlık grevi eylemi hukuki bir haktır” ifadelerini kullandı.   BAĞLAMI OLMAYAN SORU   Mahkeme başkanının “PKK’yi terör örgütü olarak görüyor musunuz” sorusuna tepki gösteren avukat Hülya Yıldırım, sorunun yoruma dayalı olduğunu belirti. Mahkeme başkanı ardından “Etkin pişmanlıktan yararlanmak ister misiniz” diye sordu. Taş soruyu, “Ben pişman olacak bir şey yapmadım” şeklinde yanıtladı.    Ardından söz alan avukat Yıldırım, müvekkili Taş hakkında tensipte tutukluluğa devam kararı verildiği ancak ortada bir tutukluluk kararının söz konusu olmadığını hatırlattı. Müvekkilin soruşturma aşamasında savunmasının alınmadığını ve savunma hakkının ihlal edildiğini ifade eden Yıldırım, “Müvekkile CMK’den müdafi atanması dayatılmıştır. Hukuka aykırı bir şekilde kendisine müdafi ataması beklenmemiştir. Bu nedenle de soruşturma aşamasında savunmanın ihlal edildiği görülmüştür” dedi.    YARGILAMA DELİL OLARAK SUNULDU   Savcılığın iddiasını ispatlamakla hükümlü olduğunun altını çizen Yıldırım, “Ancak dosyada somut bir delil söz konusu değildir, savcının yorumu söz konusudur. Yargıtay kararına göre örgüt üyeliğinin belli kuralları vardır. Öncelikle bu kriterleri sağlayan bir durum söz konusu değildir ve iddia edilse bile ortada organik veya hiyerarşik bağı tespit eden bir durum söz konusu değildir. Burada müvekkil cezaevinde devlet denetiminde olan bir kişidir. Müvekkilin eski yargılaması, bu dosyaya delil olarak sunulamaz” ifadelerini kullandı.   ‘İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’   Açlık grevinin hiçbir yerde bir suç olarak tanımlanamayacağına dikkat çeken Yıldırım, “Açlık grevi ifade özgürlüğüdür. Anayasanın 26’ncı maddesi kapsamında açlık grevinin ifade özgürlüğü olduğu açıktır. Buna dair çokça emsal karar var. Ankara 19’ncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Rozerin Kurt hakkında tensiple verilen bir emsal karar var” dedi ve beraat talebinde bulundu.   CEZA ALDIĞI DOSYA İSTENDİ   Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, Taş’ın hapis cezası aldığı dosyanın gönderilmesi ilgili mahkemeye müzekere yazılmasına karar vererek duruşmayı 1 Mart’a erteledi.     Taş’ın yargılamasından sonra Newroz Müçel ve Fatma Aslan duruşması başladı.    ‘PROTESTO MEŞRUDUR’   Kimlik tespitinin ardından Kürtçe olarak tercüman eşliğinde savunmasına başlayan Fatma Aslan, tutuklu olsa da özgür düşünceye sahip olduğunu vurguladı. Baskılara karşı bu hakkını kullandığını kaydeden Aslan, “Protestom da hukuki ve meşrudur. Aynı zamanda bu tarz protestolarda İnfaz Hakimliği’nin ilgilenmesi gerekir. Bu protestom infaz mevzuatında da yer alıyor. Açlık grevine dair mahkeme kararları var ve suç olarak tanımlanmıyor. Bu protestoya karşı cezaevi yönetimi disiplin cezası veriyor. Bir protesto için 2 ceza verilemez. Örgüt üyeliği iddiası doğru değil ve kabul etmiyorum. Talimat sonucu greve girdiğim iddia ediliyor. Bu iddia için somut delil gerekiyor ve bu iddiayı kabul etmiyorum. Somut delil olmadan herkes örgüt üyeliğiyle yargılanabilir mi? Böyle olsa herkes yargılanabilir. Protestom hukukidir. Pasif ve barışçıl bir eylemdir” dedi.    ‘İŞKENCE UYGULANIYOR’   Talebinin açık, hukuki ve hakları çerçevesinde olduğunu vurgulayan Aslan, başat konunun tecrit olduğuna dikkat çekti. Aslan, savunmasına şöyle devam etti: “Cezaevlerinde tecrit yoluyla işkence uygulanıyor ve en ufak haklarımız da çiğneniyor. Keyfi davranışlar ön planda. Bu zulüm kimse için kabul edilemez, insanlık dışıdır. Yaklaşık 2 yıldır bir koğuşta tutuluyorum, görüşler yapılmıyor. Buna karşın en büyük tecrit Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanıyor. Var olan uygulamalar dışında İmralı’da farklı bir rejim uygulanıyor. Bu hukuksuzluğun acilen ortadan kaldırılmasını istiyorum. Bu duruma tepkimi demokratik yollarla ortaya koyuyorum.”    ‘‘TECRİT KIRILSIN’ SUÇ DEĞİLDİR’   Ardından yine Kürtçe savunma yapan Newroz Müçel aynı dosya kapsamında yargılandıkları için arkadaşı Aslan’ın ifadesine katıldığını belirterek, “Bu eylemin yasa dışı gösterilmesi hukuki değil siyasi bir tutumdur. Açlık grevi barışçıl bir eylemdir. Talebim açık, hukuki ve meşru hakkımdır. Başlıca konu tecritti. Hapishanelerde tecrit yoluyla işkence uygulanıyor. Hapishane yönetiminin keyfi uygulamaları ön plana çıkıyor. Bu zulüm kim için yapılırsa yapılsın hak ihlalidir ve insanlık dışıdır. En ağır tecrit Sayın Abdullah Öcalan üzerindedir. ‘Tecrit kırılsın’ sözü suç değildir. Vicdani ve politik sorumluluğum gereği açlık grevine girdim” dedi.   DURUŞMA 1 MART’A ERTELENDİ   Ardından söz alan avukatlar, açlık grevinin yasal çerçevede suç oluşturmadığını belirterek, beraat talebinde bulundu.    Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı 1 Mart’a erteledi.