İnfazı yakılan tutuklunun ailesi: Hukuksuzluğa karşı direneceğiz 2021-12-04 09:07:57 İZMİR - “Çıkınca örgüte katılacak mısın” sorusu ve siyasi koğuşta kalması gerekçesiyle infazı yakılan Mizgin Çiçek’in babası Mirzeydin Çiçek, karara itiraz edeceklerini söyledi.  İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencisiyken, 23 Mart 2017 tarihinde “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Mizgin Çiçek’in (27) infazı yakılarak, 10 ay daha uzatıldı. Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Çiçek, hakkında verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasının Mart’ta bir yılın altına düşmesi üzerine denetimli serbestlikten yararlanmak için cezaevi idaresine başvurdu. Ancak dilekçeyi işleme koymayan cezaevi idaresi, Çiçek’e  “bağımsız koğuş” ve “pişmanlığı” şart koştu.   17 Kasım 2021 itibarıyla tahliye olması gereken Çiçek'in, İdari ve Gözlem Kurulu tarafından yapılan mülakat sonucu “iyi halli” olmadığı öne sürülerek, infazı yakıldı.   İNFAZ YAKMA ISRARI   Çiçek’in avukatı Şükran Öztürk, 19 Kasım’da görüşe gittiğinde müvekkilinin infazının yakıldığından haberdar olduğunu belirterek, şunları söyledi: “17 Kasım’da koşullu salıverilmesini bekliyorduk fakat öncesinde Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu kendisiyle görüşmüş. Gardiyanlar, Çiçek'e görüşmenin zorunlu olduğunu söyleyerek, görüşmeye çıkarmışlar. Savcı olduğunu beyan eden bir kişi, Çiçek'e ‘Çıktıktan sonra örgüte mi katılacaksın?’, ‘Neden siyasilerin içinde kaldın?’ şeklinde soru sormuş. Çiçek’te, ‘Ben genelgeyi okudum burada yapmanız gereken işlem, benim geleceğime dair taleplerim değil, cezaevinde geçirmiş olduğum 4 yıl 8 ayı değerlendirmek. Bana bu soruyu soramazsınız’ yanıtı vermiş. Bunun üzerine savcı ısrarla ‘Ben bu soruyu sana soracağım. Evet, hayır ya da çekimserim şekilde cevap ver’ demiş. ‘Yaptığınız hukuka aykırıdır. Cevap vermeyeceğim' diyen müvekkile, daha sonra ‘Örgütten ayrıldın mı?’, ‘Pişman mısın?’ gibi hukukta karşılığı olmayan sorular sorulmuş. Bu soruların karşılığı olmadığını söyledikten sonra ise savcı, Çiçek’in ‘örgütlü koğuşta kaldığını’ gerekçe göstererek, ‘iyi halli’ olmadığına karar verip, cezayı 10 ay ertelemiş.”   YILDIRMA POLİTİKASI   Cezaların bu şekilde ertelenmesinin hukuka aykırı olduğunu vurgulayan Öztürk, “Bunlar mahkemeler değil, bağımsız bir yargı tarafından verilmiş ve uygulaması gereken kararlarda değil. Bunlar tamamen siyasi iktidarın kararı doğrultusunda idari personele verilmiş kararlardır. Kendilerine verilen yetkiyi kötüye kullanarak, tutukluları yıldırmaya dönük yapılan baskılardır” diye belirtti.    HUKUKİ DEĞİL SİYASİ   Binlerce tutuklunun, cezasının bitmesine rağmen Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu Komisyonu tarafından hukuk dışı bir şekilde tahliye edilmediğini anımsatan Öztürk, "Hukuki boyutta herhangi işlevi yoktur. Çünkü yasaya baktığımız zaman ‘İyi halli’ olma durumları belirlenmiş, tutuklu disiplin suçu işleyebilir ama suçu işledikten sonra süre verilir, verilen süre içerisinde tutuklu artık ‘İyi halli’ olmuştur. Bütün bunlar yasada belirlenmiş iken tamamen idarenin inisiyatifine bırakılması, tutuklunun örgütten ayrılmadığı gibi spesifik olmayan gerçeğe dayanmayan bir değerlendirme hukuki değildir” dedi.    İTİRAZ EDİLECEK   Baba Mirzeydin Çiçek de, kararın hukuk dışı olduğunu vurgulayarak, sürecin takipçisi olacağını söyledi. Çiçek, “Karara karşı itirazlarımız olacak. Yapılan keyfi bir uygulamadır. Bu hukuksuzluğa karşı direneceğiz. Ne olursa olsun kızıma yapılan hukuksuzluğun peşini bırakmayacağım. İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvuracağım ve Meclis’e gidip bu hukuksuzluğu dile getireceğim. Türkiye'de ciddi anlamda hukuksuzluk ve siyasallaşmış yargı ile karşı karşıyayız” diye belirtti.    MA / Hakan Yalçın