‘Hasta tutukluların ölümü cinayettir’ 2021-12-16 09:08:15   ANKARA - İktidarın hasta tutukluları intikam aracı olarak kullandığını ifade eden HDP Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, “Hasta tutukluların ölümü, bilerek işlenen cinayetlerdir” dedi.   İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre, cezaevlerinde 604’ü ağır bin 605 hasta tutuklu bulunuyor. Sağlık durumları her geçen gün kötüye giden tutuklular, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “cezaevinde kalabilir” ve Cezaevi Gözlem Kurullarının “iyi halli” olmadığına dair kararıyla tahliye edilmeyerek ölüme terk ediliyor.       Son bir haftada tahliye edilmeyen Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Abdülrezzak Suyur ve Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki ağır hasta tutuklu Halil Güneş’in yaşamını yitirdi.      Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, hasta tutukluların durumunu değerlendirdi. Hasta tutuklularla ilgili ulusal ve uluslararası sözleşmeleri anımsatan Kaçmaz, Türkiye’nin söz konusu sözleşmelere uymadığını söyledi. Kaçmaz, “Bilinçli ve isteyerek, cinayete varan şekilde ağır hasta mahpusları cezaevinde tutan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.   ÖLÜMLER DOĞAL DEĞİL    Hasta tutukluların infazının ertelenerek tedavilerinin sağlanması gerektiğinin altını çizen Kaçmaz, “Mevzuat gereği hastalığı tespit edilen, cezaevi koşularında tedavisi mümkün olmayan yada artık hayatının son demlerini yaşayan mahpuslar için infazın ertelenmesi gerçekleşmelidir. İktidar özellikle siyasi bir intikam aracı haline gelen Adli Tıp Kurumu (ATK) üzerinden ağır hasta mahpusları ölüme terk ediyor. Cezaevlerinde gerçekleşen ölümler doğal ölümler değil, bu şekilde nitelendirilemez. Bilerek, isteyerek işlenen cinayetlerdir. Mevzuatın tanıdığı hakkın kullandırılmaması, insani durumdan uzak, tamamen düşman hukukunu esas alan bir durumla karşı karşıyayız” diye belirtti.   ÖZEL SAVAŞ ARACI    Hasta tutukluların iktidar eliyle özel savaş aracı olarak kullanıldığını dile getiren Kaçmaz, “Bu konuda çok açık yasal düzenlemeler olmasına rağmen iktidar düşman hukukunu dahi ayaklar altına alan çok kirli politikalarla ağır hasta tutukluları ölüme terk ediyor” ifadelerini kullandı.    TOPLUMSAL SORUN   Hasta tutukluların durumunun toplumsal bir sorun olduğunu ifade eden Kaçmaz, “İktidar kötülüğe doğru son sürat pedalları çeviriyor ve aslında tüm toplumu da çok tehlikeli bir noktaya doğru götürüyor. Gergin bir toplum yaratan, kutuplaştıran, hukuku askıya alan ve bunu açık açık topluma mesaj vererek yapan iktidar, sadece hasta mahpuslar üzerinden Kürt halkına bir mesaj veriliyor. Topluma ben kendi ideolojik, siyasi ihtiyaçlarım doğrultusunda hukukun dışına çıkarım, vicdanı, ahlakı, hukuku da bir yana bırakırım diyor” şeklinde konuştu.   TEHDİT ARACI    İktidarın hasta tutukları toplum karşısında bir tehdit aracı olarak kullandığını söyleyen Kaçmaz, “Mevzuat gereği bırakılması gereken insanların bırakılmaması, infazının ertelenmemesi, tedavilerinin yapılmasına olanak sağlanmaması, iktidarın kamu gücünü kendi siyasi emelleri için kullandığını gösteriyor. Normal şartlarda bir mevzuat, bir kanun var ama kullandırılmıyor. İktidar hasta mahpusları siyasi rehine olarak tutarak, kendince topluma, Kürt halkına, Türkiye kamuoyuna mesaj vermek istiyor, bunu bir pazarlık aracı olarak kullanmak istiyor” dedi.    VEDA HAKKI ENGELLENİYOR    Tutukluların veda hakkının da engellendiğini sözlerine ekleyen Kaçmaz, şunları söyledi: “Çoğu zaman tutukluların artık son günlerini yaşadıkları bilinmesine rağmen veda hakları bile engelleniyor. Bu durum intikamcı bir anlayışın ürünüdür.”    MA / Delal Akyüz