ATK’ye tepki: Emirle çalışıyor 2022-01-08 13:39:33   ANKARA - ATK’nin emirle çalıştığını belirten İHD Ankara Hapishane Komisyonu üyesi Av. Ömer Faruk Yazmacı, tahliyeler için ATK’nin son ve tek merci olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi.    Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek amacıyla “İnfaz yakmalar son bulsun, hasta tutsaklara özgürlük” başlıklı basın toplantısı düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü’nde yapılan açıklamada “Tecrit insanlık suçudur” pankartı asıldı.   BMG adına açıklamayı okuyan Doğan Koç, cezaevlerinde hasta tutsaklara yapılan muamelenin başlı başına bir işkence haline geldiğini belirtti. 19 Aralık 2000 yılında başlatılan cezaevlerinde tutukluların iradelerini teslim almanın günümüze kadar devam ettiğini hatırlatan Koç, “Bu sistematik saldırılara ilişkin yeni bir yol açacağız şiarıyla devrimci-yurtsever tutsaklar hapishanelerde hak ihlallerine ve insani gereksinimlerin karşılanmaması üzerine açlık grevine başladılar. Geçmişten bu zamana dek devam eden açlık grevleri salt tutsakların talepleri değil içeride ve dışarıda yürütülen tüm tecrit uygulamalarına başkaldırıdır. Bu direniş sahiplenmeli ve büyütülmelidir” şeklinde konuştu.   ‘ATK’LER EMİR ALIYOR’   Hasta tutukluların ‘’cezaevlerinde kalamaz’’ raporlarına rağmen Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) tahliyeler konusunda kesin emir aldığı ve tahliyeleri durduğuna dikkati çeken Koç, “Şubat 2013’ten önce, tutuklu veya hükümlülerin, sağlık nedenleriyle hapishanelerde kalamayacak durumda olduklarının belirlenmesi için ‘hayati tehlike’ altında olup olmadıklarına bakılıyordu. Şubat 2013’te yeni bir düzenleme ile İnfaz Yasasına ‘ağır hastalık veya sakatlık nedeniyle cezaevinde hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen tutsağın cezasının iyileşinceye kadar geri bırakılacağı’ hükmü eklendi” diye belirtti.   ‘MÜCADELEYE SES OLALIM’   Cezaevlerinde hak gaspları sürgün ve sevk işkencesinin devam ettiğini kaydeden Koç, “Son bir ayda 7 tutsak hayatını kaybetti. Bu ölümler devlet tarafında 'hasta' ya da 'intihar' adı altında kamuoyuna sunulmaktadır. Garibe Gezer, Vedat Erkmen, Halil Güneş gibi devrimci, yurtsever tutsakların katili devlettir. Yine yüzlerce tutsak ağır hasta olmalarına karşın, hiçbir önlem alınmamakta, tutsaklar ölümü terk edilmektedir. Tutsak eski HDP milletvekili Aysel Tuğluk ve yüzlerce ilerici, devrimci ve yurtsever tutuklu ağır hastalık koşullarında direnişlerini sürdürmektedirler. BMG olarak, hapishanelerdeki tutsakların hak gasplarına, sürgün ve sevk işkencesine karşı TC zindanlarında yürüttükleri mücadeleye ses olmak, destek vermek için harekete geçelim. Türk devletinin, 'hasta', 'intihar' etti dediği katliamlarına karşı mücadele edelim” ifadelerini kullandı.   TECRİDE TEPKİ    İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Avukatı Ömer Faruk Yazmacı, tecridin ülkenin dört bir tarafına yayıldığını kaydederek, “İmralı’daki tecrit bütün ülkeye yayılmış durumda. Sayın Öcalan üzerinde çok özel bir durum var. Kimsenin girip çıkamadığı, ailelerin durumunu öğrenemediği ve Öcalan’la birlikte diğer 4 tutsağın da tecrit halinde olduğu özel koşullar var. Tamamen siyasi sebeplerle ama pandemi koşulları sürecinde tecrit artık bütün cezaevlerinde. Bizler de bu izolasyondan nasibimizi aldı. Bizim bütün verilerimiz Haziran 2020 yılına ait. 2020’den sonra herhangi bir şekilde verilere ulaşma imkânımız olmadı. Her gün güncel verileri veriyoruz ama tamamen yetersiz olduğu devletin açıklamalarında da ortaya çıkıyor. Devlet ATK’yi gerektiğinde bir araç olarak kullanmakta. Hasta mahpusların tamamı artık hastalığının son evresine geldiğinde tahliye edilmektedir. ATK raporları tahliyeler için son ve tek merci olmaktan bir an önce çıkarılmalı. Cezaevleri Cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi bir an önce kaldırılmalı” diye belirtti.