Sendikalardan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na tepki: Görüşlerimiz alınmadı 2022-01-10 23:59:52   ANKARA - Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi görüşmelerinde söz alan sendika genel başkanları görüşleri alınmamasını eleştirdi. Sendikalar, kanun teklifinin yeniden düzenlenmesini önerdi.    AKP Milletvekilleri tarafından getirilen Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi görüşmeleri Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda görüşmelerinde AKP, sendikaların görüşlerini aldıklarını söyledi. Sendika temsilcileri görüşleri alınmamasını da eleştirdi.   Söz alan sendikalar ise kanun teklifini eleştirdi. İlk olarak söz alan Eğitim Bir Sen Genel Başkanı Latif Selvi, AKP’li Nazım Maviş’in kazanımlar getirdiğini savunduğu teklifin söylendiği çerçevede olmadığı eleştirisinde bulundu.    ‘KADROLU-SÖZLEŞMELİ AYRIMI KALDIRILMALI’   Kanunun öğretmenler için temel başvuru kaynağı olması gerektiğini ifade eden Selvi, ayrıca kariyer konusunda öğretmenlik mesleğinin parayla ilişkilendirilmesini de eleştirdi. Selvi, “Ek gösterge ve sözleşmelilerle ilgili 2022 yılında neticelendirmek üzere, toplu sözleşme masasında bir mutabakatımız söz konusu. Keşke sözleşmelilerle ilgili kadrolu ve sözleşmeli farkı ortadan kalkmış olsaydı ve sözleşmelilik sona erdirilmiş olsaydı” dedi. Ödül ve Disiplin Yönetmeliği’ne dair de Selvi, “Ödül mutlaka millî eğitim müdürlükleri tarafından verilmeli. Kaymakamlıklar ve valilikler keyfî davranıyor. Şiddetle ilgili düzenleme olmalı, özel okullar sisteme girmeli, aday öğretmenlerin görevine son verilmesinde -657’de de var- aylıktan kesme uygulaması kaldırılmalı, kesinlikle kademeye çekilmeli. Başöğretmenlikte süre beş yıla indirilebilir” dedi.   EĞİTİM SEN: GÖRÜŞLERİMİZ ALINMADI   Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul da 1966 yılında ILO, UNESCO ortak belgesi olarak ortaya çıkan ve Türkiye’nin de imzaladığı “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” belgesine dikkati çekti. Öğretmenler ile ilgili yasa tasarısı hazırlanma sürecine sendikaların dahil edilmesi gerektiğini dile getiren Kurul, “Türkiye'nin üye sayısı itibarıyla 3’üncü büyük ama etkili sendikasıyız ve bugüne kadar bu tasarıyla ilgili olarak sendikamıza herhangi bir görüş sorulmamıştır. Görüş sorulmak bir yana biz göreve geldiği günden itibaren Sayın Millî Eğitim Bakanı'ndan bu konuları ve farklı konuları görüşmek üzere randevu almaya çalıştık fakat kendisinden randevu alamadık. Kuşkusuz Sayın Kılıçdaroğlu'nun randevu alamadığı koşullarda bizim randevu almamız da pek mümkün gözükmedi ne yazık ki” sözleriyle eleştirdi.    TASARI GERİ ÇEKİLSİN   Kurul, “Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun teklifi gerek hazırlanış biçimi, gerekse sınırlı içeriği açısından bir öğretmenlik meslek kanunu değil, öğretmenler arasında statü farklılaşması ve hiyerarşi oluşturma projesidir. Bu kapsayıcılıktan uzak o 12 maddelik kanun teklifiyle öğretmenlik mesleğinin sorunlarına çözüm bulmak mümkün değildir. Tasarıyı geri çekerek veya alt komisyonda inceleme yapmak üzere çekerek bunu çeşitli yönleriyle tartışmak ve gerçekten eğitim hakkı ve çalışma hakkının karşılığı olabilecek bir meslek kanununu ortaya çıkarmak gerekmektedir” şeklinde konuştu.    EĞİTİM İŞ: TASLAK BİLE DENMEZ   Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, yasa da getirilmek istenen öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen şeklinde kategorize edilmesine tepki gösterdi. Eğitime âdeta kar zarar zihniyetiyle bakan piyasaca bir anlayışla rekabete dayalı, çatışmacı bir ortamı ateşlemek ve çalışma barışını bozacak önerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Özbay, “Ataması yapılmayan yaklaşık 1 milyon öğretmeni kendine dert edinmemek, her yıl 100 bin öğretmenimizin emeğini sömürerek asgari ücretin altında çalışmaya mahkûm eden koşulları dert edinmemek, farklı yerlerde çalışmak zorunda olan ama mesleği öğretmen olan arkadaşlarımızın çalışma koşullarını dert edinmemek ve sanki tüm öğretmenlere bir müjdeymiş gibi anlatılıp eğitimin en önemli öznesi olan öğretmenleri 12 maddelik göstermelik, teneffüs arasında bile yapılabilecek aslında 3,5 maddeden oluşan bir eskize sığdırmak -bakın, buna bir taslak bile denmez- bir karalamaya sığdırmak ve ayrıştırmanın ötesine geçmeyen, okulu, öğretmeni, öğrenciyi” sözlerine AKP’li vekiller tepki gösterdi.    AKP’li vekillerin tepkisine ise Özbay, “Şimdi, konuştuğunuz konu benim mesleğim. Bakın, öğretmene parmak sallayarak konuşmak sizin geleneğiniz olabilir ama öğretmene parmak sallanmaz” sözleriyle karşılık verdi.    ‘VİCDANA AYKIRIDIR’   “İş güvencemiz, örgütlenme özgürlüğümüz, kadrolu, güvenceli çalışma, kendini geliştirme, barınma, ulaşım, yemek, giyim, sosyal haklarımız yok; ek ders sorunumuz çözülmeyecek, güvenlik sorunumuz çözülmeyecek ama öğretmenlik meslek kanunu konuşacaksınız” sözleriyle eleştirilerini sürdüren Özbay, “Kanunlar net olur, kanunu yapıp da yürütmeye ve yöneten kişilere disiplin hükümleriyle muhalefet eden insanlara, haklarını arayan insanlara yeni sopa göstermek kimsenin hakkı değildir. İnsanca yaşamak istiyoruz, mesleki itibarımızı ve ekonomik koşullarımızı tükettiniz, bu anlayışa izin vermeyeceğiz. Paydaşlarına sorulmadan, katılımcı olmayan bir anlayışı kabul etmek mümkün değildir; yaşama hakkına ve vicdana aykırıdır. Fakir Baykurt’un da söylediği gibi ‘Öğretmen el açmaz, boyun eğmez, yalvarmaz, ders verir.”    Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Dolğun da 1 Aralık 2021 tarihinde 20. Millî Eğitim Şûrası konuşmasında “Kadrolu öğretmenler ile sözleşmeli öğretmenler arasındaki ayrımı kaldırıyoruz” sözlerini sarf eden AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ifadelerine uygun düzenleme yapılmadığı eleştirilerinde bulundu. Teklifte sözleşmeli öğretmenlere eş durumu tayin hakkı bile verilmediğinin altını çizen Dolğun, “Kariyer basamakları belirlenirken sadece hizmet yılı esas alınmalıdır. On yılını doldurmuş her öğretmenimiz uzman öğretmen, yirmi yılını doldurmuş her öğretmenimiz de başöğretmen olarak değerlendirilmelidir.   Teklifteki en olumlu düzenleme, Adaylık Kaldırma Sınavının kaldırılmış olmasıdır; bu açıdan da teşekkür ediyoruz. Gelinen noktada ise mevcut kanun teklifinin yeniden gözden geçirilmesi kanaatindeyiz” dedi.    Dolğun taleplerini de şöyle sıraladı: “Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statüde istihdamı hem doğru değildir. Öğretmen atamaları yalnızca KPSS puan üstünlüğüne göre ve mülakat yapılmadan gerçekleştirilmelidir. Kariyer basamakları: On yıl öğretmenlik yapan arkadaşlarımız uzman öğretmen, yirmi yıl öğretmenlik yapan arkadaşlarımız başöğretmen olarak düzenlenmeli ve kesinlikle sınavsız olmalıdır. Eğitim kurumlarında müdür ve müdür yardımcısı olarak atanacaklar sadece yazılı sınavla belirlenmeli, yazılı sınavla idareci olup önceki yıllarda görevinden ayrılan idarecilere de tekraren başvurma hakkı verilmelidir. Başarı, üstün başarı belgeleri gibi ödüller objektif kriterler belirlenerek uygulamaya geçirilmelidir.” Dolğun, taleplerini sıralasa da AKP’nin kanun teklifini desteklediklerini zamanla önerilerinin yerine geleceği savunmasında bulundu.    ‘ÖĞRETMENLERİN SORUNLARINI ÇÖZECEK HALE GETİRELİM’   Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper, görüşleri alınmamasını eleştirdi. Bu teklifte adaylık kaldırma sınavının kaldırılması olumlu olduğunu ancak adaylık kaldırma komisyonunun oluşumu, içeriği belli olmamasının daha büyük sorunlara yol açabileceğini ifade eden Alper, “Gelin öğretmenlik meslek kanununu gerçekten öğretmenlerin sorunlarını çözecek bir meslek kanunu hâline getirelim, gelin sözleşmeli öğretmenliği kaldıralım, gelin geçici öğretmenliği kaldıralım” dedi.    ÖZEL ÖĞRETMENLER SENDİKASI: 3 KANUNA TABİYİZ   Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Eğitim Sekreteri Umut Erkurt ise “Biz, asgari ücretin altında çalışmak bir yana, asgari ücrete mahkûm edilmek istemiyoruz. Özel sektör öğretmenleri olarak, biz haftanın yedi günü hangi çalışma sürelerinde çalışacağımızı bilmeden çalışıyoruz. En büyük sorunlarımızdan bir tanesi yine budur. Bunun haricinde, bizim en büyük sorunlarımızdan bir tanesi, 3 yasaya bağlı olarak çalışıyor olmamız. ‘Bu 3 yasa nedir?’ derseniz; birincisi, Devlet Memurları Kanunu’na tabiyiz ama Devlet Memurları Kanunu’na ödül tarafında değil, ceza tarafında, yaptırım tarafında tabiyiz. Bunun haricinde, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na tabiyiz ama Özel Öğretim Kurumları Kanunu noktasında haklarımızı aslında isteyemiyoruz, alamıyoruz, talep edemiyoruz çünkü bunun haricinde bir de İş Kanunu’na tabiyiz. Yani 3 kanuna birden tabi olan bir meslek grubu Türkiye’de ya da uygar başka bir ülkede var mı?” diye sordu.    ‘BİZ ÖĞRETMEN DEĞİL MİYİZ?’   Büro elemanı, sekreter, hizmetli olarak görüldükleri eleştirilerini sıralayan Erkurt, “Bizim burada var olan diğer kamu sendikalarındaki, kamu sendikalarının temsil ettiği kamu öğretmenlerinden ne gibi bir farkımız vardır? Bunu yine sizin vicdanınıza ve anlayışınıza bırakmak istiyorum çok büyük bir yara söz konusu ancak görülmek istenmeyen, bu noktada adım atılmak istenmeyen bir yara söz konusu. Biz çok uzun zamandır beklediğimiz meslek yasasında, özel sektör öğretmenleriyle ilgili hakların, taleplerin yer almasını ve bu noktada bir çalışma başlatılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.   Yapılan görüşmeler ardından kanun teklifinin maddelerine geçildi.