Kayyımın 'anlaşıyoruz' dediği Ben û Senliler mağdur 2022-01-21 09:01:45 DİYARBAKIR - Diyarbakır kayyımının "anlaşıyoruz" dediği Ben û Sen Mahallesi sakinleri, "Evlerimize biçilen fiyatlarla ahır bile alamayız. Mağduriyete hiçbir şekilde kulak verilmiyor" dedi.   Diyarbakır’da 1990'lı yıllarda "güvenlik" adı altında yakılan ve boşaltılan köylerden göç etmek zorunda kalan insanların çoğunlukla yaşadığı Yenişehir ilçesine bağlı Ben û Sen Mahallesi sakinleri, "surların restorasyonu ve çevresinin temizlenmesi" adı altında yapılan yıkımla mağdur ediliyor. Tarihi Sur ilçesindeki Ben û Sen Burcu'ndan ismini alan ve burcun yamacında kurulu olan mahallede yaşayanlar, evlerine çok düşük fiyat biçilmesinden kaynaklı mağdur olduklarını belirtiyor.     MAHALLELİ TEPKİLİ   Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı Vali Münir Karaloğlu, 2020 yılının Şubat ayında başlayıp, etap etap ilerleyen yıkım çalışmalarının mahalle sakinleriyle "anlaşmalı" yapıldığını savunuyor. Ancak bu yaz ayına kadar evlerini boşaltmaları için süre tanınan mahalle sakinleri, yaşanan yıkıma karşı olduklarını ifade ediyor.     Mağdur olduğunu belirten mahalle sakinlerinden biri olan Muhammed Ördek, "3 kere buralara girip yıktılar. Bize ‘Gelin hesapları görelim’ dendi. Ancak gördük ki hesaplar kafadan rakamlarla yapılıyor. Biri benim biri de babamın olmak üzere 2 daire vardı. Ne metre vurdular ne de plan yapıldı. Buna itiraz ettim. Cevap olarak, uydu görüntüsünden hesap yaptıklarını söylediler. Bununla olur mu?” dedi.    İtirazlar üzerine evlerin tapusuz olması üzerinden insanların tehdit edilmeye başlandığını ifade eden Ördek, kendilerine "Burayı işgal etmişsiniz" dendiğini aktardı. Yaşadıkları evleri inşa ettiklerinde de aynı devletin ve başında bir hükümetin bulunduğunu anımsatan Ördek, "Buraya yıllar evvel geldik. Fakirdik, iş yoktu. Gelip çalışmaya başladık. Şimdi evde kimse çalışmıyor. 2 oğlum var. Evde ikisinin de işi yok” diye kaydetti.    ‘VERDİKLERİYLE AHIR ALAMAYIZ’   Kendilerine 95 bin TL teklif edildiğini söyleyen Ördek, bu parayla yaşamlarını sürdüremeyeceklerini belirtti. Ördek, kira artışları ve ekonomik krize işaret ederek, "Yeni yerleşim yerlerinde ev fiyatları için pazarlık dahi yapamayız. Gazilerde en düşük ev 800 bin TL. Yaşadığımız mağduriyete hiçbir şekilde kulak verilmiyor. Buradaki insanların çoğunluğu fakir. Aylardır bekliyoruz. Teklif ettikleri fiyatı biraz attırdılar ama yine de kabul edilecek bir para değil. Bu parayla ahır bile alamayız. Bir kısım mahalleli kira bile verecek durumda değil. Bin TL para bir günde elinde kalmıyor. Para kıymetsiz şu an” şeklinde konuştu.    MAHALLE YAŞAMI HEDEF ALINDI   Mahallede doğup büyüyen Azad Güler, çocukluğunun geçtiği mahallede yıllardır komşuluk yaptıkları kişilerin mutsuz bir şekilde göç ettiklerini ve gözleri yaşlı evlerinin yıkımını izlediklerini anlattı. 20 yıldan uzun bir süredir mahallede yaşadıklarından aktaran Güler, “Burası bize bir mahalleden çok bir köy oldu. Hepimiz iç içe büyüdük. Çok güzel bir hayatımız vardı. Ta ki onlar gelene kadar. 'Kentsel dönüşüm' diyorlar ama Diyarbakır’ın tamamını bina yapıp betonlaştırdıktan sonra insanlık ölüyor, komşuluk ölüyor. Ben buradan binaya geçtikten sonra artık huzurum kalmayacak. Burada oturan bütün insanların güzel bir hayatı, komşuluğu vardı. Burayı yıkmak kimin eline ne geçirecek?" diye sordu.    NE YAPILMALI?   Mahallelinin ekonomik durumunun kötü olduğuna dikkati çeken Güler, "İnsanları mağdur ederek bir şey yapamazsınız. Önce insanların derdini bir öğrenin sonra Diyarbakır için çalışmalarınızı yaparsınız. Belki güzel bir şey olacak ama ben mağdur olacağım. Benim komşum mağdur olacak. Yan taraf mağdur olacak. Önce bunu çözmeleri ve insanlarla bunu konuşmaları lazım" dedi.   Güler, şunları söyledi: "İlk olarak Sur’un hemen dibinden yıkmaya başladılar. Sonra buraya geldiler. Ne olacak biz de bilmiyoruz. Bu evin alanı 300 metrekare. Bize 230 bin TL teklif edildi. Burada 3 aile oturuyor ve bu parayı paylaştırarak verecekler. 2+1 ev bile 200 bin TL üzeri. Mağdur edildiğimiz konulardan biri de bu. Bir kafede asgari ücretle çalışıyorum. Bize en az 4+1 bir ev lazım. Ancak bunu karşılayabilecek durumumuz yok."    HEM MAĞDUR HEM ÜZGÜN   “Gelip sorsunlar bakalım kimse buradan mutlu ayrıldı mı?” diye soran Güler, şöyle devam etti: "İyi bir para verseler dahi buradaki hiçbir insan buradan mutlu ayrılmadı. Hem mağduruz hem de üzgünüz. Keşke hiç yıkılmasaydı ve böyle bir şey olmasaydı. Diyarbakır sadece betonlaşmasaydı. Herkes mağdur. Burası yıkıldıktan sonra Bağlar’a, Fiskaya’ya geçilecek. Oradakiler de mağdur edilecek.”    EVLERİ BAŞLARINA YIKILACAK   Uzun yıllar Bursa’da işçilik yaparak kazandığı parayla Ben û Sen'de ev inşa eden Sebahat Çarar ise, tüm hayatının mahallede geçtiğini söyledi. İşlettikleri tek gözlü bakkaldan elde ettikleri gelirle geçimlerini sağladıklarını ifade eden Çarar, “Yazın burada değildim. Onlar da gelip yıkım için evleri dolaşmış. Ben ve 3 oğlum mahallede yaşıyorduk. Evleri yıkılınca 2 oğlum kiraya çıktı, diğer oğlum da hapiste ve çocukları bizle yaşıyor” diye anlattı. Yıkıma karşı olduklarını belirten Çarar, belediyenin evlerini başlarına yıkmak istediğini ifade etti.    Çarar, şöyle konuştu: "Eşim şeker hastası, onu korkutuyorlar. Ona suyunuzu, elektriğinizi keseriz diyorlar. O da imza atıyor ama ev benim üzerime. Onlara neden beni çağırmadıklarını söyledim. Eşyalarımız şu an torbalarda sokakta. Yerimiz yok. 3 kere belediyeye gittim. Bana, ‘Sen ya da eşin fark etmez’ dediler. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Şikâyetlerimizi de kabul etmiyorlar. ‘İmza attınız artık, tamam’ diyorlar. Vali buraya geldi. Bize ‘Fakirinizle, zengininizle kendi aranızda halledin’ dedi. Buradakilerin hepsi fakir. Herkese çok az bir para verilmiş. Belediye, çıksak da çıkmasak da evi yıkacaklarını söyledi."   MA / Ceylan Şahinli