Esentürk: Mücadeleyi birlikte örgütlemeliyiz 2022-01-29 10:09:02 ANKARA - Birleşik mücadelenin önemini darbe gecesi cezaevinde yaşadıklarıyla anlatan Devrimci 78'liler Federasyonu Ankara Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, “Yemeği de birlikte yemeliyiz, dayak yememek için de mücadeleyi birlikte örgütlemeliyiz” dedi. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla, Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP) temsilcileri 18 Ocak’ta bir araya geldi. Görüşmede parti temsilcileri, “Ortak mücadelenin sürdürülmesi, mücadele zeminlerinin çoğaltılması ve güçlendirilmesi, ortak mücadele konularının belirlenmesi ve bunların hayata geçirmeye yönelik içerik, yöntem ve takvimi oluşturulması” konularında ortaklaştı.    Devrimci 78'liler Federasyonu Ankara Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 12 Eylül Darbesi’ne karşı duran, Halkın Kurtuluşu Davası’nda yargılanan ve insanlık dışı işkencelerin izlerini hale bedeninde taşıyan Esentürk, Mamak Askeri Cezaevi’nde geçirdiği yıllarda yapılan birlik tartışmalarından örnekler vererek, bugün için birlikteliğin öneminin altını çizdi.     ‘CESARETLENDİRMEK GEREK’   Önümüzdeki süreçte toplantılara daha fazla katılımın olmasını bekleyen Esentürk, “Birlikte yürümeyeceklerse bile gözlemci olarak gelişmeleri takip etmek açısından orada bulunmalarını beklerdim. Bu ittifaklar konusunda basında çok fazla tartışmalar oldu. Biz de basından takip ediyoruz. Bir yandan muhatap olan siyasi partilerin konuya ilişkin ne düşündüklerini öğrenmek için onları davet edip görüşmeler yapıyoruz. Bu çalışmalarımız devam edecek” dedi. “Yeşerdiğimiz iklim bize bazı şeyler söyleme fırsatı veriyor” diyen Esertürk, emek demokrasi güçlerinin birlikte hareket etmesi gerektiği konusunda tarafları cesaretlendirmek ve teşvik etmek gibi görevlerinin olduğunu aktardı.    ‘GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ’   Toplantıya katılmayan siyasi partilerin cesaretlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Esentürk, “Bazı siyasi örgütlenmelerin ikirciklerinin olduğunu görüyoruz. Bu da işin doğrusu biraz insanları hayal kırıklığına uğratıyor. Bu cephede mücadele eden, sokağı birlikte paylaşan ve demokrasiden yana tüm güçlerin bir araya gelmesi kanısındayım. Devrimci 78’liler Federasyonu’nun bundan 2 yıl önce bir açıklaması vardı. O açıklamada bir demokrasi ittifakı çağrısı yaptık. Bu çağrıdan sonra buna benzer çağrılar arttı ve son olarak HDP de bu tür bir çağrı yapmış oldu. Bu anlamda biz durduğumuz yerden bu tür ittifakları güçlendirmek istiyoruz” diye belirtti.    ‘EYLEMDE BİRLİK’ ÖNERİSİ   Türkiye sol-sosyalist tarihinde benzer girişimlerin olduğunu hatırlatan Esertürk, asgari düzeyde de olsa katılımların sağlanması gerektiğine dikkati çekti. Esertürk, “Bu tür ittifaklara katılmak istemeyen örgütlere eleştiri hakkımızı saklı tutmak kaydıyla biz hala beraber kazanım elde etmeyi amaçlıyoruz. Bizim eskiden şöyle bir formülasyonumuz ve ilkemiz vardı: ‘Eylemde birlik, propaganda ve ajitasyonda serbestlik.’ Bu sayede daha çok çevreyle bir araya gelebiliyorduk. Bu anlamda bir formülasyonla dışarıda kalan, ittifaka sıcak bakmayan örgütlerle de belli ilkelerde bir araya gelip onların ‘ama’larını törpüleyip yok edebiliriz” diye konuştu.   ‘DAYAĞI BİRLİKTE YİYORUZ AMA YEMEĞİ BİRLİKTE YİYEMİYORUZ’   Birlikte mücadele etmemenin her dönem çarpıcı sonuçları olduğunu belirten Esentürk, Mamak Cezaevi’nde kaldığı günlerden şu anekdotları paylaştı: “Mamak Cezaevi’ndeyken yemek komünlerimiz ayrı ayrıydı. Devrimci-Yol, Halkın Kurtuluşu ve Kurtuluş komünü vardı. Ancak devletin komünleri yoktu. Jandarmalar, komandolar bir baskın yaptığında hepimizi çıkarır sabahtan akşama kadar döverdi. Bu baskıları, işkenceleri örgüt farkı gözetmeden hepimize uygularlardı. Çok iyi hatırlıyorum, arkadaşlardan biri şöyle bir şey söylemişti: ‘Yav dayağı birlikte yiyoruz ama yemeği birlikte yiyemiyoruz.’ Arkadaşın bu sözünü asla unutmadım. Onlar dayak atarken herhangi bir ayrım gözetmiyorlar, hepimize aynı dayağı atıyorlar ama komünlerde hepimiz ayrı yemek yiyoruz. Bu nedenle yemeği de birlikte yemeliyiz, dayak yememek için de mücadeleyi birlikte örgütlemeliyiz.”   TOPLUMA KARŞI SUÇ: GRUPÇULUK   Cezaevi koğuşunda, 12 Eylül Darbesi’nin duyurulduğu akşam “Halk Savaşı” konusunu tartıştıklarını söyleyen Esertürk, “O akşam her siyasi çizgi halk savaşıyla ilgili kendi fikirlerini aktarıyordu. Kimisi Halk Savaşı’nı insanların sokaklarda mücadele etmesi olarak tanımlıyor, kimisi de Halk Savaşı’nın Türkiye’de yaşanmadığını, Vietnam’da, Çin’de gerçekleştiğini iddia ediyordu. Tartışma o kadar uzun sürmüştü ki bitmediği için ertesi güne bıraktık. Orada şöyle bir durum vardı. Hiçbirimiz iflah olmazdık, çünkü biz doğrularımızı savunuyorduk, ayak diretiyorduk. O tartışma 10-20 gün sürse de herhangi bir noktaya gelmezdi. Çünkü bizim genlerimize kadar işlemiş olan ‘grupçu’ tavrımız, o tartışmalarda kendini sonuna kadar var ediyordu” diye belirtti. Aradan yıllar geçtiğini söyleyen Esentürk, oradaki ruh halini şu anda tahlil ettiğini ve nasıl böyle bir yanlışa düştüklerini anlamadığını ifade etti. Esertürk, “Çok açık konuşayım. Eğer biz o genlerimize kadar işlemiş grupçu anlayışımızı, bu nesle aktardıysak topluma karşı suç işlemişiz. Maalesef zaman zaman bunu görüp üzülüyorum” şeklinde konuştu.   ‘HALKLAR BU İTTİFAKA SARILACAK’   “Sokakların ruhu vardır” diyen Esertürk, bu ruhun hep birlikte kuşanılması gerektiğine değindi. Esertürk, “Çünkü yoksulluksa, açlıksa, cezaeviyse hepimiz çekiyoruz o zaman bunlara karşı omuz omuza karşı çıkacağız. Bunu yapabilirsek olası bir ‘Demokrasi İttifakı’ toplumda kesinlikle karşılık bulacaktır. Bu ülke, bu halklar seçeneksiz değil. İki tane ittifaka mecbur değiliz. Ne kadar engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar halklar bu ittifaka sıkı sıkı sarılacaktır. Her seçim döneminde darbenin bir ürünü olan yüzde 10 barajını geçip geçmeme meselesi konuşulur. Bu ittifakın önümüzdeki seçimlerde en az yüzde 18-20 gibi bir rüzgâr estireceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.   KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ     Kürt hareketinin yanında bulunmak konusunda çekinceleri olan örgütlerin olduğunu hatırlatan Esertürk, Türkiye’de Kürtleri yok sayarak üretilen siyasetlerin-politikaların işlevsiz olduğunu söyledi. Esertürk, “Bu ülkede birlikte mücadele ettiğim milyonlarca Kürt yaşıyor. Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede hiçbir sorun çözülemez. Kürt sorununa barışçıl, demokratik bir çözüm getirmek, ekonomi de dahil olmak üzere tüm sorunları çözüme kavuşturur. Buna canı gönülden inanıyorum” dedi.   ‘OMUZ OMUZA MÜCADELE'   AKP iktidarının sona yaklaştığını belirten Esertürk, önümüzdeki süreçte siyasettin en önemli paradigmasının “cesaret” olduğunu ifade etti. Esertürk, “Öncelikle korkmayacağız. Hani cesaret bulaşıcıdır sözü vardır. Cesur olursak bu cesareti başkalarına da bulaştırırız. Bir kere düşeriz yine kalkarız, iki kere düşeriz yine kalkarız ama karşımızdaki bir kere düşerse kalkamaz bunu biliyoruz. O yüzden yılmadan korkmadan, birlikte mücadeleyi öngörüp omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu halklara ve demokrasiye olan sorumluluğumuzdur. Eğer bunu yapmazsak çocuklarımızın yüzüne bakamayız” ifadelerini kullandı.   MA / Fırat Can Arslan