Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi saldırılara karşı bir araya geldi 2022-02-19 22:00:50   İSTANBUL- Mezar ve cenaze saldırılarına karşı bir araya gelen Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, her alanda tepki gösterilmesi gereken saldırılara dair çözüm yollarını tartıştı. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, Taksim’de bulunan Elite World Otel’de bir araya gelerek toplantı düzenledi. Toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Çengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hişyar Özsoy, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Toplum Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) üyesi avukatlar, 78’ler Girişimi Başkanı Celalettin Can, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER)  yanı sıra Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Doğu Güneydoğu Dernekler (DGD) Platformu Abdulhakim Daş, Gazeteci Ali Turan Topuzoğlu ile çok sayıda avukat ve gazeteci katıldı. SOYKIRIM COĞRAFYASI Toplantıda ilk olarak söz alan İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, ölülere saygı duyulmadığına işaret etti. “Bu coğrafya soykırım coğrafyasıdır” diyerek sözlerini sürdüren Keskin, “Ermeniler, Rumlar hep soykırıma maruz kaldı. Aynı şekilde Kürtler de soykırıma maruz kaldı, kalıyor. Dersim katliamı yaşandı. Mezarlar tahrip edildi. Bu gün de geldiğimiz noktada ölülere saygısızlık devam ediyor” diye konuştu. ‘BİAT ETMEME KÜLTÜRÜ’ Türk-İslam kimliği dışındaki tüm kimliklerin ve ölülerinin yok sayıldığını ifade eden Keskin, “Kürtler, kadınlar, Aleviler, LGBT’liler ve birçok benzer toplulukların ölüsüne saygı duyulmuyor. Ölüsüne saygı duyulmayan o kadar çok kimlik var ki… Biz de bu anlayışa, resmi ideolojiye karşı bir çıkış bir biat kültürü ürettik, devam ettirmek istiyoruz. Bugün de bunu nasıl daha etkili devam ettirebiliriz onu konuşmamız elzem olur” dedi. ‘GÜÇLENDİRMEMİZ LAZIM’ Kürtlerin liderleri ile ilgi kayda değer çalışmaların olmadığının ve bunun bir eksiklik olduğunu söyleyen Keskin, “Mesela Seyit Rıza’yı, Şeyh Said’i konu alan bir film yok. Ne kadar acı. 1915 Soykırımına dair yapılmış etkili bir çalışma yok. İnisiyatifin kurumsallaşma giderken bu tür çalışmalara ön ayak olması gerekiyor. Devletin arşivleri yalan. Bu yalanları ortaya çıkaracak çalışmalar yapmamız lazım. Ayrıca bir diğer önemli husus ise bu alanda özgünüz ve özgün çalışmalar yapmamız doğru olur. Resmi ideoloji eleştirisi yapan girişimlerimiz eksik kaldığı yönler de oluyor. Bu ittihatçı ideoloji nedeniyle bazı solcu kesimler hala Ermeni Soykırımı’nı tartışamıyor. Her yerde Deniz Gezmiş tartışılıyor, anılıyor ancak Ermeni Soykırımını tanımlayan, Kemalizm’i faşizm olarak değerlendiren İbrahim Kaypakkayı’yı anan veya tartışan çok az sayıda bir kesim var. Ayrıca alternatif kurumlarımızı da güçlendirmemiz lazım. Aktivist olarak çok iş yapıyoruz ama yazılı bilgi, belge ve kayıtlarımız yok” şeklinde ifadeler kullandı. ‘BİR ARAYA GELMELİYİZ’ Daha sonra söz alan HDP’li Hişyar Özsoy, inisiyatifin çalışmalarında arşiv, belgeleme, görsel ve yazınsal hafıza oluşturması gerektiği üzerinde durdu. İnisiyatife dönük ilgi ve beklentinin yoğun olduğunu, bu nedenle çalışmalarını güçlü tutulması gerektiğine işaret eden Özsoy, inisiyatifin tüm kesimlerin sorunlarına çözüm araması gerektiğini kaydetti. Özsoy, “Kimlik, cinsiyet ve renk gözetmeksizin herkesin katılım sağlanmasına ön ayak olunması lazım. Çünkü insanlar cenazelerini gömemiyor ve yas tutamıyor. Ölülerimizin peşinden gitmemiz lazım. Devlet denen yapı veya sistem, ölülerimize o kadar çok saldırıyor ki bir araya gelmeliyiz. Türkiye’de bu konuda çok fazla çalışma yürüten, sahip çıkan pek kimse yok” diye belirtti. ‘GÜNCEL İLE BAĞ KURULMALI’ Ardından söz alan ÖHD’li avukat Veysi Eski, Garzan ve Kilyos Kimsesizler Mezarlığı’ndaki cenazelerin yanı sıra bölgede bulunan mezarlara yapılan saldırıları anımsattı. Mezarların tahrip edildiğini, cenazelerin yerlerde sürüklendiğini ifade eden Eski, bu durumun herkesi ilgilendirdiğini kaydetti. İnisiyatifin bu konuda duyarlı olan kesimleri bir araya getirerek ortak bir çalışma yapıp saldırılara karşı ses çıkarması gerektiği üzerinde duran Eski, “Saldırıları yanı sıra bunlara karşı geliştirilecek tepkileri güncel siyaset ile buluşturmamız gerekiyor. Bir saldırı olduğunda hem hukuki hem siyasi boyutu konusunda ortaklaşa tepkiler ortaya koymamız gerekiyor. Ancak şu şekilde etkili olabiliriz” dedi. ‘HAFIZA SAVAŞ AÇMIŞ’ Söz alan gazeteci Zana Aksu da, İnisiyatifin ölü bedenlere ilişkin yaptığı çalışmaların önemli olduğunu söyledi. Ayrıca bir hafıza üretimine gidilmesinin de önemli olacağı görüşünü paylaşan Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hafıza sadece insana özgü bir durummuş gibi düşünmemiz eksik kalabilir. Var olan ve olacak olan tarih de hafıza da olabilir. Örneğin Siirt’te onlarca kilise vardı. Şu anda bir tane bile yok. Devlet, hafızaya karşı bir savaş açmış durumda. Yaptığı barajlardan bunu biliyoruz. Örneğin katledilen Ermenilere ilişkin bütün belge ve kitaplar yakılmış. Manastırlar yakılıyor. Biz bunlara da cenazeye bakacak şekilde bakmalıyız.” 'ÇOK SAYIDA KİMLİĞE SALDIRI VAR' Ardından söz alan aktivist Mekiye Ormancı, İnisiyatifin ölüleri kimlik ve cinsiyet gözetmeksizin ele aldığını, bu yönüyle sahiplendiğini söyledi. Gerilla cenazelerinin yanı sıra sivil ölümlere de saldırıların olduğunu belirten Ormancı, “Tarihe dönüp baktığımızda Kürtlere, Süryanilere, Asurilere ve çok sayıda kimliğe saldırılar var. Bu tür kimliklere yönelik saldırılara ilişkin bilgi ve belgeleri toplayıp topluma sunma gereği olduğunu düşünüyorum. Ayrıca güncel siyaset ile bağı kurulduğu takdirde doğru sonuçlan alınabilir. Aksi takdirde klasik bir sivil toplum örgütü olarak kalır” şeklinde konuştu.