Kobanê Davası’nda müşteki kozu mahkemenin elinde kaldı 2022-03-01 18:55:25 ANKARA- Kobanê Davası’nda daha önce kurduğu ara karara uymayan mahkeme heyeti müşteki dinlemeye başlarken, müştekilerin siyasetçilerden şikayetçi olmaması dikkat çekti.  Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamanın devam ettiği Kobanê Davası’nın 10’uncu duruşması, 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Duruşma, mahkemenin ara kararı sonrası müşteki ifadeleriyle devam etti. ‘USULE AYKIRI’ Usule dair söz alan Avukat Ali Bozan, mahkemenin usule dair hata yaptığını belirtti. Sanık sorgusu devam ederken delil ikamesine geçildiğini aktaran Bozan, “Ayrıca Ayla Akat Ata, yorulduğu için savunmasına ara verdi. Şu anda da salondadır. Mazeretsiz duruşmaya gelmemesi gibi bir durum yok. CMK 206’ya göre bir karar verilmesini talep ediyoruz” dedi. Bozan, mahkemenin daha önce verdiği müşteki dinlenmesi öncesi, bunun bilgisinin paylaşılacağı yönündeki ara kararını hatırlatarak bu duruşmada müşteki dinlenilmesinden vazgeçilmesini talep etti. TALEP REDDEDİLDİ Ardından ara kararını açıklayan heyet, “Daha önceki celselerde sanıklara savunma hakkı tanındığı ve savunma yapmadıkları takdirde müşteki ifadelerinin alınacağına dair ara kararlar kurulduğu, bugün ise Ayla Akat Ata’nın yorulduğunu beyan etmesiyle kalan süre içerisinde önceki ara karara istinaden müştekilerin dinlenmesine yönelik ara karar kurulduğu, bu kapsamda 20 dakikalık ara verildiği, müştekilerin hazır edilmesi sırasında da, bir saate yakın bir sürenin geçtiği nazara alınarak müştekilerin dinlenmesi ara kararından dönülmesi yönündeki talebin reddine karar verildi” şeklinde açıkladı. Daha sonra Sesli ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile hazır bulunan müştekiler, dinlenmeye başlandı.  MAHKEMENİN MÜŞTEKİ KOZU: HİÇBİRİ ŞİKAYETÇİ DEĞİL İlk olarak söz alan, Osmaniye T Tipi 2 No’lu Kapalı Cezaevi’nde bulunan müşteki Mehmet Polat, şikayetçi olmadığını ve davaya katılma talebinin olmadığını belirtti.  Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde bulunan Cemal Yakışıklı, mahkemenin ‘olayla ilgili beyanını alabilir miyiz’ sorusuna karşın ‘hangi olay’ diye sorması dikkat çekti. Mahkemenin olayı hatırlatması üzerine ismi okunan isimlerin olay yerinde bulunmadığını belirten Yakışıklı, şikayetçi olmadığını aktardı. Silivri 4 No’lu Cezaevi’nde bulunan Zafer Çavuşoğlu da şikayetçi olmak istemediğini ve davaya katılma talebinin bulunmadığını söyledi. Tarsus 1 No’lu Kapalı Cezaevi’nde bulunan Uğur Gezer, göstericiler tarafından atılan taşlar nedeniyle o dönem davacı olduğunu fakat şimdi kimseden şikayetçi olmadığını ifade etti. Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Rıdvan Yakşi ise mahkeme başkanının saydığı isimlerden hiçbirini tanımadığını, bu nedenle kimseden şikayetçi olmak istemediğini aktardı.  SAVCI SAVUNMALARDAN SIKILDI! Alınan müşteki ifadelerinin ardından mahkeme başkanı, siyasetçilerin savunmalarına yönelik iddia makamı tarafından yazılan dilekçeyi okuyarak dosyaya ekledi. Siyasetçiler Ayla Akat Ata ve Bülent Parmaksız’ın duruşmayı uzatmak amacıyla savunmalarında dosya kapsamı dışında güncel ve tarihi konulara yer verdiği belirtilen dilekçede iddia makamı, siyasetçilerin uyarılması konusunda talepte bulundu.                                                                                                ‘İDDİA MAKAMI SAVUNMA STRATEJİSİ HAKKINDA GÖRÜŞ BİLDİREMEZ’ İddia makamının talebi üzerine söz alan avukat Özgür Erol, “İddia makamı savunma stratejimiz hakkında görüş bildirme hakkına sahip değildir. Bu mütalaanın reddine karar verilmesini istiyoruz. Ayla Hanım hakkında iddianamede onlarca sayfa kadın hareketinde olması nedeniyle onlarca suçlama konusu yapılırken Ayla Hanım’ın burada neden kadın hareketinde olduğunu anlatması kimsenin zoruna gitmemelidir. Müdahale edilmesini mahkeme heyetinden talep etmemeli ve mahkeme heyeti bunu reddetmelidir” dedi. Ardından söz alan Ayla Akat Ata, iddianamede kadın mücadelesi hakkında yazılan tek bir kelime doğru olmadığını belirtti. Ata, “Ben bir kadın aktivistim. Ne kadar çalışma yapmışsam az yapmışım. Yürütme organı fezleke hazırlayacak, kalkıp karşıma iddianame diye sunacaksınız, bu gizli tanık beyanlarına, iddianameye göre beni üyelikten değil, yöneticilikten yargılamalısınız” diye konuştu.  ‘TARİHE NOT DÜŞMEK İSTİYORUZ’ Dilekçede geçen ifadelere karşın mahkemenin uzamasını istemediğini ifade eden Ata, “En kısa zamanda karar verin, ne olacak ceza mı alacağız? Ben şu an 2015’ten bu yana tutuklu olan 5 tane belediye başkanıyla kalıyorum. Şartlı tahliyeleri geldi bu yıl ama pişman olmadıkları için tahliye edilmiyorlar. Ayla gider bir diğeri gelir, bu sistemin yine mağdurları olur. Ancak siz beni yargılarken tarihe not düşmek istiyorsanız, ben de savunmamla not düşmek istiyorum. Neden kadın mücadelesi içinde olduğumu anlatarak tarihe not düşmek istiyorum. Sadece bu dosya için yargılandığımız bütün dosyalarda neden siyaset yaptığımızı anlattık. Benim siyasi hayatımın tamamının ele alındığı bir dosya haline geldi. Ne yapalım, es mi geçelim? ‘Boynumuz kıldan ince’ mi diyelim. Bu tutanaklar gelecekte okunacak. Bugün size yüz yıllar önce yargılanmış bir kadının tutanaklarını okudum. Bizimkiler de okunacak. Bu dosyanın uzamasına yönelik bir beklentim ve kararlılığım yoktur” ifadelerini kullandı. ‘ELBETTE KONUŞACAĞIM!’ “Ben siyasetçiyim, elbette konuşacağım” diyen Ata, “Savcı, savunma hakkıyla ilgili maddeleri sıraladı. Evet o maddelerin tamamı benim savunma yapma hakkımı koruyor. Neden Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü talep ettiğimi, neden kadın mücadelesinde yer aldığımı anlatamayacaksam burada ne işim var? ‘Ben bu suçları işlemedim hadi bana eyvallah’ mı diyeceğim. Her siyasetçi arkadaşım bugünden önce düşüncelerini ifade etmiş ve yargılanmış arkadaşlarımız bu kürsüye her çıktığında kendi siyasetlerinde anlam buluyor, siz bulmuyor olabilirsiniz” şeklinde konuştu. GÜR: SAVUNMA HAKKI LUTFEDİLEMEZ Daha sonra söz alan yargılanan HDP eski Milletvekili Nazmi Gür, savunma hakkının kutsallığına vurgu yaptı. Bu hakkın bir lütuf olmadığını belirten Gür, “Bu ne iddia makamının ne de sizin bize lütfedebileceği bir şey değildir. Evrensel bir haktır. Ancak iddia makamı bu hakkı hepimizin gözü önünde yok etmeniz için mütalaada bulundu. Gözlerim yaşardı, savcı hukuk ekonomisini düşünüyormuş. Kaç yıl sürdü bu dava, kaç bin sayfa fotokopi çektiniz. Kaç para harcandı bu süreçte. Savunmalar sırasında mı aklınıza geldi ekonomi. Yaptığımız savunmalar sizde bir etki yaratıyor mu yaratmıyor mu önemli değil, Ayla Hanım’ın dediği gibi biz bu ülkenin barışı, insan hakları için tarihe not düşmek istiyoruz. İddia makamı mahkeme heyetine baskı yapıyor. Başkaları sizi mahkeme olarak görmese de biz sizi mahkeme olarak görüyoruz. Bağımsız, tarafsız bir mahkeme olarak görüyoruz ancak iddia makamının size ilettiği dilekçeyi kabul etmeniz hukuk adına, bağımsız yargı adına utanç verici bir sayfa olacak. Şimdiye kadar iddia makamının arkasındaki güç adına hareket ettiniz ama bu talebi reddetmenin Türkiye’de bir kez daha hukuku yok etmeniz anlamına gelecektir” diye konuştu.  ‘ÖZGÜRLÜK TEMİNATIMIZ TÜRKİYE HALKLARIDIR’ Mahkeme heyetinden ya da iddia makamından özgürlük istemeyeceklerini ifade eden Gür, özgürlüklerinin teminatı olarak Türkiye halklarını gösterdi. Gür, “Mahkemeden tek talebimiz hukuktur, iddia makamının bu talebinin reddini talep ediyorum” dedi. SAVUNMAYA İHTAR Ardından iddia makamı talebine dair ara karar kuran mahkeme başkanı, iddia makamının siyasetçilerin savunmalarının kısıtlanmasını istemediğini belirtti. Kararda, savunmaların atılı suç kapsamında olması gerektiğini aktaran başkan, bunun dışında kalacak açıklamaların savunma kapsamında değerlendirilemeyeceği göz önünde bulundurularak bundan sonraki yargılama sürecinde de atılı suçlarla ve dosyayla ilgili savunma yapılması ve beyanda bulunulması gerektiğini, bu kapsamın dışındaki savunma ve beyanlarla, tanınan hakların kötüye kullanılmaması gerektiğini belirterek yargılananların ihtarına karar verdi. Duruşma 3 Mart Perşembe günü devam edecek.