ÖHD İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yapacak 2022-03-02 09:54:06   İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin işkence halini aldığını belirten ÖHD Eş Genel Başkanı İlknur Alcan, Öcalan ile görüşme için önümüzdeki günlerde Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunacaklarını söyledi.   PKK Lideri Abdullah Öcalan yıllardır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit altında tutuluyor. Son bir yıldır aile, avukat ve vasisi ile görüştürülmeyen Öcalan’dan haber alınamıyor. Öcalan’ın avukatları 22 Şubat’ta açıkladıkları raporla Öcalan’a uygulanan infaz rejiminin “işkence rejimi”ne dönüştüğünü belirtti. Raporun açıklandığı açıklamaya katılan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) de tecride tepki gösterdi.   Öcalan’a yönelik sistematik işkencenin son bulması için daha önce düzenledikleri kampanya ile 768 avukattan imza toplayan ÖHD, İmralı’ya gitmek için Adalet Bakanlığı’na başvuru yapmaya hazırlanıyor. ÖHD Eş Genel Başkanı İlknur Alcan, hazırlıklarına dair değerlendirmede bulundu.   İŞKENCE İÇİNDE İŞKENCE   Öcalan’a hukuki yardım sunan Asrın Hukuk Bürosu’nun raporuna işaret eden Alcan,“Raporda tecrit içinde tecrit” vurgusunun öne çıktığını dile getirdi. Bu ağır tecrit durumunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Anayasa’ya aykırı olduğunu dile getiren Alcan, durumun “işkence” yasağının ihlali olduğunu ifade etti. Alcan,“Yapılan uygulama, artık işkencenin devamı ve sürekliliği haline gelmiş durumda. Birçok mahkeme kararıyla bu durumun işkence olduğu ortaya konuldu. AİHM de bunu tespit etti” diye konuştu.   24 YILLIK TECRİT   İnfaz düzenlemesinde tutukluların avukat, aile yanı sıra vasisi ile görüşme haklarının yer aldığına işaret eden Alcan, ayrıca telefon ile görüşme haklarının da olduğunu dile getirdi. Öcalan’ın 24 yıllık tutukluluk sürecinde 2 kez telefon hakkını kullanabildiğini söyleyen Alcan, en son telefon görüşmesinin 4 dakika sürdüğünü ve o günden sonra Öcalan’dan bir haber alınmadığını hatırlattı. Öcalan’ın sağlığı konusunda aile ve avukatlarının bilgi sahibi olmadığını dile getiren Alcan, “Bu tecrit, Sayın Öcalan’a İmralı’ya getirildiğinden beri uygulanıyor” dedi.   TECRİT YAYILDI   Öcalan’a uygulanan tecridin nedenine dikkat çeken Alcan, bu tecridin hedefinin asıl nedeninin toplumla olan bağını koparmaya yönelik olduğunu kaydetti. Alcan, “AKP'de geçmişte söyledi; özellikle ‘barış dönemi’ sürecinde Sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye barış getirebileceğini ifade ettiler. Barış görüşmelerini Öcalan ile yaptılar. Bu tecrit durumu OHAL’den sonra da daha da hissedilmeye başlandı. Bu tecridi biz de hissediyoruz. Artık tüm yaşamaya yayıldı. Sayın Öcalan’a yönelik tecridi artırarak, Türkiye’deki bu baskı rejimini bütün alanlara yaymaya çalışıyorlar. Bu durum ile hem barışın önünü kapatıyor hem de Türkiye’deki kişi, kurum ve muhalefetin önü kesiliyor” şeklinde konuştu.   Türkiye’de insan haklarına ve hukuka aykırı ilk işlemin İmralı’da uygulandığına dikkat çeken Alcan, “Bu daha sonra cezaevlerinde bulunan diğer tutuklulara yönelik devam ediyor” diye belirtti. Bu tecridi uygulayan kişilerin varlığını sürdürmek için uyguladığını ifade eden Alcan, “Ekonomiden siyasete ve oradan eğitime yanı sıra diğer her şeyi ayakta tutabilmek için bu baskı rejimi uygulanıyor. Bugün barışın gelmemesi başka bir ekonomi, eğitim ve kültür doğruyor. Baskı rejimiyle yönetilen bir ülke ile demokrasi ve hukuki ile yönetilen bir ülke arasında ayrım çok başkadır” diye belirtti.   TÜRKİYE’YE SÜRE TANIDI   Öcalan’a uygulanan tecridin son bulması ile toplumun rahat bir nefes alabileceğini dile getiren Alcan, bu tecridin son bulması ve toplumun rahat bir nefes alması için çoğu girişimlerde bulunduklarını kaydetti. 768 avukat ile imza kampanyası yürüttüklerini bunun yanı sıra hak ve hukuk örgütleri ile birlikte Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AB BK) başvuruda bulundukları bilgisini aktaran Alcan, sözlerini şöyle sürdürdü:“AİHS’e göre bir insanın ömür boyu hapiste kalmasını işkence olarak görüyor. Verilen bu cezanın beli sürelerde gözden geçirilmesi gerektiğini öneriyor. Ne yazık ki Türkiye’de ‘ağırlaştırılmış müebbet’ verilen hiçbir tutuklu için uygulanmadı. Bu uygulanan rejim, ölünceye kadar cezaevinde tutma rejimidir. Bu da insan haklarına aykırı bir uygulamadır. Başvurumuz ardından komite, durumun değerlendirmesi ve bilgi vermesi için Türkiye’ye süre tanıdı.”   ÖHD’DEN GÖRÜŞME BAŞVURUSU   Durumun takipçisi olacaklarını ve tecridin kaldırılması için ayrıca girişimlerine devam edeceklerinin bilgisini veren Alcan, “ÖHD Eş Başkanları olarak önümüzdeki günlerde Sayın Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunacağız. Ayrıca derneğimizin şubelerine kayıtlı avukatlar da benzer bir görüşme başvurusunda bulunacaklar. Görüşme gerçekleşmezse ise avukatlar, baroları üzerinden müvekkilleriyle görüşmek için bazı girişimlerde bulunacak” diye belirtti.    BAROLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ VAR   Avukatların müvekkilleriyle görüşme için yaptıkları girişim esnasında yaşadıkları sorunların bağlı oldukları baroları da ilgilendirdiğini ve bu sorunun ortadan kaldırılması için baroların da girişimde bulunması gerektiğini kaydeden Alcan, “Baroların insan haklarının tesisi konusunda yükümlülükleri var. Bu barolara ve avukatlara düşen bir kamu görevidir. Bu Sayın Öcalan da olabilir başka bir müvekkil de olabilir görüşme engellendiği zaman görüşün engellendiğini biz baroya bildirdiğimiz taktirde baronun da bunun için hukuki ve idari yollara başvurması gerekir. Avukatların görevlerini düzenli olarak yapabilmeleri için öne çıkan engellerin kaldırılması için baroların görevleri var. Bunların kullanmasını isteyeceğiz” şeklinde konuştu.   TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ   Ortada ciddi bir hukuksuzluk olduğunu ve bu durumu ortaya koyacak bir denetim mekanizmasının dahi olmadığına işaret eden Alcan, “Sayın Öcalan ile bir yıldır hiçbir şeklide hiçbir görüşme olmuyor. Verilen disiplin cezasına dahi avukatları itiraz edemiyor. Bunun önüne geçildi bu süreçte. Ayrıca verilen bu cezalara Asrın Hukuk Bürosu tesadüfen ulaştı. Bu durum aslında ‘adil yargılanma’ hakkının da ihlalidir. Hak arayan bir hukuk kurumu olarak bu işkencenin bir an önce sona erdirilmesi için başvurularımızı sürdüreceğiz. Daha önce olduğu gibi bu gün de sürecin takipçisi olacağız” diye belirtti.   MA / Mehmet Aslan