Aktar: Barışın tesisi için Rojava'da olduğu gibi kendini savunabilmek gerek 2022-03-02 10:06:15   ANKARA - Moskova'nın tavrını Ankara’ya benzeten Dış Politika Uzmanı Cengiz Aktar, "Barışın tesisi için Rojava'da olduğu gibi öncelikle kendini savunabilmek lazım" dedi.   Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri hareket 7’nci gününde devam ediyor. ABD ve AB ülkelerinin yaptırımları devam ederken, Türkiye ise net tavır almış değil. Ukrayna Rusya arasında müzakere süreci başlamasına dair kimi görüşmeler yapılıyor, ancak müzakereden bir sonuç çıkıp çıkmayacağı henüz net değil. Yaşananları ve olası bir barış sürecinin nasıl inşa edileceğine dair Dış Politika Uzmanı ve Atina Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cengiz Aktar değerlendirdi.   İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana böyle bir savaşın yaşanmadığını vurgulayan Aktar, “1945’ten bu yana soğuk savaş esnasında da bir şey olmadı. Soğuk savaş bir mermi atılmadan bitti. Şu an durum nereye gider? Pandoranın kutusu açıldı ve Moskova’da oturan bir diktatör var. Ne yaptığı belli değil, kimseye hesap vermiyor. Etrafında ‘dur yapmayalım’ diyen yok” dedi.   ‘TAVIR TÜRKİYE’YE BENZİYOR’   Rusya’nın tavrının biraz Türkiye’ye de benzediğini aktaran Aktar, “Putin kendi kafasına göre bir şeyler yapıyor. Başta söyledikleri gibi, Donetsk ve Luhansk bölgeleri yani Ukrayna’nın doğusundaki Rus sınırındaki bölgelerle sınırlı bir operasyon değil. Bu bölgelerle sınırlı bir operasyon olmadığı gibi Putin sağa sola da laf atmaya başladı. Geçenlerde NATO ile iyi ilişkileri olan ikinci dünya savaşından bu yana tarafsız kalmak isteyen  AB üyesi Filandiya’ya ve 1800’lerin başından beri savaş nedir bilmeyen İsveç’e ayar verdi. ‘Sakın NATO’ya girmeye teşebbüs etmeyin bunun bedeli olur’ dedi. Onun dışında başka yazıları var. ‘Eğer Ukrayna operasyonumuza karışmaya kalkarsanız sizi mahvederim’  dedi. Nasıl yapacak bunu tabi atom bombasıyla. Yani İngiliz ve Amerika istihbaratının söylediğinin de ötesine geçen bir saldırganlık söz konusu” şeklinde konuştu.   ‘YENİ BİR YÜZ YIL BAŞLIYOR’   Üçüncü Dünya Savaşı değerlendirmelerine dair de Aktar, dünyada 2022 öncesi ve sonrasının olacağını söyledi. Aktar, “En azından Avrupa’da böyle olacak. Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcı 1914. Uluslararası ilişkiler uzmanları aslında 19’uncu yüz yılın o zaman bittiğini söyler. 19’uncu yüzyıl 1899’da değil, 1914’te bitti deriz. Muhtemelen 21’inci yüz yıl da 2022’de bitti. Üçüncü bir dünya savaşı mı bilmiyorum ama yeni bir yüz yıl başlıyor. Putin ortalıkta oldukça ve Moskova’da devam ettikçe Rusya denilen devasa memleket bir kişi tarafından yönetilmeye devam ettikçe sorunlar çözülmeyecektir. Bu diktatörlerden kurtulmadıkça hiçbir salahat söz konusu olmayacak. Dolayısıyla yaşananlar Avrupa başta olmak üzere güvenlik, iktisadi ve Avrupa’nın bütünleşmesi politikalarına ve NATO’ya yansıyacak. Eğer Moskova’da çok radikal bir değişiklik olmazsa bunun sayısız sonucu olacak önümüzdeki yıllar içinde” ifadelerini kullandı.    ‘RUSYA TÜM DÜNYAYI KARŞINA ALDI’   Rusya’ya yönelik alınan yaptırım kararlarına ilişkin Aktar, yaptırımların işe yarayıp yaramayacağının tartışma konusu olduğunu, ancak Rusya’nın tüm dünyayı karşısına aldığını aktardı. Aktar, “Savaş çok maliyetli bir şey. Rakamlar da çıkmaya başladı Rusya'ya  günde 2 milyar dolara mal oluyormuş. Bir de Ukrayna’ya olan bedeli var. Buna mukabil ağırlıklı olarak batı ülkeleri çok ciddi ekonomik yaptırım kararları aldılar. Ekonomik yaptırımlardan önemlisi, İngiltere’nin başını çektiği 28 ülke Ukrayna’ya askeri ve insani yardım yapma kararı aldı. Bu işin veçhesini çok hızlı değiştirir. Oraya silah girecek, Ukrayna’nın dört ayrı AB üyesi ülkeyle sınırı var; Polonya, Slovakya, Romanya ve Macaristan.  Zaten Rus ordusu ümit ettiği şekilde ilk 24 ya da 48 saat içinde Ukrayna’nın savunmasını yıkamadı. Sürekli asker yığıyor. Dolayısıyla bir bataklığa saplanmış görünüyor en azından şimdilik. Bu sadece batının, Tayyip Erdoğan’ın da dediği gibi ‘boş laf üretmesi’ değil. Gayet somut kararlar alınıyor” diye aktardı.     ‘SAVAŞ UZARSA DENGELER DEĞİŞEBİLİR’   Ukrayna’da olup bitenlerin Rusya’yı bir bakıma içine çekeceğini söyleyen Aktar, dolayısıyla Suriye ve Libya’ya yansımasının olacağını aktardı. Aktar, devamında şunları söyledi: “Ama Rusya Suriye toprağındaki deniz üssü ve hava üssünü bırakmaz. Artık orada kalıcı. Türkiye’nin ‘hem nalına hem mıhına’  şeklinde aklı sıra hem NATO’nun hem  Rusya’nın yanındayım şeklindeki Ankara’nın denge politikasının sonuçları olabilir. Ankara NATO içerisinde Rusya’ya karşı tavır aldı. Sonrasında AB Konseyi’nde Rusya’nın temsiliyet haklarının askıya alınması oylamasında çekimser oy kullandı ve batıyla ayrıştı, bu sürdürülebilir bir şey değil. Dolayısıyla Rusya günü geldiğinde hesabını Ankara’dan sorabilir. Çünkü çok fazla göbek bağı var Moskova ve Ankara’nın. Eğer Suriye’deki dengeler değişmeye kalkarsa, örneğin Rusya İdlib’i boşaltmaya kalkarsa kabak  Türkiye’nin başına patlar. Türkiye’yi Rojava’daki işgal bölgelerinden çıkarmaya bile kalkabilir. Bu anlamda dengeler değişebilir eğer bu savaş uzarsa.”     ‘BARIŞIN TAŞLARINI DÖŞEMEK GEREK’   İlk ilkenin barış olması gerektiğine vurgu yapan Aktar, ama barışa ulaşabilmek için yapılması gerekenlerin olduğunu söyledi. Aktar, “Bunlardan biri, maalesef yaşadığımız dünyada kendini koruyabilme halidir. Herkes NATO’ya bağırıp çağırıyor. ABD ve İngiltere sütten çıkmış ak kaşık değil. ABD 20 yıl önce Ortadoğu’daki arı kovanına çomak soktu ve orayı mahvetti. IŞİD’in ortaya çıkması, Suriye… Bütün bunlar Amerika’nın müdahalesiyle alakalı. İngiltere keza öyle. Dolayısıyla bunlar tasvip edilecek şeyler değil. Batı, Suriye’ye sürekli karıştı şimdi iş Rojava’daki savunma güçlerinin ve özellikle Kürtlerin üstüne kaldı. Onlar da ellerinden geleni yapıyorlar senelerdir. Ama barışı tesis etmek için, Rojava’da da gördüğümüz gibi öncelikle kendini savunabilmen lazım. Silah gerekiyor maalesef öyle bir dünyada yaşıyoruz. Tabi ki savaşa hayır ama barışa ulaşabilmenin yollarını, kilometre taşlarını döşemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘DÜZEN YERLE YEKSAN OLDU’   "Ukraynalıların tepelerine bombalar yağarken ellerine pankart alıp Rus askerinin karşısına çıkıp 'Savaşmak istemiyoruz' mu diyecek" diye soran Aktar, "Kan gövdeyi götürüyor. Maalesef içinde yaşadığımız dünya böyle bir kabus. Silah ticaretinden büyük paralar kazanan devletlerin işine yarıyor. Almanya mesela, senelerdir Putin’i besliyor. Ama Ukrayna’ya 'ülkende çatışma var sana silah vermem' diyor. Rojava’da çatışma yok mu? O zaman Ankara’ya neden senelerdir silah satmaya devam ediyorsun. Dolayısıyla ulaşılması gereken dünya barışı ama bunun yollarını hazırlamak, araçlarını bulmak gerekiyor. 1945 dünyasında değiliz. 1945 sürmedi, savaş bitti, yeter artık savaş olmayacak dendi. BM Teşkilatı kuruldu. Sonrasında kurulan dünya düzeni önce 1989’da ve şimdi 2022’de Putin Rusya’sının girişimiyle yerle yeksan oldu” şeklinde konuştu.   “Ukrayna NATO üyesi olsaydı savaş çıkmayacaktı” yorumlarının doğru olduğunu da dile getiren Aktar, “Bunun başka ara yolu bulunabilirdi. Ukrayna NATO üyesi olmadan AB üyesi olsaydı da işler farklı olurdu. AB üyesi olabilseydi ki bugün gündemde ve imkansız değil. Tüm bunlar önümüzdeki süreçte konuşulacak, gündeme gelecek. Rusya’nın bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyoruz.  Saldırıyla birlikte Ukrayna’daki Rus taraftarları dahi Putin ve Moskova rejimine karşı tavır almış durumda. Putin zıvanadan çıkmış durumda. Kapanmış bir yere oradan savaşı izliyormuş, Hitler’in son zamanları gibi ortalığı birbirine katıyor. Bunlar konuşuluyor, böyle bir yerde olduğu söyleniyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı” diye aktardı.   ROJAVA BENZETMESİ   AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da “Kobanê düştü düşecek” dediğini hatırlatan Aktar, Moskova’nın tavrının da Türkiye’ye benzediğini söyledi. Aktar, “Halkın mücadelesi bu durumlarda çok önemli ve şu sıralar Ukrayna’da o oluyor. Askerliğini daha önce yapmış olanlar, yaşlılar, kadın erkek herkes silah almak için yazılıyor ve gönüllü olarak ülkeyi savunmak üzere cepheye gidiyor ya da şehirlerde koruma görevini alarak muhafızlık yapıyor. Aynen Rojava’da olduğu gibi. Kadınların hepsi silahlandı. Ama sonuç aynı olur mu bilmiyorum çok spekülatif. Rus ordusu şaka değil. Zaafları tabi ki var ama devasa bir ordu. Ukrayna’yı, Avrupa’yı ve dünyayı çok zor günler bekliyor” ifadelerini kullandı.   MA / Zemo Ağgöz