Kobanê Davası: Gürcistan’ı gören savcı, Türkiye’yi es geçti 2022-03-14 11:27:10 ANKARA - Kobanê Davası’nda “tutukluluk devamı” için mütalaa veren savcı, AİHM’in Gürcistan’a dair kararının gördü, Türkiye’ye dair kararı ise es geçti. Dosyanın siyasi olduğunu belirten Av. Ezgi Güngördü, “Daha da saçmalayacaklar” dedi. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 10’uncu periyodu da tamamlandı. HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın 20 Eylül 2020’de tutuklandığı diğer MYK üyelerinin de 2021 yılının Ekim ayından sonra tutuklandığı davanın duruşmasında iddia makamı, “tutukluluğun devamına” dair 12 sayfalık mütalaa verdi.   AİHM’İ GÖRMEDİ   Savcı mütalaasının 9 sayfasını, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın uzun tutukluluğa dair yaptığı başvuruda, 1 Şubat 2022 tarihinde açıklanan aleyhte karara ayırdı. Aynı iddia makamı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire’nin HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 20 Aralık 2020’de açıkladığı ve Kobanê Davası’nın ana omurgasını oluşturan HDP Genel Merkezi resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımları ortadan kaldıran ve yine AİHM’in 1 Şubat’ta açıkladığı “Encü ve 39 Diğerler” kararında dokunulmazlıkların hukuka aykırı kaldırıldığına dair verilen kararı görmedi.   GÜRCİSTAN KARARI   İddia makamı AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tanımadığı AİHM kararlarını da görmez iken, daha önce AİHM tarafından W./İsviçre 26 Ocak 1993 kararında yer alan 33 paragraftaki “Yabancı devlet ile bağlantıların varlığı, bu gerekliliğin karşılanmış olduğu, örneğin başvurucunun ikametgahını başka bir ülkeye almış olmasının, diğer ülkelere sık sık seyahatler gerçekleştirmesinin ve ülke dışında kayda değer miktarda para bulundurmasının gerekçe olarak değerlendirdiği” ifadelerine yer verdi. Yine AİHM’in Punzelt/Çek Cumhuriyeti 25 Nisan 2000 yıllarında verdiği ve AİHM Merabishvili/Gürcistan 28 Kasım 2017 kararındaki içtihatlara atıfla kaçma şüphesinin gerekçe yapılacağını hatırlatan savcı, tutuklu siyasetçilerin kaçma şüphesi olduğunu öne sürdü.   SAVCI GÖZLEMCİ KONUMDA   Savcı, tutukluluk gerekçesinde, siyasetçilerin savunma yapmadığını, savunma yapmak isteyen siyasetçilerin de isimlerinin avukatları tarafından bildirilmediğine dair gözlemleri olduğunu belirterek, “Sanık ve müdafilerinin üslup ve tavırları da ayrıca dikkat çekmekte örneğin mahkemenin delil uydurduğu, tarafsız olmadığı gibi beyanları dile getirdikleri iddia makamı tarafından da gözlemlenmektedir” yorumunda bulundu.   TANIKLAR TAHLİYE TALEBİNDE BULUNDU   Yine savcılık tarafından müşteki ve tanık beyanlarını tutukluluk gerekçesi olarak gösterildi. Oysa 8 -9 Mart’ta dinlenen müşteki ve tanık beyanlarında sadece bir kişi şikayetçi oldu. Müşteki polis de HDP’li siyasetçileri eylemde ya da olayda görmediğini belirtti. Dinlenen tanıklardan PKK tarafından tehdit edildiklerini iddia edenler dahi HDP ile bir bağlantı olduğunu söylemezken, birçok tanık da demokratik haklarını kullandıklarını savunarak, DAİŞ’e karşı sokağa çıktıklarını söyledi. Bir kısım tanıklar da siyasetçilerin tahliye talebinde bulundu.   Tutuklu siyasetçilerin avukatı Ezgi Güngördü, Kobanê yargılaması ve savcı mütalaasını değerlendirdi.   ‘USULE AYKIRI TANIK DİNLENİYOR’   Mahkeme heyetinin usule aykırı bir şekilde müşteki ve tanık dinlediğini, bunu her celse de dile getirdiklerini aktaran Güngördü, “Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 206 çok açık. Tanıklar, müştekiler ve delil değerlendirilmesi durumu sanıkların ifadelerinin alınması ardından yapılır. Mahkeme heyeti ise yakalamalı sanıklar olduğu gerekçesiyle tanık ve müştekileri usule aykırı dinliyor. Aslında usul belli. Bunun böyle olmadığını mahkeme heyeti de biliyor. Hazır bulunanların sorgusu alınır, yakalaması olanlar bir süre beklenir ya da beklenmez mahkemenin takdirinde, sonrasında delil değerlendirilmesi aşamasına geçilir. Ancak bu davayı hızlandırma çabası var. Bulunan her boşlukta tanık dinleniyor, bulunan her boşlukta müşteki dinleniyor” diye belirtti.   ‘HIZLANDIRMA ÇABASI VAR’   Heyetin çabasına rağmen müşteki ve tanık beyanlarının da istedikleri sonucu vermediğini ifade eden Güngördü, “Bu hafta içerisinde dinlenen tanıklar bırakın suçlayıcı, aleyhe delil olmasını siyasetçilerin tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti yaptığının usulen uygun olmadığını biliyor ama hızlandırma çabasıdır” dedi.     ‘DELİLLER USULE UYGUN DEĞİL’   Savcının mütalaasına karşı duruşmada Budapeşte ilkelerini sayan Güngördü, “Silahların eşitliği diye bir kavram var hukukta. Savcı bir taraf biz de bir tarafızdır. Mahkeme heyeti de iki tarafa eşit mesafededir. Savcının bizim hakkımızda yorum yapması hukuki olup, olmamanın dışında haddine değil. Biz müdafilerin yaptığı işler mahkemeyi bağlar. Mahkemenin yaptığı işler, müdafileri bağlar. Savcının mütalaasına ilişkin de beyanda bulunma hakkı da müdafinindir. Savcının şahsi yorumu olsa da mahkeme heyeti de benzer ara kararlar kurdu. Savcı da bunu desteklemek istemiş, bunlar hep danışıklı-dövüş. Gizli tanık dinlendiğinde de savcının bizden önce haberi olduğunu biliyoruz. Savcı gizli tanık beyanını tutuk gerekçesi yaparken bizim gizli tanık beyanından haberimiz yok. Bir savcının görevi somut bir şekilde, objektif, dürüstlük çerçevesinde mesleğini, görevini ifa etmedir. Bu dosyanın savcısı sadece aleyhe delilleri esas alıyor. Usule uygun elde edilen deliller dahi değil bunlar” ifadelerini kullandı.   ‘HUKUKİ BİR İZAHI YOK’   “Figen Yüksekdağ’ın AYM kararını koyuyor ama AİHM kararını koymuyor” diyen Güngördü, ekledi: “Çünkü AİHM kararı aslında AYM kararını çöp yapan bir şey. AİHM, ‘Dokunulmazlıkları geçici madde ile kaldıramaz, milletvekillerini tutuklayamazsın’ diyor. AYM, yapılan uzun tutukluluk başvurumuzda bunun makul olduğunu öne sürdü. AİHM ise siyasetçilerin bir gün dahi cezaevinde kalamayacağına hükmetti. Bunları görmüyorlar, ısrarla aleyhe delil toplamaya çalışıyorlar. Bakın gizli tanık aleyhe delil üretmedir. Duruşmanın ortasında gizli tanık dinlediler. Kim olduğu belli değil, sormamışlar. Gizli tanık, sayın Demirtaş için ‘Şuraya gitti, buraya gitti, abisi zaten Kandil’deydi’ diyor. Figen Yüksekdağ için anlatımı ‘sanki Kandil’e gidiyor, orayı tek başına geziyor, istediği ile görüşüyor ve geri geliyor’ bu kadar absürt ve komik. Bunun hukuki bir izahı yok.”   ‘DELİL ÜRETMEYE ÇALIŞIYORLAR’   Sürekli tutukluluğa gerekçe yapılacak deliller üretilmeye çalışıldığını dile getiren Güngördü, “Delil üretmek zorundalar, çünkü bu dosya hukuki değil, siyasi. Siyasi süreç bunu gerektiriyor. Mahkeme de mecbur bir gerekçe üretmeye çalışıyor. Bir bakıyorsunuz aleyhe AYM’nin kararını görüyoruz. Bir bakıyoruz 6 yıl ortada olmayan gizli tanık birden ortaya çıkıyor. Daha da saçmalayacaklar, biz de müvekkillerimizin hakkını savunmaya devam edeceğiz” dedi.   MA / Berivan Altan