'Komplo' denilen davada Kürt yazara müebbet hapis istendi 2022-03-15 09:15:48 URFA - Polisin “Bomba", kendisinin "Sigara", ismini açıklayan gizli tanığın ise “Komplo” dediği çuval nedeniyle Kürt yazar Mehmet Serhat Polatsoy hakkında açılan davada savcı, müebbet ve 96 yıl hapis cezası istedi   Urfa'nın Suruç ilçesine bağlı Şevran (Yolcular) Mahallesi yolunda 30 Nisan 2013'te bulunduğu iddia edilen “Bomba çuvalı" nedeniyle hakkında Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 8 yıllık davada Kürt yazar ve gazeteci Mehmet Serhat Polatsoy için müebbet ve 96 yıl hapis cezası istendi.     Polatsoy, yer altından çıkarıldığı iddia edilen “Bomba çuvalı” ve gizli tanık beyanları gerekçesi ile 28 Mayıs 2013 tarihinde “örgüt üyesi olmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak ve örgüte mühimmat sağlamak” iddiaları ile 5 kişi ile birlikte gözaltına alınıp tutuklandı. Daha sonra açılan dava kapsamında görülen duruşmalarda 6 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.    Polatsoy’un da içinde bulunduğu 6 kişinin yargılandığı dosyasının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamesinde, “Bu operasyon Türkiye'de bir ilk olup Urfa TEM'e ithaf olunur” deniliyor. İddianamede olaya dair “ihbar olduğu” belirtilerek, şunlar yer alıyor: “Patlayıcı maddeler 30 Nisan 2013 tarihinde emniyet görevlilerince gömüldüğü yerden kazılıp çıkarılmış, yerlerine aynı şekillerde başka malzemeler ve sinyal verici ile konum belirleyici cihazın bulunduğu çuvallar 2 Mayıs 2013 tarihinde tekrar aynı yerlerine gömülmüştü.”   GİZLİ TANIK   Polatsoy, tutuklu bulunduğu süre zarfından dönemin savcı ve emniyet yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunsa da herhangi bir gelişme olmadı. İddianamede biri hala bulunamayan bir tanık olan toplam üç kişinin Polatsoy'un üzerine ifade verdiği belirtiliyor. Polatsoy'a “sigara kartonları olarak” bildiği çuvalları teslim eden kaçakçının izine ise her ne kadar iddianamede “Çuvallar alındığı andan itibaren hem teknik hem de fiziki takip başlamıştır” denilmesine rağmen rastlanılamadı. İddianamede, “Abuzer” kod isimli tanık olarak Polatsoy hakkında ifade veren, davanın Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmasında gerçek kimliğini açıklayan A.O., “Bu ifadeler bana ait değil, polislerin uydurmasıdır. Beni tehdit ettiler, önüme imzalamam için kağıtlar bıraktılar. Benim ağzımdan söylenenler doğru değildir” diyerek olayın Polatsoy'un üzerine yıkılmak istendiğini, psikolojik sorunlar yaşadığını belirterek, "Komplo" dedi.    BASKI ALTINA ALINAN İFADELER   Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde mütalaanın okunduğu 3 Mart 2022 tarihli 31'inci duruşmasında, dosya savcısı davanın ilk duruşmasında “baskı altında” ifade verdiğini belirten “Abuzer” kod isimli A.O.’nun kolluktaki ifadelerini göz önünde bulundurarak, Polatsoy hakkında TCK 302 (Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma), “Örgüt üyesi olma”, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” ve “Örgüt propagandası yapma” iddiaları ile müebbet ile 96 yıl hapis cezası talep etti.    Mahkeme, duruşmayı sanık ve avukatlarının savcının mütalaasına karşı savunma yapmaları için 17 Mayıs 2022 tarihine bıraktı.    ‘SHERLOCK HOLMES’A TAŞ ÇIKARIR’   Yaşadıklarının Sir Arthur Conan Doyle tarafından yazılan Sherlock Holmes romanlarına “Taş çıkaran türden bir kurgu” olduğunu belirten Polatsoy, olayda “manipüle edilen” çuvallar olduğuna dikkat çekti. Suruç’un 2013 yılında “sınır ticareti yapılan bir ilçe” olduğunu dile getiren Polatsoy, “sigara kaçakçılığı”nın yaygın olduğunu ve maddi sıkıntılar nedeniyle kendisinin de bu işi yapmaya karar verdiğini kaydetti. İşi bir kaçakçının teklif ettiğini Polatsoy, “Belirli gün ve saatte kaçakçının bana verdiği telefona gelen mesaj ile Suruç’un Gûgik (Göleç) kırsal mahallesine gittim. 3 çuval içindeki alkol ve sigaraları teslim aldım ve bir akrabamın boş olan evine bıraktım. 10 gün sonra 2 üniversite öğrencisine satmak için çuvalları almaya gittik ve açtığımızda sigara yerine sarı bal kutuları içinde cam macunu ve birkaç tel gördük. Sigara çıkmadığında kaçakçıyı bulmak için Suruç merkeze gittim. Suruç meydanında polislerin ağabeyimi gözaltına aldıklarını gördüm, ne olduğunu öğrenmek için yaklaştığımda biri ‘bunu da alın’ dedi ve gözaltına alındım” diye konuştu.    KOMPLO   Suruç ilçe merkezi meydanında gözaltına alınmalarına rağmen ana akım medyada “Suruç’ta 2 terörist bir köyde bomba çuvalları ile yakalandı” diye haber yapıldığını belirten Polatsoy, devamında tutuklandıklarını ve neyle suçlandıklarını 2 ay sonra hazırlanan iddianameden öğrendiklerini sözlerine ekledi. İddianameye konu olan “Suçlar” arasında kendisinin kaleme aldığı “Gülen Cemaatinin Kirli Planları" başlıklı araştırma yazısının da olduğunu belirten Polatsoy, yazının delil olarak sunulmasının o yıllarda kendisini düşündürdüğünü belirtti. O dönem “Gülen Cemaati” ile ilgili birçok yazı yazdığını belirten Polatsoy, “2013 yılı ‘Çözüm Süreci’nin başlangıç yılıydı. Sürecin başlangıcında, bozguna uğratmak için birçok benzer olay yaşandı. Suruç’ta o dönem polisler HÜDA PAR ve BDP’yi karşı karşıya getirmek için duvar yazılamaları bile yapmış, ‘Suruç’ta polisten provokasyon’ diye basında yazılıp çizilmişti. Bunları bir araya getirdiğimizde bir komplonun içine girdiğimizi anlamıştım. Sigara olarak aldığım çuvalların içinde ‘bomba’ olduğunu iddia ediyorlar ama içinde cam macunu çıktı” ifadelerini kullandı.    ‘KORKMUYORUM’   İddianamede “Operasyonun Türkiye’de bir ilk olduğu” vurgusunun yer aldığını belirten Polatsoy, “Bu operasyon hala Türkiye’de bir ilk ve ben 8 yıldır yargılanıyorum. Hakkımda birçok kez benzer durumlardan düzmece işlem yapıldı. ‘1 Kasım seçimlerini kana bulama’ gerekçesi ile gözaltına alındım. Ankara patlaması ile ilgili atmadığım bir sanal medya mesajını ben attığım iddiası ile gözaltına alındım. Defalarca yazdığım yazılar nedeniyle gözaltına alındım. Savcı açıkladığı mütalaada bana müebbet ve yüz yıla yakın ceza istiyor. Ortada somut bir delil yok, kurgu var. Bomba yok ortada ama Zaman Gazetesi ‘Ankara’yı kana bulayacaklardı’ diye bir gün sonra manşet haber girdi. Benim tabirim ile bir ‘komplo’ var, ‘Çözüm Sürecine’ karşı bir arayıştı. Urfa’da farklı bir hukuk sistemi var. Ben bir köşe yazarıyım ve adalet istiyorum. Kalemimizden dökülen mürekkep birilerini rahatsız ediyorsa bundan sonra da etmeye devam edecek. Bir hakikat mücadelesi veriyorum ve korkmuyorum” şeklinde konuştu.     MA / Emrullah Acar