Öcalan: Newroz Kürtlerin zafer yürüyüşüdür 2022-03-19 10:14:25 HABER MERKEZİ - PKK Lideri Abdullah Öcalan, Newroz’un Kürtler için “Büyük özgürlük yürüyüşü” olduğunu belirterek, “Bu cesur bir yürüyüş, zaferden başka hiçbir şeye imkan vermeyen bir yürüyüştür” dedi. Demirci Kawa’nın zalim Asur Kralı Dehak’a karşı 21 Mart’ta yaktığı ateş, PKK’nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan’ın 21 Mart 1982'de 3 kibrit çöpünü yakmasıyla, Kürtler için direniş günü haline geldi. “Çağdaş Kawa” olarak tarihe geçen Mazlum Doğan’ın bu eylemi, 21 Mart’a “Diriliş Bayramı” anlamını yükledi. Newroz’u Kürtler için “Serhildanın son ifadesi” olduğunu belirten PKK Lideri Abdullah Öcalan, tarihi günün aynı zamanda Kürtlerin özgürlükteki ısrarı olduğunun altını çizdi.    ÖZGÜRLÜK UMUTLARI   Öcalan, 1992 yılının 21 Mart’ında yaptığı değerlendirmede Newroz’un serhildan olduğunu vurgulayarak, “Newroz birleşen halkın, özgürlüğe yürüyen bir halkın günüdür. Bu halk Kürdistan halkıysa, bin yılların özgürlük umutlarının artık çiçeklendiğini gören bir halksa, bunca kahrı, zulmü görüp de bugüne ulaşan bir halksa, bunca yıldır savaşıp, yenilmeyen bir halksa, kesinlikle kazanacaksınız. Bundan kuşku yok. Biz eğer şimdiye kadar yaşadıysak, büyük sabır gösterdiysek, sadece ve sadece bu kendi öz davanız, öz savaşınız bunun gerçeğine ulaşmamız, örgütlenmeniz, örgütleyip güçlü savaşmanız içindi. Bunu bugün görmekte bahtiyarız, biz de mutluyuz. Neden? Çünkü artık durmayan, yürüyen sizler oluyorsunuz. Ve buna dayanarak, en büyük amacımız yerine gelmiştir. Zafer kadar önemli bir gündür. Karşınızda tankı, topu, uçağı ne olursa olsun, buna karşı yürümek ve hakkınız olan kimliğinize kavuşmak, özgürlüğünüze kavuşmak ve bunun için bütün bedelleri ödemeye hazır olmak gerekir” dedi.    DEMOKRASİ SAVAŞÇISI   Türkiye halklarının demokrasiye ihtiyacı olduğunu ve bu noktada Newroz’un büyük öneme sahip olduğunu söyleyen Öcalan, “Demokrasinin en iyi savaşçısı biziz. Türkiye halkı çok iyi bilmeli ki bugün eğer demokrasi adına bir şey varsa, eğer faşizm geriletilmişse, en başta gelen mücadelemizdir. Buna dayanarak; Türkiye halkının kurtuluşunun da bizim kurtuluştan geçtiğine, verdiğimiz savaşın Türkiye halkının da savaşı olduğunu eminim kendisi de biliyor ve gittikçe dost oluyor, gittikçe müttefik oluyor. Türkiye halkının Newroz’u da Newroz olacaktır. Türkiye halkı yeni bir günde, yeni bir kimlikle, demokratik sorunlarını siyasi yoldan çözmek isteyen, şovenizme kapılmayan bir halk olmanın savaşımı içinde olması, başarı olacaktır. Ortadoğu’nun diğer halkları vardır. Aynısını onlar içinde söylüyoruz. Arap halkı, Fars halkı, bütün azınlıklar, her mezhepten insanlarımız, özellikle yüzyıllardan beri ezilen Aleviler, Êzidîler, Ermeniler ve yine Türkiye’nin birçok azınlık halkı Araplar, Çerkezler, Lazlar, küçük bir toplulukta olabilir. Hepsinin demokratik özlemlerine, kültürel kimliklerine sahip çıkmalarına en büyük desteği biz sağlamışızdır. Mezhep baskıları içimizde halledilmiştir. Değişik dinler üzerindeki baskılar mücadelemiz sayesinde hafifletilmiştir. Gerçek bir demokrasiye bu temelde ulaşmışız” şeklinde konuştu.    ZAFER YÜRÜYÜŞÜ   Kürtlerin eski Kürtler olmadığını dile getiren Öcalan, “Bunun beyhude bir çaba olduğunu bir kez daha onlara hatırlattıktan sonra, halkımızın büyük özgürlük yürüyüşünün hızının bile kesilemeyeceğini, halkımızın büyük birlik ve bağımsızlı yürüyüşünün bırak hızının kesilmesini daha da alevlendireceğini, buradan sizlerle birlikte açıkça haykırmalıyız. Bütün dostlar Newroz’u bu temelde, bu gerçekler ışığında karşıladığımızı çok iyi biliyorsunuz. Ve daha şimdiden içine girdiğiniz hareketlilikle bu Newroz’a nasıl bir anlam vereceğimizi, nasıl karşılık vereceğimizi Nusaybinlerde, Cizre, Şırnaklarda, Batmanlarda bütün ülkemizin önemli merkezlerinde kar kış demeden yürüyüşlerle karşıladınız. Bu cesur bir yürüyüş, zaferden başka hiçbir şeye imkan vermeyen bir yürüyüştür. Dolayısıyla sizlerin yürüyüşü, kendisi, kurtuluşun en temel garantisi olduğunu, bunlara da en iyi cevap olarak gösteriyor” diye belirtti.    YENİ YAŞAM HEYECANI   PKK Lideri, 21 Mart 1995’te yaptığı değerlendirmede, Newroz’un Kürtlerin özgürlüğe en yakın olduğu gün olduğunu belirterek, “Özgürlüğe yakın olması demek, özgür yaşamı kavrayıp, biraz içimize sindirerek yaşamak demek. Bu önemli. Çok zorlu bir mücadeleyle gerçekleştiriyoruz. Yaşamda kazanmak bizim için her şeyden önce gelir. Çok çarpıtılmış ve bizim olmaktan bin defa uzaklaştırılmış yaşamdan kurtulmak, sanıldığından daha fazla her şeyden önce gelir. Onu biraz yakaladık. Büyümek isteyen ülkesine de halkına da tarihine de insanlığına da sahip çıkmak isteyenler için en güçlü ve her şeyden önce istenilecek bir temel tanım, temel yaşam tutkusu. Tam yaşama büründürmezsek de yine de umudu güçlü ve gerçekleşmesi de hızlı oluyor artık. Yeni yaratmaktan büyük heyecan duymak gerekir. Mesela beni bütünüyle sürükleyen bu yeni heyecan, yaşam heyecanıdır. Parayla, kariyerle bu heyecan elde edilemez. Maddi yaşam olanaklarıyla da elde edilemez. Çok diriltici, çok gerekli hissedilen bir yaşam olmasaydı biz bugüne kadar gelemezdik” diye konuştu.    TARİHİ AKIŞIN ÖZGÜRLEŞMESİ    Öcalan, 21 Mart 1997’de Newroz’un Kürtler için “Diriliş” ve “Kurtuluş” bayramı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Bizim için oldukça katmerli bir anlamı olan bugünü, özüne uygun bir biçimde, oldukça kapsamlı, herkesi onu benimsemeye zorlaştıracak bir noktaya getirmişken, bunun kurtuluş süreciyle ne kadar bağlantılı ve o denli yakın bir hal aldığını görmek gerekir. Son birkaç yıldır devlet Kürtleri boğmak isterken, renkleriyle birlikte anlamını bütünüyle yok etmek isterken, birdenbire renkleriyle birlikte anlamını bile sahiplenmeye çalışması, Newroz’un gerçek kurtuluş sürecine kavuştuğunu, bunu artık önleyemeyeceğini, her zaman yaptığı gibi içeriğinden boşaltıp, kendine mal etmek için manevralara girişti. Bunun bizim için anlamı, devletin geri adım attığıdır. Önemli olan 73 Newrozu'ndan buraya kadar taşıdığımız bu büyük olayı, bu büyük Newroz’u, gerçekten her birisinin tarihi akışın özgürleşmesinde dev bir kilometre taşına dönüştürdük. Eğer gerçekten yaşamdan bahsetmek istiyorsa, onun ve böyle bir günü bütün doğada olduğu gibi bizim bütün tarihimizde olduğu gibi bir canlanmayı mutlaka göstermesi gerekir. Biz olduk olalı, kendimizi tanıdığımızdan beri, hatta bugüne ilk adım attığımızdan beri, saygının bir gereği olarak, yine oldukça canlı olma, hep bahar gibi taze olma ve bunu hiçbir zaman eksiltmeme bu işin gereğidir dedik ve hep öyle oldu.”