Diyarbakırlılar hem iktidara hem muhalefete tepkili 2022-03-31 09:02:05 DİYARBAKIR - Cezaevlerinde yaşanan ölümlere tepki gösteren Diyarbakırlılar, hem muhalefet hem de iktidarı eleştirerek, "Herkes kulağına pamuk tıkıyor. Konu Kürt olunca aynı çizgideler" dedi.  Cezaevlerinden cansız bedenler çıkmaya devam ediyor. Son 2 hafta içerisinde 3 tutuklunun cansız bedeni cezaevlerinden çıktı. Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 28 yaşındaki Sinan Kaya 19 Mart'ta, Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 20 yaşındaki Şervan Can Güder 22 Mart'ta, 26 yıla yakın bir süredir tutuklu olan 80 yaşındaki kanser hastası Abdullah Boran ise 23 Mart'ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Yaşanan ölümlere karşı çeşitli kentlerde başlatılan Adalet Nöbeti eylemleri ise devam ediyor. Diyarbakır, Van ve İzmir'in ardından İstanbul'da da aileler, hasta ve infazı yakılan tutukların özgürlüğü için Adalet Nöbeti eylemi başlattı. Nöbet eyleminin ilk başladığı Diyarbakır'da yurttaşlara, cezaevlerinde yaşanan ölümler ve buna karşı başlatılan eylemleri sorduk.    MUHALEFETE TEPKİ   Ülkede adalet ve hukukun olmadığını söyleyen Metin Üzümlü,"Adalet olsaydı bu seviyede olmazdık. Yıllardır Kürtler üzerinden siyaset yapılıyor. Cezaevlerindekilerin suçu yok. Bunlar keyfi bir muameledir. Bu Kürtlere karşı bir işkencedir” dedi. “Adalet Nöbeti eylemine karşı herkes kulağına pamuk tıkıyor” diyen Üzümlü, iktidarın yanı sıra muhalefetin de bu duruma karşı sessizliğine tepki gösterdi.    Kendisinin de bir dönem cezaevinde kaldığını aktaran Recep Aydın, siyasi tutukluların tümünün "af" ile tahliye edilmesini istedi. Muhalefete destek verme koşullarından birisinin bu olduğunu ifade eden Aydın, "Hasta mahkumların bırakılmasını istiyoruz. İçeride bir sürü suçsuz günahsız insan var. Bunların hepsi bir baskı politikası" diye kaydetti.    İnfazını tamamlayan tutuklular ile hasta tutukluların serbest bırakılmamasına tepki gösteren Bilgi Üke, tutukluların sağlık durumlarının göz önünde bulundurulmasını istedi. Üke, "Bir insanı ölümcül bir hastalığa doğru sürükleyemezsiniz" dedi. Üke, insanların ölümle cezalandırılamayacağını vurguladı.     HEPSİ AYNI ÇİZGİDE   Son 2 hafta içerisinde yaşanan ölümleri "vahşet" olarak nitelendiren Bayram Engin, "İnsanların cezaevlerinde hayatlarını kaybetmesinden daha kötü bir şey var mı? Bir insan kendi ihtiyacını karşılayamayacak bir duruma getirilmişse ve sistem bunu görmüyorsa demek ki artık intikam almaya dönük hareket ediliyor” dedi. Kürtlerin yıllardır tutuklular noktasında benzer talepleri haykırdığını dile getiren Engin, "Siyasi partiler birleşiyor, ‘Erdoğan’ı yıkalım’ diyorlar. Ama söz konusu Erdoğan değil ki. Kılıçdaroğlu da ondan çok farklı değil. Söz konusu Kürt sorunu ve Kürtler olunca beyazı, siyahı, kırmızısı fark etmiyor. Renkleri ve şekilleri değişebilir. Ama beyinlerindeki, zihinlerindeki şeyler aşağı yukarı aynı çizgide” şeklinde konuştu.    SİYASİ CİNAYETLER   Kürtlerin yıllardır katledildiklerini ifade eden Redar Taş, cezaevlerinde de tutukluların benzer bir durumla karşı karşıya olduğunu söyledi. Taş, "Bunlar kanserden, kalp krizinden katledilen Kürtler değil. Bir cenaze aracı verilmedi. Bunlar siyasi cinayetlerdir. Bir sömürge bir katledilme durumu var. Kürt kimliğini taşıdığımız için bunlar oluyor. Hiçbir şekilde bunların sistemlerini de kendilerini de kabul etmiyorum. Ben Kürdüm. İçeride de dışarıda da bir sömürgecilik var. Sadece Kürtler değil aklıselim tüm insanların bir olması lazım. Sadece ekonomide de değil, insanlık ve özgürlük yolunda verilen mücadelede de bir olunması lazım” ifadelerini kullandı. Taş, ölümlere karşı başlatılan Adalet Nöbeti'ne katılan ailelere destek verdiğini aktardı.    HASTA TUTUKLULAR ÇAĞRISI   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve Adalet Nöbeti eylemine karşı muhalefetin sessizliğini eleştiren Hakim Taş, hasta tutuklu Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk ve diğer tutukluların durumuna işaret etti. Taş, Tuğluk ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak hasta tutukluların bir an önce serbest bırakılması çağrısı yaparak, "Kürt halkı yakın gelecekteki seçimde bu durumları göz önünde bulundurmalı. Evet, bir korku durumu var. Ama Newroz’u yasaklamak için ellerinden geleni yaptılar. İnsanlar bir araya gelince, bir şeylerin kırılabileceğini anladı. O yüzden bir olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.    KİMSESİZLEŞTİRME POLİTİKASI    Cezaevlerindeki uygulamaların geçmişten günümüze sürekli devam ettiğini vurgulayan Bayram Cabir, konu Kürtler olunca yaklaşımın değişmediğini söyledi. Cezaevinde tutuklu yakınlarının olduğunu aktaran Cabir, yaşanılan ihlallere işaret ederek, "Görüş gününde, kimseye haber verilmeden tutuklunun yerinin değiştirildiğini öğreniyoruz. Keyfi bir muameleyle yeri değiştiriliyor. Kimsesizleştirme politikası uygulanıyor" diye konuştu. Cabir, muhalefetin de bu konuda cesur davranmadığını ifade etti.    MA / Ceylan Şahinli