Gazeteci Tallî: KDP halkı kendi çıkarlarına kurban ediyor 2022-04-30 09:02:02 HABER MERKEZİ - KDP ve Türkiye’nin içinde bulunduğu işbirliğini değerlendiren gazeteci Weysî Tallî, “KDP halkı kendi çıkarlarına kurban ediyor” diyerek, sokaktan yükselecek itirazın önemine dikkati çekti.  Türkiye’nin, Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 17 Nisan’da KDP işbirliğiyle başlattığı saldırı devam ediyor. Barzani ailesine bağlı özel silahlı güçlerin de kullandığı saldırılara, Federe Kürdistan Bölgesi'nde yaşayan aydın, gazeteci ve yazarlar başta olmak üzere birçok kesimden tepkiler sürüyor. Gazeteci Weysî Tallî, Türkiye’nin KDP işbirliğiyle başlattığı saldırının Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki yansımalarını değerlendirdi.      ‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİ ZAYIFLATMAK İSTİYOR’   Tallî, KDP’nin uzun bir süredir Federe Kürdistan Bölgesi’ni ele geçirmek isteyen odaklarla hareket ettiğini dile getirdi. Kürtlerin tarihinde önemli dönemeçlere bakıldığı zaman KDP’nin özellikle de Barzani ailesinin Kürtlerin mücadelesini bastırmaya çalışanlarla net bir şekilde ilişkilendiğini vurgulayan Tallî, “Bugün de yine önemli bir dönemeçten geçiyoruz. Kürt Özgürlük Hareketi, düşmanına karşı büyük bir mücadelenin içinde. KDP yine rolünü üstlenmiş ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi önünde engel gibi duruyor. Bugünkü rolü diğer süreçlerden biraz daha farklıdır. Kürt halkının özgürlük mücadelesi doruk seviyesine ulaştığı bir dönemde yine KDP, Kürt halkının düşmanlarına yardım ediyor. Bunu yaparken de kendini Kürtlerin tek temsilcisi olarak göstermek istiyor. Kürdistan’ın tek söz sahibi kendisiymiş gibi hareket ediyor. İstediği gibi Kürdistan’da iktidarını sürdürmek istiyor” dedi.     KÜRT KAZANIMLARI   KDP’nin Türkiye ile yaptığı ortaklığa tepki gösteren Tallî, “KDP, bugünkü girişimleriyle ilk etapta PKK’yi zayıflatmak ve bununla birlikte Başûr Kürdistan’ın da iktidarını kalıcılaştırmak istiyor. Burada önemli olan ve KDP’nin bilmesi gereken şey, PKK’den sonra KDP burada iktidarını sürdüremez. Bunu görmesi gerekiyor. Çünkü tarihe bakıldığı zaman ihanetçilerin sonunun ne olduğunu iyi görecektir. Eğer Kürt Özgürlük Hareketi zayıflarsa işgalciler daha sonra yönünü onlara çevirecektir. KDP’nin bu gerçekliği görüp bu yanlıştan dönmesi gerekiyor. Bugün mesele sadece PKK değildir. Bugün asıl mesele Kürtler ve onların özgürlük davasıdır. KDP, belli kişilerin ve partilerin çıkarlarına göre hareket etmeyi bir kenara bırakmalıdır. PKK’yi zayıflatma girişimleri yerine daha geniş bir perspektiften duruma bakıp yeniden konumlanmalıdır. KDP’nin de tarihinde bir direniş var. Baas rejimine karşı mücadele etti ve bir otonom-federal yönetim kazandı. Bugünkü işbirliği ile o federal yönetim de riske giriyor. Kerkük ve Musul meselesi canlılığını koruyor. KDP’nin bunu açık bir şekilde görmesi ve ona göre hareket etmesi gerekiyor. PKK zayıflatıldığı zaman Kürtlerin bu kazanımları da ellerinden gidecektir” diye konuştu.   TEPKİLERE KARŞI BASKI   KDP’nin Kürt kazanımlarını yok etmek için Türkiye ile yaptığı işbirliğine karşı Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki yurttaşların tepkilerinin olduğunu vurgulayan Tallî, “KDP’nin yönetimi atlında olan bölgelerde tamamıyla sessizlik hakim. Zaxo, Duhok, Hewlêr, Amediye, Şêledizê gibi yerlerde KDP’nin özel silahlı güçleri etkili oluyor. Gûlan, Zêrewan ve Roj güçleri KDP’ye ve kişilere bağlı güçlerdir. KDP, bu güçlerle kendi kontrolü altındaki halkı tamamıyla sessiz kılmıştır. Zaman zaman hoşnutsuzluk dile getirilse de halk sesini yeterince yükseltemiyorlar. Bugün KDP’nin kontrolündeki cezaevlerinde yapılan uygulamalar, Türkiye cezaevlerinde yapılanlardan farklı değildir. Örneğin DAİŞ’e karşı mücadele edenler, bu gün DAİŞ ile aynı koğuşlara konuluyor. Onların cezaevlerinde yapılan işkenceler Türkiye’nin cezaevlerinde yaptığı işkencelerden farklı değildir. Tüm bunlar KDP’nin kontrolündeki bölgelerde korku iklimini etkili kılmış. Hoşnutsuzluklar var ama yeterli düzeyde ses çıkmıyor. Özellikle sınır bölgelerinde büyük bir hoşnutsuzluk vardı. Zaman zaman halkın sesi çıkıyordu ama bu sesi de Roj, Zêrewan ve oraya yerleştirdikleri MİT ile birlikte bastırıyorlar. KDP’nin etkili olduğu bölgelerdeki aydınlarda hoşnutsuzluk ve buna karşı ses çıkarma daha fazladır. Fakat onlar da yüksek sesle hoşnutsuzluklarını dile getiremiyor. Çünkü KDP, gözaltı, tutuklama ve kaybetme yöntemleri ile saldırıyor” diye belirtti.    YNK BÖLGESİNDEKİ DURUM   Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (YNK) etkili olduğu bölgelerde daha güçlü bir sesin çıktığını aktaran Tallî, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem toplum hem de yönetim mekanizması daha iyi. Özellikle Süleymaniye, Ranya, Raperîn ve Germîyan bölgesinde hem halk arasında hem de aydınlar arasında daha güçlü sesler yükseliyor. Bu bölgelerde yapılan yürüyüşlerde işgal girişiminin sonlanması mesajı veriliyor. KDP’nin Türkiye ile işbirliğinin sonlandırılması gerektiği söyleniyor. KDP’nin halkı kendi çıkarlara kurban ettiği açık bir şekilde dile getiriliyor. Çünkü bugün varlık ve yokluk savaşı olduğunu görüyorlar. Sadece HPG alanlarına yönelik bir işgal değil bütün Kürt kazanımlarına yönelik bir savaş olduğunu biliyorlar. Halk bu konuda daha bilinçli ve iyi görüyor. Özellikle 16 Ekim 2017’den sonra Kerkük ve Musul’daki Kürt güçleri geri çekildi. Orada İran’a bağlı Haşdi Şabi ve Türkiye’nin eğittiği Türkmen güçleri var. O yüzden önümüzdeki günlerde halkın göstereceği tepkiler daha da şekillenerek devam edecektir.”    MÜCADELEYE SAHİP ÇIKMA VURGUSU   Tallî, “Binlerce Pêşmerge Başûr Kürdistan’ını özgürleştirmek için Baas rejimine karşı verilen mücadelede yaşamını yitirdi. Bunun için özellikle Başûr halkının bu gerçeği görüp çocuklarına sahip çıkması gerekiyor. Çocuklarının uğruna canlarını verdiği topraklarına sahip çıkması gerekiyor. Başûr Kürdistan’ındaki gençlerin bunun bilinciyle hareket etmesi gerekiyor” dedi.   ‘İŞGALİN SONUÇLARI ORTADADIR’   Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne başlattığı saldırılarda bugüne kadar istediği sonucu alamamasının nedenlerinden bir tanesinin de halkın gösterdiği tepkiler olduğuna dikkat çeken Tallî, devamla şunları söyledi: “KDP birçok konuda Türkiye’nin istediği gibi hareket edemiyorsa bu halkın verdiği mücadeleyledir. Bunun için halkın hem çocuklarına hem de mücadelelerine daha fazla sahip çıkması gerekiyor. Bütün Kürtlerin kaderi birbirine bağlıdır. 4 parçadaki Kürtlerin geleceği birbirine bağlıdır. Başûr Kürdistan’ında gerçekleşecek bir işgal beraberinde diğer parçalarda da işgali getirecektir. Bu güçler, Kürtlerin bütün kazanımlarını ortadan kaldırmak için daha çok saldıracaktır. Bunun için özellikle Başûr Kürdistan’ında yaşayan halkın daha güçlü bir tepkiyle sokağa inmesi gerekiyor. İşgale giden yolları kapatması, toplumun arasına giren MİT’çileri deşifre etmesi ve gençlerini uyarması gerekiyor. İşgal, talandan başka Kürtlere bir şey kazandırmaz. Efrîn gerçekliği ortadadır.”    MA / Ömer Akın