İHD, üniversite öğrencilerinin akıbetini sordu 2022-05-14 14:32:43   İZMİR - İHD, 30 yıl önce gözaltına alınıp, daha sonra katledilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ile Mehmet Soner Gül'ün akıbetini sordu.    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, 2 hafta bir düzenlediği "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eylemini Konak Eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eylemde “Kayıplar vicdandır sahip çık" ve "Failler belli kayıplar nerede" pankartları açıldı. Bu hafta yapılan açıklamada, 2 Mayıs 1992'de gözaltına alınıp, daha sonra katledilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ile Mehmet Soner Gül'ün akıbeti soruldu.   ÖĞRENCİLERİN AKIBETİ SORULDU   Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Sekreteri Ali Aydın, üniversite öğrencileri hakkında şu bilgileri paylaştı: "22 yaşındaki Hüsamettin Yaman İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisiydi. Pankart taşımak suçlamasıyla 15 gün kadar hapishanede kaldı ve 6 Eylül 1990 tarihinde tahliye oldu. 21 yaşındaki Mehmet Soner Gül ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisiydi ve öğrenci derneği üyesiydi. Siyasetle ilgiliydi. Gözaltına alındı, ağır işkence gördü ve ölümle tehdit edildi. Hüsamettin Yaman 2 Mayıs 1992 Cumartesi günü evden çıktı. 4 Mayıs Pazartesi günü ağabeyi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi 'Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade'de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun' dedi.  Yaman ve Gül’ün aileleri, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Af Örgütü girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi."    KATLEDEN POLİS İTİRAF ETTİ   Aydın, 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın infazlar ve kayıplarla ilgili itiraflarının yayınlandığını anımsatarak, "Çarkın, yaptığı itirafların bir bölümünde Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. ‘Yaman ve Gül yere çömeldiler. Tam tetiği düşüreceğimizde ‘insanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye slogan attılar. Polis otobüsüne bomba atmış diye bir yalanla bizi yönlendirdiler. 20 yaşında çocukları nasıl öldürdük inanamıyorum. Sonradan öğrendim hiçbir suçları da yoktu’ dedi" diye aktardı.    ZAMAN AŞIMI   Bu beyanların ardından aile avukatlarının yeniden suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Aydın, "Ayhan Çarkın'ın ifadeleri üzerine soruşturmanın canlandırılması gerekirken dosya zamanaşımına sürüklendi. Kayıp dosyalarındaki failleri cezasız bırakma ve gerçekleri karartma geleneği devam etti" diye konuştu.