'Özgürlük için tecride karşı direniş gösterilmeli' 2022-05-30 09:00:40 DİYARBAKIR - Adaletsizliğin temelinde Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunu belirten MED-TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran,“Ortadoğu bir kurtuluş arıyorsa, Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için bir direniş göstermeli” dedi.  PKK Lideri Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999'da Türkiye'ye getirildiği günden bu yana mutlak tecrit altında. Öcalan’a uygulanan tecrit bu tarihten itibaren zaman zaman esnetilse de kesintisiz devam ediyor. Türk hükümeti uluslararası platformlarda tecridi resmi olarak kabul etmese de Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinden sonra, üçüncü tarafların görüşme talepleri sürekli reddedildi, aile ve avukat görüş talepleri çeşitli gerekçeler ile engellendi. Türkiye İmralı direnişi karşısında farklı gerekçeler öne sürerek tecridi sürdürdü.     Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED-TUHAD-FED) Eşbaşkanı Zeki Baran, Öcalan’a uygulanan ve oradan tüm cezaevlerinde yayılan tecridi ve amacını değerlendirdi.    'KRİZİN NEDENİ TECRİTTİR'   Öcalan’a uygulanan tecridi “insanlık dışı uygulama” olarak tanımlayan Baran, Öcalan’a yönelik fiziki tecridin toplumun özgürlüğünü de etkilediğini ifade etti. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve yönetim krizinin Öcalan’a uygulanan tecritle yakından alakalı olduğunun altını çizen Baran, “Türkiye’ye bakıldığı zaman, kirli politikaların tamamı AKP döneminde ortaya çıkmıştır. Soykırım, zulüm ve baskılar bu dönemde çoğaldı. Kadın katliamları, Kürt halkını yok etme politikaları bu dönemde arttı. Bu işgalci ve soykırımcı sistem yaklaşık 20 yıldır devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında Adalet Nöbetleri başlatıldı. Bütün bu adaletsizliğin, ülkedeki krizlerin sebebi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittir” diye konuştu.    TECRİDİN CEZAEVİNE YANSIMASI   PKK ile Türkiye arasında yürütülen diyalog sürecine değinen Baran, bu sürecin Dolmabahçe Mutabakatı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından önce kabul edilmesi daha sonra ise reddedilmesiyle sonuçlandığına atıfta bulunarak, “Sayın Öcalan, üzerindeki tecrit derinleştikçe, ilk olarak bunun etkisi cezaevlerine yansıdı. Kürt siyasetiyle uğraşan, yurtseverlik bilinciyle hareket eden binlerce kişi cezaevinde. Dolayısıyla ilk olarak tecridin etkisi siyasi tutuklulara, sonra tüm topluma yansıyor” ifadelerinde bulundu.    FİZİKİ DEĞİL DÜŞÜNCELERİN TECRİDİ   Tecridin toplumun tümüne sirayet ettiğini aktaran Baran, tecridin ancak mücadele ile boşa çıkarılacağını söyledi. Baran: “Kürt halkı Sayın Abdullah Öcalan’ın, paradigması ve felsefesiyle ilerlemeli. Özellikle Kürtler, Türkler, dört parça Kürdistan ve Ortadoğu bir kurtuluş arıyorsa, güneşli günler görmek istiyorlarsa PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması için bir direniş göstermesi gerekir. Biz, Türkiye’deki işgalci sistemi her ne kadar 100 yıllık süreç olarak değerlendirsek de, bu sistem bin yıldır varlığını koruyor. Sistemin amacı sadece Sayın Abdullah Öcalan’ı fiziki tecride tabii tutmak değil, Öcalan’ın düşünce ve fikirleri de tecrit edilmek isteniyor” şeklinde konuştu.    TOPLUMSAL DİNAMİKLERE ÇAĞRI   Baran, dünyanın her yerinde Kürtlerin ve Kürt dostlarının bir mücadele içinde olduğunu ancak tecridi kırmak için daha fazla adım atılması gerektiğini söyledi. Tecridi kırmak için tüm kesimlere çağrıda bulunan Baran, "Sayın Öcalan'a uygulanan tecridi kırmak gerekiyor. Herkesin elinden bir şeyler gelir. En büyük sorunumuz elimizden geleni yapmamak” diye toplumsal dinamiklere çağrıda bulundu.