FT: Türkiye'nin Kürt düşmanlığı bölge için tehlikeli 2022-05-30 11:06:47   ANKARA - New York merkezli Century Basis’ten güvenlik uzmanı, araştırmacı Sam Heller'a göre, Türkiye'nin Kürt düşmanlığı bölge istikrarının yanı sıra NATO'nun büyüme planları için de tehlike arz ediyor.   Amerikan Financial Times gazetesinde, “Kürt bir grup nasıl Erdoğan ve batı arasında güvenlik çelişkisi haline geldi?” başlıklı haberinde, Türkiye’nin son dönemde Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı açıklamalarını gündemine taşıdı.   Haberde özetle şu tespitlere yer verildi:   "Kürtlerin liderliğindeki güçler, uzun süredir Batı’nın IŞİD’e karşı Suriye’deki mücadelesinin en önemli parçası. Ancak Türkiye’nin bu güçlere karşı düşmanlığı, yalnızca Suriye’deki sükuneti ve istikrarı değil, aynı zamanda NATO’nun büyüme planlarını da tehlikeye atıyor.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın milli güvenliği için bir tehlike olarak gördüğü Kürtlerle bağlantıları nedeniyle Finlandiya ve İsveç’in NATO ittifakına katılımını engellemekle tehdit etti.   YPG, DAİŞ'LE MÜCADELEDE EDİYOR   Kürtler etnik olarak Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ta yaşıyor ancak kendi devletlerinden yoksunlar. Erdoğan, 1984’te Türkiye’ye karşı silahlanan Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) uzantısı Suriyeli Kürt Halk Savunma Birlikleri’ne (YPG) karşı yakın zamanda Suriye’ye bir saldırı tehdidinde bulundu.   Bununla birlikte, Demokratik Suriye Güçleri’nin omurgasını oluşturan YPG, kuzeydoğu Suriye’de IŞİD’le mücadelede temel işlev görüyor. Öyle ki batılı müttefikler, ABD ve hatta -bazı analistlere göre- Erdoğan’ın kendisi de onların tamamen işlevsizleştirilmesine isteksiz olabilir.   New York merkezli Century Basis’ten güvenlik uzmanı, araştırmacı Sam Heller, 'Suriye’deki Kürt güçlerini terk etmek, son 12 ayda Afganistan’da gördüğümüze eşit bir çöküş ve kaotik şiddet yaşanabilir. ABD’nin bu tür bir seçimi tercih etmesinin tamamen mantıksız olduğuna inanıyorum' dedi.   ABD, QSD'YE DESTEĞE DEVAM EDECEK   Ankara, PKK ile olan bağları nedeniyle Batı’nın YPG’ye yaptığı yardıma uzun süre itiraz etti. Uluslararası Koalisyonun 2014’teki göreve başlamasından bu yana Türkiye ile NATO’daki müttefikleri arasında çelişkilere neden oldu.   ABD, Kürt liderliğindeki çatı örgüt olan Demokratik Suriye Güçlerini (QSD) oluşturarak YPG’yi Türkiye için daha kabul edilebilir hale getirmeye çalıştı. Batılı ülkeler, İsveç ve ABD ile birlikte grubu destekledi. ABD liderliğindeki koalisyon hava saldırılarıyla desteklediği bu grup, 2019’da IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında yardımcı oldu.   Heller’e göre, ABD, IŞİD’e karşı operasyonları sürdürmek, IŞİD sonrası bölgeleri istikrara kavuşturmak ve yeniden canlanmasını durdurmak için SDG’ye bağlı olmaya devam edecek.    DAİŞ HALİFELİĞİ YENİDEN KURMA ÇABASI   Uzmanlar, IŞİD'in eski 'halifeliğini' yeniden kurmaya yetecek kadar güçlü olmadığı konusunda büyük ölçüde hemfikir. Bununla birlikte, kuzey Suriye'nin çatışmalı atmosferi ve karmaşık coğrafyası, uyuyan hücrelerin yine de ara sıra isyan saldırıları düzenlemesine olanak tanıyor.   ABD liderliğindeki koalisyon, Suriye ve Irak'ta yine de 8 bin ile 16 bin militanın faaliyet gösterdiğini tahmin ediyor. DAİŞ üyesi olduğu iddia edilen 10 bin kişi ve hane halkının fazladan 1000 üyesi, QSD tarafından yönetilen hapishanelerde ve kamplarda bulunuyor. Kıdemli Kürt subaylar yıllardır bu gözaltı merkezlerinin saldırıya açık ve zayıf olduğu konusunda uyarıyorlar. Bununla birlikte, yerel hükümetler, QSD'nin harekete geçmesini gerektirse de, bu merkezlerde tutulan kişileri yargılama veya rehabilitasyon için geri gönderme konusunda büyük ölçüde isteksiz. Ocak ayında IŞİD, grubun Suriye'de yıllardır en şiddetli saldırısı olan Hasekê'de hapisten firar etme girişiminde bulundu ve bu durum koalisyon güçleriyle 10 günlük bir savaşı tetikledi.   İŞGAL OLASILIĞI GÖRMEZDEN GELİNEMEZ   Uluslararası Kriz Grubu’ndan kıdemli Suriye analisti Dareen Khalifa ise, 'Muhtemelen Erdoğan’ın yaptığı bir blöfüdür ya da farklı noktalarda takas yapmak için elini güçlendiriyor olabilir. Ancak, muhtemelen bir işgal olasılığını görmezden gelemezsiniz' dedi.   Dareen Khalifa ayrıca, böyle bir saldırının kaosa yol açacağını söyledi.   Khalifa, ABD’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine rıza göstermesi karşılığında Türkiye’ye böyle bir saldırı için yeşil ışık yakma olasılığının son derece düşük olabileceğini de sözlerine ekledi.   Analistlere göre, Erdoğan’ın askeri güçlerini ABD ile doğrudan savaşa sokması pek olası değil, ancak QSD’yi yaralayıp ABD-QSD ortaklığını çok daha az sürdürülebilir hale getirmek için çabalayabilir.   F-16 ALMAK İÇİN ŞANTAJ   Bazı analistlere göre, Erdoğan bu adımla muhtemelen ABD’yi yeni F-16 savaş uçağı satın alma talebine onay vermesi konusunda baskı altına almak isteyebilir. Ancak bazıları ise, önümüzdeki 12 ay içerisinde gerçekleştirilecek seçimlerden önce 'kendisine milliyetçi desteği arttırmak için bir iç siyaset hilesi yaptığını' savunuyor."