Gazeteci Hafız Akdemir’in kalemi yerde kalmadı 2022-06-07 11:11:33   DİYARBAKIR -  Özgür Gündem Gazetesi Muhabiri Hafız Akdemir’in katledilmesinin üzerinden 30 yıl geçerken, gazeteci Veysi Polat, katledilen gazetecilerin ardıllarının, özgür basın geleneğini devam ettirdiğini belirterek, “Kalemleri yerde kalmadı” dedi.    30 Mayıs 1992 yılında yayın hayatına başlayan ve 14 Nisan 1994'te mahkeme kararıyla kapatılan Özgür Gündem Gazetesi, bölgede yaşanan çatışmalar, işlenen cinayetler ve köy boşaltmaları halka duyurunca devlet nezdinde resmiyet kazanan JİTEM gibi kontrgerilla örgütlemelerince hedef alındı. Kapatma, para cezaları ve çalışanlarının tutuklanmasıyla 2 yıl yayın yapan Özgür Gündem’in, 30'u muhabir olmak üzere 76 çalışanı katledildi.    Katledilenlerden biri de gazetenin Diyarbakır Bürosu muhabirlerinden 27 yaşındaki Hafız Akdemir’di. Haftalık çıkan Yeni Ülke Gazetesinde muhabirliğe adım atan Akdemir, gazetenin kapatılması sonrası Özgür Gündem Gazetesinin Diyarbakır bürosunda çalışmaya başladı. Halkın Emek Partisi (HEP) binalarındaki açlık grevleri, Tekel'deki işçi direnişi, işkence görenlerin veya köyü yakılanların haberlerini yapıp, kamuoyuna duyurdu.      HEDEF ALINDI   Akdemir’in, Hizbullah ve kontrgerilla hakkındaki haberleri ile dikkatleri üzerine çekmesi akabinde bir sabah gazetenin kapısına "Kaleminiz kırılacak, sıra sizde" yazılı bir not bırakıldı. Ertesi gün ise yapılan kimlik kontrolünde "Yazdıklarına dikkat et" denilerek tehdit edilen Akdemir, 8 Haziran 1992'de gazete bürosuna giderken bugün isminin verildiği Melik Ahmet Caddesi üzerindeki Hafız Akdemir Sokağı'nda uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitirdi.    FAİL SERBEST BIRAKILDI    İşlenen cinayetle ilgili başlatılan soruşturmada, 8 yıl boyunca hiçbir ilerleme kaydedilmedi. 90’lı yıllarda devlet tarafından kullanılan Hizbullah sorumlusu Hüseyin Velioğlu’nun, 17 Ocak 2000’de İstanbul Beykoz'da bulunan bir villada öldürülmesinin ardından Diyarbakır 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan Hizbullah Ana Davası’nda yer alan 31 sanığa yöneltilen 188 cinayet arasında Hafız Akdemir cinayeti de yer aldı. Cinayetin tetikçisi olduğu belirtilen Hizbullah üyesi "Hüseyin" kod adlı Cihan Yıldız, 2008 yılında İnterpol tarafından Avusturya’nın başkenti Viyana'da yakalanıp, getirildiği Türkiye’de Akdemir’in de aralarında olduğu 11 cinayetten sorumlu tutuldu. Yargılama sonucunda Yıldız, 6 cinayet ve 2 silahlı yaralama suçundan müebbet hapis cezasını çarptırıldı. Fakat AYM’nin “adil yargılanma hakkının ihlali” kararıyla diğer Hizbullah hükümlüleri ile birlikte 9 yıllık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı. Yıldız’ın diğer Hizbullah sanıkları gibi örgütün yurtdışında bulunan kamplarına kaçtığı belirtiliyor.    Gazeteci Akdemir, saldırıya uğrarken yanında bulunan yeğeni ve ö dönem Özgür Gündem Gazetesinde ofis boy olarak çalışan gazeteci Veysi Polat, 8 Haziran 1992’de yaşananlar ile dayısı Akdemir’i anlattı.     ‘ONLAR KEFENLE GEZDİLER’   Hafız Akdemir’in herkes tarafından örnek alınan bir gazeteci olduğunu söyleyen Polat, "Hafız çok büroda kalmazdı. Haber kaynaklarını ziyaret edip haber peşinde koşmayı çok severdi, o nedenle sokaklardaydı" dedi. Hafız'ın dönemin koşullarında iyi bir gazeteci olduğunu ifade eden Polat, "1990'lı yılların gazetecilik açısından 'Ateşten gömlek' ile eşdeğer olduğu dönemde, onlar gömleği de değil katledilen diğer arkadaşları gibi adeta kefenle gezdiler. Niçin gezdiler? O dönemde hiç kimsenin yazmaya cesaret edemediği, bırakın yazmayı konuşmaya dahi cesaret edemediği dönemde onlar, bu coğrafyada zulme uğrayan, işkenceye maruz kalan, evi yakılan, işten atılan, haksızlığa uğrayan tüm kesimleri yazdılar" dedi.    SALDIRIYA UĞRADIĞI GÜN   Hafız Akdemir’in katledildiği güne ilişkin tanıklığını anlatan Polat, "Her sabah işe gittiğimiz için sabah saatimiz belliydi. En geç 08.30'da işte olurduk. 8.25'te İskender Paşa Mahallesi'nden 400 metre ilerideki Tekkapı civarındaki işyerine doğru çıktık. Evden çıktıktan 100 metre sonra Palu Sokağı'ndaki, Palu fırınının önündeyken çekçek arabası belirdi. Üzerinde un çuvalı vardı. Sokak dar olduğu için, o sağa ben sola geçtim. Aracın geçmesi esnasında kendisine bir el ateş edildi. Hafız katilini görmedi.  Ben o anki can havliyle bir feryat ederken sadece suratını, yarıdan dönerek bir el de bana ateş etti" dedi.   ‘BAŞKA GAZET Mİ YOK?’   Akdemir’in vurulmasından sonra hastaneye gittiklerini söyleyen Polat, “Hastaneye gittiğimizde hastanedekiler, Hafız’ın ne iş yaptığını sordu. Bende onlara Özgür Gündem Gazetesi çalışanı olduğunu söyledim. Bu söylemim üzerine bize sert davranmaya başladılar ve aralarından birileri ‘Başka gazete mi yok’ diye söylendi. Yine o esnada polisler gelip beni karakola götürdü. Beni Çarşı Karakolu’na götüren polisler, 'Niye orada çalışıyorsunuz?’ Başka gazetemi yok? Bunlar halk düşmanı’ şeklinde yaklaşım sergilediler. Sonrasında hastaneye döndüğümde, Hafız yaşamını yitirdi” diye konuştu.    'HAFIZ'IN KATİLİ ARAMIZDA'   Hafız'ın öldürülmesinden sonra olayın tek tanığı olan kendisinin dinlenmediğini belirten Polat, mahkemece dinlenmesi gerektiğini, fakat dava sürecinin kapatıldığını belirtti. Hafız’ın da aralarında bulunduğu birçok cinayetin faili olan şahsın Kırmızı Bülten ile aranarak getirildiğini ve yargılamada ceza almasına rağmen DGM'deki değişiklik maddesiyle 9 yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini söyleyen Polat, "7 cinayeti işleyen kişi şu anda aramızda dolaşıyor. Olayın tek görgü tanığı olmama rağmen mahkemeden herhangi bir celp, görgü tanıklığım bütün polis ifadelerinde olmasına rağmen bilgime başvurulmadı. Hiçbir mahkemeye çağrılmadık. Dinlenilmedik. Zaten sanığın mevcut haliyle aramızda olması da yargılamanın ne kadar gelişi güzel yapıldığının göstergesidir" dedi.    ‘DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK’   Aradan geçen 30 yılda mesleki olarak baskıların devam ettiğini belirten Polat, Türkiye’nin en fazla tutuklu gazeteci barındıran ülke olduğunu belirterek, “Tetik yok ama yaşanan şeye baktığımızda o süreden pek farkı yok. Yasalar çıkarılarak gazetecilerin alanı daraltılıyor. Sosyal hesaplara düzenlemeler geliyor. En basit şekliyle DFG Eşbaşkanı ‘gazeteci meslektaşlarımızla ihtiyaç amaçlı dayanışma amaçlı para gönderdi’ diye dava konusu ediliyor. Neredeyse tutuklanacaktı. O yüzden 30 yılda çok fazla değişen bir durum yok yani" dedi.    'KALEMLERİ YERDE KALMADI'   Polat, Hafız Akdemir’in, Apê Musa'nın, Cengiz Altun'un, Kemal Kılıç'ın, Ferhat Tepe'nin ardıllarının, özgür basın geleneğini devam ettirdiğini belirterek, “Kalemleri o anlamda yerde kalmadı, kalmayacakta. Yaşanan pratik süreç bunu gösteriyor. Arkadaşlarımız sahadadır. Haksızlık ve hukuksuzluğu bedeli mahpus olsa bile, bedeli makinası kafasında parçalansa bile dile getiriyorlar. Gazeteciler olarak istek ve arzumuz bu geleneği devam ettiren, geleneğinden ismini alan özgür basın tanımının bu ülkede mevcut olmasıdır. Gazeteciler özgür olmalıdır” diye konuştu.     MA / Müjdat Can