Şenyaşar katliamı: Hukuk sisteminin işlemediğini gösteriyor 2022-06-13 09:09:01   URFA - Şenyaşar ailesinin 3 ferdinin katledilmesi ile ilgili 4 yıldır “gizli” yürütülen dava dosyasına bakarak Türkiye'de hukuk sisteminin işlemediğini görmenin mümkün olduğunu söyleyen ÖHD Urfa Şube Eşbaşkanı İbrahim Öyke, “Emine Şenyaşar’ın yas tutup taziye kurması için bir an önce adaletin sağlanması gerekir” dedi.   AKP Urfa Milletvekili iken yeniden aday olduğu 24 Haziran 2018 genel seçimlerinden 10 gün önce Urfa'nın Suruç ilçesi "Bir Milyoncular Çarşısı" esnafını “ziyaret eden” İbrahim Halil Yıldız, Şenyaşar ailesine ait dükkana kalabalık bir şekilde girip seçim çalışması yapmak istedi. Şenyaşarlar, Yıldız ve yakınlarına müşterilerin bu kalabalıktan rahatsız olduğunu ve dışarı çıkmalarını istedi. Uyarısı üzerine yaşanan tartışmanın ardından Yıldız’ın koruma ve yakınları Şenyaşar ailesine silahlı saldırıda bulundu.    Yıldız'ın koruma ve yakınları, Celal, Ferit, Mehmet, Adil ve Fadıl Şenyaşar'a işlettikleri dükkanda saldırarak sopa, bıçak ve silahla ağır yaraladı. Saldırı, yaralıların kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi'nde devam etti. İş yerinde kim tarafından ateşlendiği belirlenemeyen bir mermi ile yaralanan Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız, hastanede yaşamını yitirdi. Bu esnada hastanede bulunan Yıldız’ın yakınları, tedavi altında olan Şenyaşar kardeşlere hastane personellerinin arasında saldırmaya başladı. Celal ve Adil Şenyaşar yüzlerce kamu kamu çalışanının gözleri önünde katledildi. Çocuklarının vurulduğunu duyan Hacı Esvet Şenyaşar ve anne Emine Şenyaşar ise hastaneye koştu. Hastanenin acil servis girişinde Yıldız’ın yakınlarıyla karşılaşan baba Şenyaşar, Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilip katledildi.    DEVLET ERKANININ GÖZÜ ÖNÜNDE    Hastaneye yaralı olarak kaldırılan Ferit ve Mehmet Şenyaşar kardeşler ise sağlık çalışanları tarafından hastaneden kaçırılarak kurtarıldı. Yaralıları taşıyan ambulans daha hastane bahçesindeyken tekerlekleri patlatıldı, camları kırıldı. Hastanede yaşanan linç ve ölümler esnasında Urfa Valisi Abdullah Erin, Suruç Kaymakamı Tarık Açıkgöz ve dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba hastane bahçesinde bulunuyordu. Hastanedeki devlet erkanı ve üst düzey güvenlik durumuna rağmen, hastane kamera kayıtları çalındı, hastanede “sarı alanda” linç edilen Esvet Şenyaşar’ın duvarlara bulaşan kanı da boyanarak yok edildi.     Babası ve iki kardeşini kaybeden Fadıl Şenyaşar olaydan 3 gün sonra savcılık talimatıyla Diyarbakır'da tedavi gördüğü hastaneden taburcu edildi ve gözaltına alınıp Urfa Adliyesi'ne getirildi. Kafası ve boğazı sargı içinde olan Şenyaşar, çıkarıldığı savcılıkta babası ve kardeşlerinin yaşamını yitirdiğini öğrendi ve ardından tutuklanarak Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevi'ne götürüldü. Şenyaşar, ardından Elazığ Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi ve 4 yıldır burada tek kişilik hücrede tutuluyor.    4 YIL SONRA İLK ANMA    İşyerinde başlayıp hastanede devam eden saldırılara dair yürütülen soruşturma, işyeri ve hastane olarak 2 dosyaya ayrıldı. Saldırıda 2 oğlunu ve eşini kaybeden Emine ve yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar, Fadıl Şenyaşar’ın serbest bırakılması ve katliama karışan, göz yuman kişilerin yargılanması talebiyle 9 Mart 2021 tarihinde Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti başlattı. 2 kişi olarak başlattıkları Adalet Nöbeti, kısa sürede büyüdü. Adalet talep edenler tarafından bir sembol haline dönüşen Emine Şenyaşar hakkında nöbet esnasında sarf ettiği sözlerden yola çıkılarak “hakaret” ettiği gerekçesiyle 16 farklı soruşturma açıldı, bunlardan 5 tanesi davaya dönüştü. Birçok mevsimsel zorluk ve sağlık sorunlarına rağmen nöbetlerini kesintisiz sürdüren aile, birçok kez “gerekçe” gösterilmeden gözaltına alındı, pankartlarına el konuldu. Bütün engellemelere rağmen 462 gündür nöbetlerini sürdüren aile, katliamın yıldönümü olan 14 Haziran’ı yarın ilk kez kitlesel anma yaparak karşılayacak. Urfa Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde katledilen 3 aile ferdinin bulunduğu mezarlıkta sabah saatlerinde mezarlık ziyareti gerçekleşecek.    4 YILDIR GELMEYEN ADALET    Aile, katliamdan sonra başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP’liler tarafından “terörist” ilan edilmelerinin ardından Suruç ilçesini terk edip Urfa’ya yerleşmek zorunda kaldı. Katliamın ilk yıl dönümünde bundan kaynaklı bir anma gerçekleşmediği gibi aile mezarlarını gizli bir şekilde ziyaret etmek zorunda kaldı. Kamuoyunun katliamdan haberdar olması ve ailenin sesini duymasıyla Şenyaşar ailesi Suruç ilçesinde bulunan evlerine dönebildi. Katliamın 2020 ve 2021 yıllarında ki yıldönümünde ise koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle kitlesel anma gerçekleştirilmedi. Aileden geri kalanlar katledilen yakınlarının 4 yıldır yasını dahi tutamıyor. Emine Şenyaşar eşi ve çocuklarının taziyesini kurmak ve yaslarını tutmak için 4 yıldır adalet bekliyor.    Ailenin dava dosyalarını takip eden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi Eşbaşkanı İbrahim Halil Öyke, ailenin yas tutması için bir an önce adaletin sağlanması gerektiğine vurgu yaparak, herkesi yarın mezarlıkta yapılacak anmaya katılmaya davet etti.   'KATLİAM YETMEZMİŞ GİBİ…'   Katliamın yaşandığı 14 Haziran 2018 tarihinden yetkililerin yaşananları “Bir terör saldırısı” olarak lanse etmeye çalıştığını hatırlatan Öyke, “Şenyaşar ailesini ‘terörist’, kendi partilerinden vekilleri olan aileyi de ‘masum’ göstermeye çalıştılar. Daha sonra Şenyaşar ailesinin verdiği adalet mücadelesiyle gerçeğin başka olduğu ortaya çıktı. Şenyaşar ailesi katliama maruz kaldığı yetmezmiş gibi üstünlere karşı kendi haklarını koruyarak topluma masum olduklarını kanıtlamak zorunda bırakıldı. Bunu verdikleri mücadele ile gerçekleştirdiler” dedi.    CEZASIZLIK POLİTİKASI   Şenyaşar ailesinin adalet talep edenler için bir sembol haline dönüştüğü ve mücadelelerinin sahiplenildiğine değinen Öyke, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Van başta olmak üzere bir çok kentte devam eden hasta ve infazı yakılan tutuklu yakınlarının adalet nöbetlerine de ilham olduğunu kaydetti.  Şenyaşar ailesinin topluma cesaret aşıladığını belirten Öyke, “Şenyaşar ailesinin içinde bulunduğu durum Türkiye'de hukukun içinde bulunduğu durumun ta kendisi. Türkiye'de birçok dosya bu şekilde görünüyor. Ailenin dosyasına bakarak hukuk sisteminin nasıl işlemediğini görebiliriz. Cezasızlık politikasından sürekli bahsediyoruz. En iyi bu dosyada cezasızlığın ne olduğunu görebiliriz. Biz cinayet dosyasının 4 yıl boyunca ‘gizli’ kalması, kimsenin ifadesinin alınmaması, delillerin toplanmaması ancak üstünlerin hukuku ve cezasızlık politikası ile izah edilebilir” diye konuştu.    'MEŞRU MÜDAFAYA CEZA'   Şenyaşar ailesinin adalet mücadelesinin birçok engelleme girişimine rağmen büyüyerek sürdüğünün altını çizen Öyke, “Emine ve oğlu Ferit Şenyaşar’a adalet istedikleri için birçok soruşturma açıldı. Davalar açıldı. Aile hem hukuki hem de maddi olarak zor durumda bırakılmak istendi. Bu mücadeleden yıldırılmaya çalışıldı. Ailenin iki hukuki talebi var ancak bu talepler karşılanmıyor” dedi. Dava dosyalarının hukuka aykırı bir şekilde ‘işyeri ve hastane’ olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Öyke, “İşyerinde görülen dava ile aileyi mahkum etmek istediler. Aile işyerine dönük bir saldırıyı bertaraf etmek için makul ve ölçülü bir şekilde silahların eşitliğine uygun karşılık verdi. Ancak mahkeme meşru müdafaa değerlendirmesi yapmadı ve Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl gibi yüksek bir ceza verdi” diye konuştu.    YAS TUTMA HAKKI    Bir kavgada yaralanan tarafların aynı hastaneye kaldırılmaması gerektiğini vurgulayan Öyke, ancak Şenyaşar ailesine yapılan saldırıda aynı hastaneye kaldırıldıklarını kaydetti. Öyke, “Normal bir kavgada dahi yaralı olan kişiler ayrı ayrı hastaneye götürülür ki hastanede taraflar birbiriyle karşılaşmasın ve akrabaları kavgayı sürdürmesin diye. Ancak Şenyaşar ailesinin iş yerine dönük saldırıda yaralanan Yıldız ailesi fertleri önce kendi topraklarında yapılan ve yakınlarının çalıştığı Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yarım saat sonra ise Şenyaşar ailesinin yaralı fertleri aynı hastaneye götürüldü. Orada Yıldız ailesinden birçok kişi hastanede toplanmıştı. Yaralı Şenyaşar ailesi fertleri Yıldız ailesine teslim edildi. Sağlık çalışanları inisiyatif alarak Mehmet, Ferit ve Fadıl kardeşleri kurtardı. Bütün bunlar yaşanırken hastanede devlet erkanı vardı. Devlet erkanının olduğu yerde bir saati aşan bir işlemle kamera kayıt cihazları çalındı ve deliller karartıldı. O cihazları sökmek herkesin yapabileceği bir şey değil. Delil, göz yumulması ile söküldü” ifadelerini kullandı.   ANMAYA KATILIM ÇAĞRISI    Emine Şenyaşar ve oğlu Fadıl Şenyaşar’ın 9 Mart 2021 tarihinde başlattığı Adalet Nöbeti ile seslerini herkese duyurduklarını dile getiren Öyke, devamında şunları söyledi: “Aile katliamın birinci yılında ‘terörist’ ilan edildikleri için anma yapamadı. İki yıl boyunca ise salgın nedeniyle olmadı. Aile cenazeleri gömdükten sonra yas tutamadı ve taziye kurmadı. Emine Şenyaşar’ın yas tutup taziye kurması için bir an önce adaletin sağlanması gerekir. Talepleri bir an önce karşılanmalı. Yarın saat 10.00’da herkes Şenyaşar ailesinin sesine ses olmak için mezarlık ziyaretine katılmalı. Şenyaşarlar herkes için adalet istiyor bunun için de herkesin bir kez daha ailenin yanında yer alarak seslerine ses olması gerekiyor. Genel bir hukuki güvenlik sorunu var, hukuk sistemi yozlaşmış durumda. Şenyaşar ailesi nezdinde bu yozlaşmış sisteme karşı ses çıkarmak için yarın herkes ailenin yanında yer almalı.”    MA / Emrullah Acar