Haberlerine tutuklu gazetecilerin imzasını attı: Tepkiler yetersiz 2022-06-27 09:04:45   İSTANBUL - Dayanışma amacıyla yaptığı haberleri, tutuklanan gazetecilerin imzasıyla yayınlayan Mücadele Birliği Gazetesi muhabiri Serpil Ünal, tutuklamalara karşı tepkilerin yetersiz olduğu eleştirisinde bulundu.    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, 8 Haziran’da polisler tarafından yapılan ev baskınlarında 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 8 günlük gözaltı sürecinin ardından 16 Haziran’da mahkemeye çıkarılan gazeteciler, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla tutuklandı.    Gazetecilerin tutuklanmasına ulusal ve uluslararası çapta birçok gazeteci, aydın, siyasetçi ve kurum tepki gösterdi. Gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren yüzlerce gazeteci ise tutuklanan meslektaşlarıyla dayanışmak için hem yaptıkları haberlere tutuklanan gazetecilerin imzasını atıyor hem de yaptıkları açıklamalarla gazetecilerin serbest bırakılması talebini sürdürüyor. Dayanışmada bir fark yaratan Mücadele Birliği Gazetesi, servis ettiği haberleri tutuklanan gazetecilerin imzasıyla yayınlıyor. İlk olarak JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş’ın imzasıyla haber yayınlayan gazete, toplumun haber alma savunmak amacıyla diğer tutuklu gazetecilerin imzasıyla haberler yayınlamaya devam edecek.   Mücadele Birliği Gazetesi muhabiri Serpil Ünal, tutuklanmalar ve gazetecilerle dayanışmanın önemine dair değerlendirmelerde bulundu.    GAZETECİLİK HEDEFTE    Ünal, gazetecilik mesleğini icra ettiği günden bu yana her zaman basın emekçilerin yanında olduğunu ve onların sesi olmaya çalıştığını ifade etti. Gazeteciliğin bu tür gözaltı ve tutuklamalarla baskı altına alınmaya çalışıldığını dile getiren Ünal, “Gazetecileri susturmak aslında toplumu susturmaktır” dedi. İktidarın ülkenin toplumsal, siyasal ve ekonomik alanları olmak üzere her alanda yarattığı krizlere karşı toplumda artık karşı bir duruş sergilendiğini ve itirazların yüksek sesle dile getirildiğine dikkat çeken Ünal, “Şuanda ülkede ekonomik ve politik bir çöküş var. Buna karşı bir karşı koyuş var. Gerek işçi direnişçileri olsun, gerekse halkın sokağa çıkıp ‘geçinemiyoruz demesi, açız demesi’ olsun, herkesin bir tepkisi var. Aynı zamanda üzerlerinde politik bir baskıda var. Çünkü açız demek suç, politik düşüncesini açıklamak suç, ‘yurtta kalamıyorum’, ‘sokakta kalıyorum’ demek suç. Bütün bunlara karşı bir tepki var. Bu tepkileri biz nerden öğreniyoruz, gazetecilerden öğreniyoruz” dedi.    KÜRT HALKININ SESİNİ KISMAK    Ülkede yaşanan sorunları gazeteciler tarafından duyurulduğunu ifade eden Ünal, “Doğal olarak ilk önce gazetecileri susturmaya çalışıyorlar. Bunun yanında, Kürt halkına yönelik ciddi bir savaş politikası var. Bundan dolayı Kürt halkının sesini kısmanın en kestirme yolu Kürt gazetecilerin sesini kısmak. Bunu nasıl yapacak, gözaltına alarak, tutuklayarak, aracına, malzemelerine el koyarak. Bunları zaten sürekli yapıyorlar. Ve yine aynı şeyleri yaşadık. İktidar, gazetecileri tutuklayarak, bir yandan toplumun haber alma hakkına da saldırıyor. Gazetelerini, internet sitelerini, sosyal medya sitelerini kapatarak bir takım engeller getirirseniz, doğal olarak da halkın haber alma hakkını da gasp etmiş olursunuz” ifadelerini kullandı.   TOPLUMA YAYILAN BİR YASA   Gazetecilerin tutuklanmasının bir yandan toplum üzerine doğru gelen bir baskının başlangıcı olduğuna işaret eden Ünal, “İktidar, yasalarla gizlemek istediği gerçeklerin üzerini kapatarak, yayılmasını engellemiş oluyor. Gazeteciler üzerinden giden ama toplumu da ilgilendiren topluma doğru yayılan bir yasa oluşturuluyor. Bugün gazetecinin haber almasını engelleyen, yarın tepkilerin gösterilmesini de engelleyecek. Tepki gösterenin sesini duyuracak kimse olmayacak” diye belirtti.    GAZETECİLERİN İMZASIYLA HABER    16 gazetecinin tutuklanmasından sonra Diyarbakır’da Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne (DFG) destek ziyaretinde bulunduklarını söyleyen Ünal, “Gazeteci arkadaşlarımız için ne yapabiliriz?” üzerine tartışmalar yürüttüklerini belirtti. Ünal, “Bunu nasıl yapabiliriz? Kendileriyle ilgili haberler yapabiliriz. Ama en önemlisi onların hala haber yapıyor olduğunu göstermemizdi. Ve bu tutuklamaların engel olamayacağını göstermekti. Bende bundan dolayı onlardan birinin adına haber yapma kararı aldım. Bu fikir spontane gelişti. İlk önce bir kadın olarak JİNNEWS’ten bir kadın olsun dedik. Bende Safiye Alagaş adına bir haber yaptım. Bundan sonra mümkün olduğu müddetçe, her gün bir tutuklu gazeteci arkadaşım için haberi yayınlayacağım. Ta ki onlar serbest kalana kadar” şeklinde konuştu.    ‘TEPKİDE GEÇ KALINDI’   Gazetecilerin tutuklanmasına dair tepkilerde geç kalındığını ve yetersiz olduğu eleştirisinde bulunan Ünal, “3 kişi ya da 5 kişi çıkalım, ‘arkadaşlarımızı serbest bırakın’ diyelim. Bu bile yeter dedik. Refleksi daha hızlı vermek gerekiyor. Arkadaşlarımızın ismiyle haber yapmak, onları anlatmak, dosyalarını ulaşabiliyorsak, onları haberleştirmek gerekiyordu. Bu tür şeyleri daha hızlı yapmak ve daha çok yapmamız gerekiyor. Biraz geç kaldık” dedi.    KÜRT GAZETECİLERDEN BAŞLANIYOR   Kürt gazetecilerle başlayan baskıların geniş bir kesimi kapsadığını dile getiren Ünal, şunları söyledi: “Aynı şekilde halklara yönelik saldırılarda ilk önce Kürdistan’dan başlıyor, daha sonra Türkiye’ye doğru geliyor. Bunun çok açık göstergesi, kayyumlar atandı belediyelere, bu taraftan çok ses çıkmadı. Milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesine yönelik bir saldırı gerçekleşti. Kürdistan’da çok iyi eylemler olurken, burada çok temsili kaldı. Şimdi de öyle oldu. Arkadaşlarımız tutuklandıktan sonra, ‘dezenformasyon yasası’ diye bir yasayla karşı karşıya kaldık.  Tepkiler yeterli olmuyor, bunu biraz daha büyütmemiz gerekiyor.”