Özuğurlu: AKP saldırıları siyasi malzeme olarak kullanıyor 2022-08-19 09:09:07   ANKARA - AKP-MHP iktidarının sınır ötesi saldırıları siyasi malzeme olarak kullandığına dair genel bir kanı olduğuna dikkat çeken gazeteci Musa Özuğurlu, “Artık herkes bu tür saldırıların Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili olmadığının farkında” dedi.    Uzun süredir Rusya, İran ve ABD ile kapsamlı bir işgal saldırısı başlatma niyetini ortaya koyan Türkiye, paramiliter güçlerle birlikte Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik saldırılarını arttırdı. Uzun süre Suriye’de yaşanan savaş sürecini yerinde ve aktif şekilde takip eden gazeteci Musa Özuğurlu, Türkiye’nin saldırılarını ve saldırıların uluslararası boyuttaki hazırlığını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. Özuğurlu, Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşanan gelişmeler ışığında ortaya çıkabilecek sonuçlara ve iç siyasetteki yansımalarına dair ön görülerini paylaştı.   PAZARLIK DEVAM EDİYOR   Türkiye’nin Suriye’ye yönelik 16 Ağustos tarihli son saldırısının öncesinde planlanan kapsamda olmadığına dikkat çeken Özuğurlu, “Bu saldırıların belirlenenden farklı olarak nokta atışı saldırılar olduğunu görüyoruz. Ancak Türkiye ile Rusya ve Suriye arasında pazarlıkların devam ettiğini gösteriyor. Çünkü tam da Türkiye tarafından Suriye ile ilgili olumlu açıklamalar yapılırken, bu saldırının yapılması çelişkili bir durum” dedi.    TÜRKİYE’NİN DÜŞMANLIĞI    Türkiye’nin Suriye’ye yönelik saldırısında çok sayıda rejim askerinin yaşamını yitirmesine dair Özuğurlu, YPG’nin pozisyonlarıyla ilgili olarak bölgede birlikte hareket ettiği birtakım grupların Türkiye’ye yanlış bilgi verildiği ihtimaline işaret etti. Özuğurlu, “Bu durum analistler tarafından kuvvetle dile getirilen bir durum, çünkü tam da Cumhurbaşkanı açıklamaları sonrası böylesi bir saldırı normal görülmüyor. Türkiye konuyla ilgili nasıl bir açıklama yapacak? Suriye’nin de tepkisi var. Bunu Türkiye’nin düşmanlığı olarak görüyor ve olası yeni saldırılara karşılık vereceklerini ifade ediyorlar. Bu mesele Türkiye’nin Suriye ile bir diyaloga girme konusunda samimiyetini ortaya çıkaracaktır” diye konuştu.   Türkiye’nin saldırılarının devam etmesi durumunda Rusya ile sorun yaşayacağını aktaran Özuğurlu, “Rusya, Türkiye’nin saldırılarının devam etmesini istemiyor” diye belirtti.   İRAN’IN TÜRKİYE RAHATSIZLIĞI    Özuğurlu, Türkiye’nin bölgedeki hakimiyetinin İran’ı rahatsız edeceğini belirterek, “Şu anda Türkiye’nin hâkim olduğu bölgeler, İran’ı rahatsız ediyor. İran, Türkiye’nin Suriye’de alan kazanmasını istemiyor. İran’ın bir diğer kaygısı ise Halep’in kuzey-batısında olan bölgelerde Şii nüfusunu korumak. Aynı zamanda İran’ın, Suriye yönetimiyle birlikte hareket ettiğini görmek gerek. Suriye yönetiminin ise Kürtlere yaklaşımı İran ve Türkiye gibi değil. Dolayısıyla Suriye yönetiminin Kürtlerle olan ilişkisini etkileyecek olan Türkiye’nin adımlarına İran karşı çıkar” öngörüsünde bulundu.   PYD, QSD VE SURİYE ANLAŞMASI    “Türkiye’nin saldırıları DAİŞ’i bölgede yeniden aktifleştirebilir mi?” tartışmalarına değinen Özuğurlu, PYD’nin mücadelesi ile DAİŞ’in elimine edildiğine vurgu yaparken, DAİŞ’in şu an sadece hücresel bazda faaliyet yürüttüğünü ve bölgesel hakimiyetinin olmadığına işaret etti. PYD, QSD ve Suriye yönetimi arasında son dönemde bir anlaşma yapıldığını ifade eden Özuğurlu, “Belirli noktalarda birlikte hareket etmeye başladılar. Artık Türkiye’nin yapacağı herhangi bir saldırı doğrudan Suriye yönetimine yapılacak demektir ancak bu Suriye ile Kürtler arasında tüm sorunların halledildiği anlamına gelmiyor. En azından konjonktürel olarak önemli. Bu açıdan PYD’nin durumunun da eskiye nazaran daha güçlü ve hazırlıklı olduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.   PERİNÇEK’İN ŞAM ZİYARETİ   Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve AKP’den ayrılarak Vatan Partisi’ne katılan Ethem Sancak’ın gerçekleştirecekleri Şam ziyaretini değerlendiren Özuğurlu, “Perinçek’in yapacağı bu ziyareti, aslında Şam da istiyordu. Perinçek, 2011’den bu yana Suriye ile ilişkilerini devam ettiren taraf oldu ama bu durumu hiçbir zaman Perinçek’in bağımsız bir kararı olarak görmemek lazım. Bu elbette devletin bir stratejisi olarak sürdü. Tam da böylesi bir zamanlamada gerçekleşecek ziyaret iktidarın bilgisi dahilindedir. Suriye’de neler yapılabileceği konusunda bir ziyaret olacak ama Türkiye, bu ziyarette Kürtler ile ilgili olarak Suriye’den bir tasarrufta bulunmasını isterse, Suriye bunu kabul etmez. Ben Suriye’nin bu meseleyi diyalog yöntemiyle çözmek istediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.   ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ    Türkiye’nin geçmişten bu yana Suriye’ye yönelik saldırıları öncesi ABD’den destek almaya çalıştığını hatırlatan Özuğurlu, buna rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin artık netleştiğini ve değiştiğini söyledi. Özuğurlu, “İki ülke artık birbirini dinleyecek durumda değiller. Eğer gerçekten ABD F-16’lar konusunda Türkiye’ye olumlu bir yanıt vermezse, iki ülke ilişkileri restleşmeye doğru gider. Dolayısıyla Türkiye’nin batıdan gelecek herhangi bir eleştiri ve kaygıyı dikkate alacağını düşünmüyorum. S-400 ile ilgili gelen açıklamalar da bunu gösteriyor ama eğer ABD sahada Türkiye’ye karşı bir adım atmak isterse, o zaman farklı şekilde konuşabiliriz” diye aktardı.   SEÇİM ÖNCESİ OPERASYOLAR    AKP’nin her dönem Seçimler öncesi sınır ötesi saldırılarla iç siyaseti tasarlamaya çalıştığına dikkat çeken Özuğurlu, bu son çabaların ise büyük oranda sonuçsuz kalacağının altını çizdi. Özuğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tür operasyonlar belirli küçük bir kesimden karşılık alabiliyor. İktidar eskiden kamuoyunu rahat bir şekilde yönlendirebiliyordu, fakat artık herkes bu tür saldırıların Türkiye’nin güvenliği ile ilgili olmadığının farkında. İktidarın siyasi malzeme olarak kullandığına dair kamuoyunda genel bir kanı var. İnsanların önceliği burası değil. Sokağa çıktığımızda insanlar doğrudan bir PYD tehlikesinden bahsetmiyor ama ekonomiden ve yolsuzluklardan bahsedebiliyorlar. Türkiye’nin gerçekleştireceği olası kapsamlı ve sistematik bir saldırının iktidar açısından olumlu sonuçlanacağını söyleyemeyiz.”   İÇ SİYASETTE DENGELER    Sınır ötesi saldırılar karşısında Türkiye’deki siyasal ve toplumsal muhalefete de roller düştüğüne vurgu yapan Özuğurlu, şunları söyledi: “İktidar daha önce propaganda diliyle muhalefete söz hakkı tanımıyordu. Muhalefet de kendisini bu konularda iktidarın yanında konumlandırmak zorunda hissediyordu ancak artık böyle olmadığını görüyoruz. Suriye yönetimiyle ilişkilerin iyileştirilmesinin konuşulduğu bu günlerde, muhalefetin ‘biz zaten bunu yıllardır söylüyorduk’ açıklamaları da ortada. İç siyasete baktığımızda, artık AKP’nin alternatifinin yükseldiğini görüyoruz. Şu anda denge muhalefetin elinde. Dolayısıyla siyasal muhalefetin daha doğru bir dil kullanacağını düşünüyorum. Toplumsal muhalefette ise bu savaşın bitmesine dair bir fikir birliği var. Artık muhalefetin de bunu gördüğünü göz önüne alırsak, barış dilinin kullanıldığını göreceğiz.”   MA / Fırat Can Arslan