Gar Katliamı’nın faili yapılmaya çalışıldı: İktidara kaos gerekliydi 2022-10-09 09:00:22   URFA -  Ankara Katliamı’nın faili haline getirilmeye çalışılan yazar Mehmet Serhat Polatsoy, “7 Haziran seçimlerinden başarısız çıkan iktidara, 1 Kasım seçimlerinden önce kaos gerekliydi” dedi.    Ankara'da Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Tren Garı önünde 10 Ekim 2015 tarihinde düzenlediği barış mitingine yönelik DAİŞ’in bombalı saldırısının ardından Urfa ve Diyarbakır'da yapılan operasyonlarda, katliamla ilişkileri olduğu gerekçesiyle 2 kişi gözaltına alındı. Katliam gecesi @drbereday (Dinebereday) adlı Twitter hesabından yapılan "Bomba Ankara'da patlayacak" paylaşımı nedeniyle Urfa’da gözaltına alınan Mehmet Serhat Polatsoy, yaşadıklarının unutulmaması için “Tarihe not düşmek adına” katliamın 7’nci yıldönümünde “Ben dinebereday değilim” adlı kitabını yayınladı.   Kaleme aldığı eserde 10 Ekim Gar Katliamında yaşadıklarının yanı sıra, AKP'nin 10 Ekim katliamından “Kokteyl örgüt” diyerek sıyrılma çabalarını, 1 Kasım seçimlerine nasıl gidildiğini, öncesi ve sonrasında yaşananları anlatan Polatsoy, "Siz hiç üç defa bomba iddiasıyla tutuklanıp, hiçbirinde de bomba adına delil olmayan bir kaosun ortasında kaldınız mı? Garip değil mi? Yaşamım kaos oldu benim. Siz hiç arkadaşlarınızın katledilmesinden sorumlu tutuldunuz mu? Garip, değil mi? Ben, sorumlu tutuldum. Siz hiç evde TV izlerken tutuklandığınızı öğrendiğiniz oldu mu? Garip, değil mi? Ben izledim" diyerek yaşadıklarını anlatıyor.    ‘KOKTEYL ÖRGÜT’ KURMA ARAYIŞI!   10 Ekim 2015 Ankara Gar Katliamının yaşandığı dönemde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim çalışmalarından aktif görev aldığını dile getiren Polatsoy, seçim çalışmaları kapsamında 11 Ekim’de Ankara’da bir toplantıya katılmaya hazırlandıklarını söyledi. Toplantıya katılmak üzere hazırlık yaptıkları esnada katliamın gerçekleştiğini televizyondan öğrendiğini belirten Polatsoy, “Patlamadan sonra toplantı iptal edildi. Katliamdan 3 gün sonra ben evimden gözaltına alındım. Gözaltına alınırken neden alındığımı bana söylemediler. Gözüm bağlı beni TEM Şube’ye götürdüler. Benimle görüşen kişi ilk olarak bana ‘hain Serhat’ dedi. Başka bir odada yine aynı kişi bana bir twit attığımı, hangi hesabımdan attığımı soruyordu. Bu kişi kendisini kontrgerilla olarak adlandırıyordu. Ben atılan twit bana ait değil dememe rağmen, karşımdaki kişi sürekli kabullenmek gerektiğini belirterek, ‘Bize yardım et’ gibi şeyler söylüyordu. Ne için yardım istediğini anlamamıştım. Ben kabul etmeyince işkence yapmaya başladılar. Saatlerce sürdü işkence. Bir gün sonra avukatım geldi ve komplodan bahsetti. Kokteyl örgüt kurma arayışlarını öğrendim. Daha sonra Ankara’ya götürdüler” diye konuştu.     TWİTİ ATAN KİŞİ KABUL ETTİ   Ankara’da gözaltında 2 kişi daha olduğunu belirten Polatsoy, orada bulunan Erhan Özel adlı kişinin twit atılan @drbereday (Dinebereday) hesabının kendisine ait olduğunu söylediğini kaydetti. Erhan Özel’in kendisinden bir gün önce gözaltına alındığını ve twiti kendisinin attığını kabul etmesine rağmen bir gün sonra kendisinin gözaltına alındığını belirten Polatsoy, “Kişi kendisinin attığını kabul etti, ancak ben gözaltına alındım ve benim üstüme yıkmak istediler. Savcılığa çıktık ve savcı senin bir alakan yok diyerek beni serbest bıraktı” dedi.   DAİŞ’İ AKLAMA ÇABASI   Gözaltına alındığında bütün ana akım medya kuruluşlarının kendisini katliamın faili olarak manşetlerde hedef gösterdiğini belirten Polatsoy, serbest kaldığında özgür basın dışında herhangi bir basın kuruluşunun haberleştirmediğini sözlerine ekledi. Gözaltına alınmasının nedeninin katliama dair kokteyl örgüt oluşturmak olduğunu vurgulayan Polatsoy, “Kürt özgürlük hareketinin bir mücadelesi var. Biz de burada siyaset yapan kişileriz. Kumpas amacına ulaşmadı. Bu kumpası kuranlara karşı boyun eğseydim, belki de amacına ulaşacaktı. Katliamdan gerçek fail ve onları yönlendirenleri bulmak yerine bizimle uğraşarak algı operasyonu yapıldı. DAİŞ’in yaptığı bir katliam ama yetkililer DAİŞ yaptı demedi. Bunu dememek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bunun bir benzeri Suruç Katliamında yaşandı. DAİŞ’i aklamaya dönük her şey yapıldı. Katliamların HDP ile bağlantısı oluşturulmak istendi. 7 Haziran seçimlerinden başarısız çıkan iktidar, katliamlar ile HDP ile Türkiye sosyalist hareketinin birlikteliğini dinamitlemek için ellerinden geleni yaptılar. Suruç’ta başaramayınca Ankara’da yapmaya çalıştılar. 1 Kasım seçimlerinden önce bir kaos gerekliydi iktidara. Günah keçisi olarak da HDP seçildi” ifadelerini kullandı.   TUTUKLANDIĞINI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİ   Arkadaşlarının yaşamını yitirdiği katliamdan sorumlu tutulmasının kendisine ağır geldiğini belirten Polatsoy, “Evine geliyorlar, sen bir twit attın diyorlar ama twit atan sen değilsin. Twiti atan da ben attım diyor ama başkaları size ‘bize yardımcı ol’ diyor. İktidara yakın bütün gazeteler ben gözaltındayken manşetten benim fotoğraflarımı yayınladılar. Eğer ben attım deseydim, katliamın üstü böylece kapatılacaktı. Serbest kaldıktan sonra Melih Gökçek’in televizyonlarda beni hedef göstermesi üzerine 26 Ekim’de bir kez daha gözaltına alındım. Bu sefer 1 Kasım seçimlerini kana bulamak iddiası ile aldılar. Ancak 10 Ekim komplosu ile bağlantılıydı. Hatta ben gözaltına alınmadan önce Gökçek beni televizyonda hedef gösterdiğinde, o programdan tutuklandığımı öğrendim. Ancak o an ben evdeydim. Sabah dedikleri gibi oldu ve ben gözaltına alındım, devamında tutuklandım. Seçimleri kana bulayacakmışım, ancak evde ya da başka bir yerde bir bomba bulunamadı. Buna rağmen tutuklu kaldım” diye konuştu.   SANIK YAPILAMAYINCA TANIK YAPILDI   Ankara Gar Katliamına sanık yapılamayınca kendisinin tanık olarak dosyaya eklendiğini dile getiren Polatsoy, “Katliamın üzerinden yıllar geçti, bana gelen bir sms (Mesaj) ile katliama tanık olarak eklendiğimi öğrendim. Aradan yıllar geçti, ancak mahkeme bu sefer benim tanıklığıma başvurmuyor. Beni çağırırlarsa başıma gelenleri anlatacağım. Gözaltında beni sorgulayan kimdi? Bunu mahkeme heyetine soracağım. Katliama dair göstermelik bir mahkeme var. Yıllardır faillerin bulunmaması başlı başına bir sorun. Bu katliamın faillerinin bulunmaması düşünülemez. Sokakta bir slogan atıldığında dahi atan kişinin bütün ailesi gözaltına alınır. Ancak yüzlerce kişi öldü, gözaltı sayısı birkaç kişi, tutuklanan 1-2 kişi. Bu katliamları birkaç kişimi yaptı? Neden katliamların HDP ile bağlantısı kurulmaya çalışıldı? 1990’lı yıllarda faili meçhul birçok katliam yapıldı. Bu dönemde yapılan benzer, sadece aktörler değişti” şeklinde konuştu.   ‘BEN DİNEBEREDAY DEĞİLİM’   Katliamın 7’nci yıl dönümünde yaşadığı kumpası “Ben dinebereday değilim” adlı kitap ile kaleme aldığını belirten Polatsoy, devamında şunları söyledi: “Kitapta maruz kaldığım 3 komploya dair anlatımlar var. Birincisi 2013 yılında bomba çuvalları ile alakalı. İkinci bölümde Ankara Gar katliamı var. Son bölümde ise 1 Kasım seçimlerini kana bulayacağım iddiası ile alakalı. Bu tarz komplolar var, bu bilinsin demek için kitabı kaleme aldım. Kitabın maddi bir kaygısı yok. Gelir savaşta yaşamını yitiren Êzîdî ailelere bağışlanacak. Hiçbir zaman direnmekten vazgeçmeyin.”   MA / Emrullah Acar