Fehmi Tosun ve Nazım Gülmez'in akıbeti soruldu 2022-10-15 13:01:36   DİYARBAKIR / BATMAN  - İHD Diyarbakır ve Batman şubeleri ile kayıp yakınları, 1995’te gözaltında kaybettirilen Fehmi Tosun’un ve 1994 yılında gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Nazım Gülmez'in akıbetini sorarak, faillerin bulunması çağrısı yaptı.     Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eyleminin 714’üncü haftasında bir kez daha bir araya geldi. Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önüne gelen kayıp yakınları, kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Kayıp yakınları bu hafta, 19 Ekim 1995’te gözaltında kaybettirilen Fehmi Tosun’un hikâyesini anlatıp, faillerin bulunmasını istedi.    LİCE’DEN İSTANBUL’A ZORUNLU GÖÇ   İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz tarafından okunan Fehmi Tosun’un hikâyesi şöyle: “35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun Lice’nin Licok köyünde yaşıyordu. Siyasal şiddetin bin bir halinin mekânı olan Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı. Tosun ailesi bu baskı ortamında ağır bedeller ödedi. Köylerinde yaşama olanakları yok edilen Tosun ailesi İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı.   34 UD 597 PLAKALI ARAÇ   Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995 sabahı yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte Avcılar’daki evinde kahvaltı yaptı. Kahvaltı sonrası birlikte evden ayrılan iki arkadaş bir daha geri dönemedi. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Beni öldürecekler!’ diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu.   POLİS: YAPACAĞIMIZ BİRŞEY YOK    Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun, olanları anlatıp eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler ‘Bizim yapacağımız bir şey yok’ dedi. Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği tüm yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.   ZAMANAŞIMINDAN TAKİPSİZLİK   İç hukuktan sonuç alınamayınca dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada ‘Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir’ dedi. Ancak AİHM’de Fehmi Tosun’un yaşam hakkı ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP iktidarı Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. İdari ve yargısal yollarının tamamını tüketen aile, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurudan da sonuç alamadı.”   ‘ETKİLİ SORUŞTURMA YAPILSIN’   Akdeniz, Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin üzerinden 27 geçtiğini ve Fehmi Tosun’un akıbetine ilişkin etkili soruşturma yapılmadığına dikkat çekerek,  “Fehmi Tosun’un akıbetine dair derhal etkili soruşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirilsin, suçtan sorumlu olanları tespit edip cezalandırılmaları sağlansın. Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.    BATMAN   Kayıp yakınları ve İHD Batman Şubesi’ de eylemlerinin 550’inci haftasında, 5 Ekim 1994 tarihinde Dersim’in Hozat İlçesine bağlı Taşıtlı köyünde gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Nazım Gülmez ’in akıbetini sormak için bir araya geldi. Gülistan Caddesi'ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen kayıp yakınları, kaybettirilenlerin fotoğraflarını taşıdı.    KÖY ATEŞE VERİLDİ    İHD Batman Şube yöneticisi Abdurrezzak Katmaz, kayıp Gülmez’in hikâyesini okudu. Gülmez’’in hikayesi şöyle: “Evli ve 9 çocuk babası olan Gülmez, Hozat ilçesi Taşıtlı köyünde yaşıyordu. Tarım ve hayvancılıkla uğraşıp, geçimini sağlıyordu. 13 Ekim 1994 tarihinde Ali Boğazı bölgesinde Bolu Komando Tugayına bağlı askerler tarafından yapılan askeri operasyon sırasında, köye baskın gerçekleşir. Köy muhtarı ve bir köylü askerler tarafından gözaltına alınır. Köylüler akşam saatlerinde serbest bırakılır. Bu baskından 2 gün sonra 15 Ekim günü öğlen saatlerinde aynı askerler tekrar köye gelir, köyde arama yapar ardından evler ateşe verilerek yakılır.”   KÖYLÜNÜN GÖZÜ ÖNÜNDE ZORLA GÖTÜRÜLDÜ    Operasyona katılan askerler Nazım Gülmez’i kendilerine arazide kılavuzluk yapması için evinden alırlar. Nazım Gülmez, askerler tarafından köy muhtarı ile tüm köylülerin gözleri önünde zorla götürülür. O günden sonra kendisinden haber alınamaz.    BİNBAŞI: SERBEST BIRAKTIK   Gülmez’in eşi Garip Gülmez, olaydan bir ay sonra Hozat'taki binbaşıya eşinin akıbetini sorar. Binbaşı tarafından kendisine şu yanıt verilir: ‘Biz onları elimizde bir süre tuttuktan sonra serbest bıraktık, şimdi biz de onu arıyoruz’ Garip Gülmez bu kez Hozat Savcılığına başvurur. Yapılan bu başvuru neticesinde Hozat Savcılığı görevsizlik kararı verdi. Verilen görevsizlik kararı üzerine Gülmez ailesi, Elazığ Askeri Savcılığına başvuruda bulunur. Dosyayı bir türlü sonuçlandıramayan Elazığ Askeri Savcılığı da aileye, dosyanın Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına gönderildiği bilgisini paylaşır. Malatya Savcılığı dosya hakkında kendisinin yargı yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle tekrar Hozat Cumhuriyet Savcılığına gönderir.    'BİR MEZARI BİLE YOK'   Katmaz, Gülmez’in hikâyesini okuduktan sonra, Gülmez ailesinin iç hukuk yolu ile sonuç alamadığını belirtti. Katmaz, “Aile, davayı avukatları aracılığı ile 26 Mart 2016 tarihinde AİHM’e taşıdı. AİHM başvurunun 6 aylık süre sınırına uyulmadığı gerekçesiyle, başvurunun kabul edilemeyeceği bildirilir. Nazım Gülmez’e ait bir mezar olmadığı için ölümünü bir türlü kabullenemeyen aile, faillerin adalet önünde hesap vermelerini talep etmektedirler” dedi.    Açıklama kayıp yakınları tarafından yapılan oturma eyleminin ardından son buldu.