Oluç: 2023 bütçesi iktidarın veda bütçesidir 2022-10-17 15:36:44   ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, öngörülen bütçe açığının 2023 yılı için 660 milyar lira olduğuna işaret ederek, "2022 yılı bütçesi çöküş bütçesiydi, 2023 bütçesi iktidarın veda bütçesidir" dedi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, gündemdeki gelişmelere dair Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Bartın’da yaşanan maden faciasına değinen Oluç, "Maalesef ülke olarak yeni bir maden katliamıyla sarsıldık. Her şeyden önce öfkeliyiz, üzüntülüyüz. Bartın’da TTK’ya ait bir ocakta meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetti. Bir kez daha hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Büyük bir acı. Yine ateş düştüğü yeri yakıyor. Madencilerin ocaklarında düşüyor. Eğer yasal denetimler yapılıp gerekli önlemler alınsaydı bu facia yaşanmayacaktı" diye konuştu.    Oluç, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “kader" açıklamasına işaret ederek, "Kader planıysa neyi soruşturuyorsunuz. Yok ihmalleri soruşturuyorsanız neden kader planı diyorsunuz. Bu insanların inançlarını istismar etmeye sömürmeye devam ediyorsunuz. Ortada bir kader planı yok. Bu açıkça iktidar planı. İktidarın denetimleri yeterince yapmaması nedeniyle ortaya çıkan bir durum” diye belirtti.   AKP DÖNEMİNDE YAŞANAN ÖLÜMLER    2022 yılının ilk 9 ayındaki iş cinayetleri raporuna göre bin 359 işçinin yaşamını yitirdiğini aktaran Oluç, "Kader planı mı bu?" diye sordu. Oluç, "AKP iktidara geldiğinden beri en az bin 890 madenci hayatını kaybetmiş. Neden? Çünkü önlemler alınmıyor, denetim yapılmıyor. Bütün bu yaşanan felaketlere rağmen son 5 yılda binin üzerinde yeni maden ruhsatı verilmiş. Denetim yapılmıyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye, Avrupa’da en fazla işçi ölümlerinin yaşandığı ülke. Çünkü küçük ve orta ölçekli işletmeler doğru dürüst denetlenmiyor. Kanuna uygun adımlar atılmıyor. İnsanca, güvenli bir şekilde çalışmıyor işçiler. Vahşi bir sömürü düzeniyle karşı karşıya kalınıyor, bunun sonucunda ölümler yaşanıyor” diye konuştu.    2023 YILI BÜTÇESİ   2023 Bütçe Kanun Teklifinin Meclis’e sunulmasına değinen Oluç, bütçe teklifinde gelirin 3 trilyon 810 milyar, giderin ise 4 trilyon 470 milyar öngörüldüğünü söyledi. Oluç, “Bütçe gelirinin 3 trilyon 810 milyar olması demek 2022 bütçesinin gelirinden yüzde 115 artış olması demektir. Devlet enflasyonu budur. Yüzde 115 artış yapıyorlarsa bütçede devlet kendi enflasyonunu ortaya koymuş demektir. TÜİK’in yalandan ortaya koyduğu yüzde 80’ler filan bunların hepsi halkı aldatmak için açıklanmış hormonlu bilgilerdir. Bütçe verileri ortaya konuldu mesele anlaşılmış oldu. Peki bu bütçe gelirlerinin 3 trilyon 810 milyar TL’ye çıkması ne anlama geliyor? 2023 yılında büyük vergi artışları gündeme gelecek" ifadelerini kullandı.   Öngörülen bütçe açığının 2023 yılı için 660 milyar lira olduğuna dikkat çeken Oluç, “Bu ne demek? AKP iktidarının 2023 yılında ‘seçim ekonomisi uygulayacağım’ demesinin açık ilanıdır. Seçim ekonomisidir. Peki 2023 bütçesinde faiz giderleri ne öngörülmüş? Faiz gideri 565 milyar lira. Yani bütçe gelirinin 7’de biri. Yani her 7 liradan 1 lira faize gidecek. Faiz lobisi iktidarda dedik bu iktidara işte buyurun faiz lobisi ortaya çıkıyor. 565 lira faiz gideri olacakmış. 2022 yılı bütçesi çöküş bütçesiydi, 2023 bütçesi iktidarın veda bütçesidir” şeklinde konuştu. "İktidar Türkiye ekonomisini batırmaya ant içmiş" diyen Oluç, bütçe açığının 2021 Eylül ayına göre yüzde 233 arttığını söyledi.     SANSÜR YASASI     Geçtiğimiz hafta Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla kabul edilen "sansür yasası"na dair de değerlendirmelerde bulunan Oluç, yasanın Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Oluç, "İktidarın bu sansür yasasını getirmesinin iki nedeni vardır. Bir tanesi seçimlerdir. Seçimlere giderken toplumsal ve siyasal muhalefetin sesini kesmek, yolsuzlukları, hırsızlıkları, usulsüz harcamaları kara para ticaretini, uyuşturucu ticaretini ve bütün bunların iktidar mensuplarıyla ilişkilerini örtebilmek için seçimlerden önce bu yasayı getirdiler. İkinci neden bu iktidarın düşünce ve ifade özgürlüğüne bakışına göstermektedir" diye kaydetti.    'DÜŞMAN HUKUKU'    Partisine ve Kürtlere dönük "düşman hukuku" olduğunu ve muhalefetin bu durumu görmezden geldiğini dile getiren Oluç, şöyle devam etti: "Şimdi ne oldu? Bu yasayla birlikte düşman ceza hukuku sistemleşti ve ceza hukuku içine yerleştirildi. Bize yapılırken susanlar şimdi bütün siyasal ve toplumsal muhalefetin başına geldiğinde 'vah vah' diyorlar. Ama iş işten geçti. Bir kere düşman hukuku uygulamasına itiraz etmezsiniz, sonrasında herkese uygulanır hale gelir. Esas mesele budur. İnsan haklarını koruyan ceza hukuku terkedilmiştir. Ceza hukuku artık iktidarın tam ve mutlak aracı haline gelmiştir. Dolayısıyla son derece vahim bir durumla karşı karşıya kaldık."