HTŞ Efrin'e, rejim İdlib'e! 2022-10-20 09:32:46   URFA - HTŞ’nin Efrin’e doğru ilerleyişinin, İdlib'in rejime bırakılmasının ön hazırlığı olduğu belirtilirken, gazeteci Cemil Ebdo, Türkiye’nin HTŞ’yi öne sürerek işgal ettiği yerlere dönük planları boşa düşürmeye çalıştığını söyledi.    Türkiye dahil ABD, Kanada, Birleşmiş Milletler’in (BM) terör örgütleri listesinde bulunan Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ve ona bağlı grupların 13 Ekim’de Efrin kent merkezini kontrol altına aldıkları iddia edildi. Yerel kaynaklar bu iddiaları doğruladı.    ARKA PLAN   HTŞ’nin Efrin’e ilerleme isteği yaz aylarının başından bu yana basına yansıdı. Bu konuya dair Demokratik Suriye Güçleri (QSD) İletişim Merkezi, 25 Mayıs’ta bir açıklama yaparak, bu gelişmelere karşı uyarıda bulundu. Açıklamada, “Efrîn’in güneyindeki Kibaşin ve Basût köylerinde terör örgütü (Din Savunucuları-Huras El Din) çetelerinin toplandığını doğrulayan ortak kaynaklardan çok sayıda rapor alındı. Güney cephelerinde birçok nokta boşaltıldı. Aynı zamanda Türk işgalinin istihbarat (Feyleq El-Şam) çeteleri o köylerden uzaklaştırıldı.” QSD, bu hareketlerin amaçlarıyla ilgili olarak ise şunları ifade etti: “Başta Huras El Din, Heyet Tahrir El Şam olmak üzere terörist grupların yeniden konuşlandırılması, Türk işgalinin terörist üyelerden oluşan bir kemer oluşturma planının bir parçasıdır. Efrîn’in güneyinden Minbic cephelerine ve Kobanê’nin batısına kadar savaş cephelerinde olası bir saldırıda bu çeteleri kullanmak için çeteleri bu hatta yerleştiriyor.”   TSK VE HTŞ İLİŞKİLERİ   Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) isimli paramiliter gruplar tarafından 20 Ocak 2018’de “Zeytin Dalı Operasyonu” adı altında işgal edilen Efrin’de HTŞ ve Türkiye’nin kurduğu ve içerisinde HTŞ’nin partneri Ehrar El Şam’ın da yer aldığı SMO bünyesindeki koalisyon gruplarıyla yazdan bu yana çatışma içerisinde oldu. El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi’nin ad değiştirmesi ile meydana gelen ve 30 bin üyesinin olduğu iddia edilen HTŞ, büyük oranda İdlib’te konumlandı. 18 Haziran’da Tahrir El-Şam, Xezewî kapısı, Cinderes ilçesi ve çevredeki çok sayıda köyden geçtikten sonra Ehrar El Şam’ın bayraklarını taşıyan askeri konvoylarla Efrîn şehir sınırlarına girdi. Halep’in doğusundaki Bab kenti yakınlarında Üçüncü Tugay savaşçıları ile Ehrar El Şam arasında çıkan çatışmanın ardından Efrîn kenti ele geçirildi. Efrin içerisinde de süren hareketlilik ve HTŞ’nin ilerleyişine karşı Türkiye’nin sessizliği dikkat çekti.    OLASI SENARYOLAR   Tehrir El-Şam gruplarının Efrîn’e getirilmesine ilişkin birçok senaryo konuşuluyor. Bunlardan biri, Türkiye’nin emirlerinin uygulanmasını geciktiren bazı paramiliter grupların, Türk istihbaratına en yakın grup olduğunu kanıtlayan “Tehrir El Şam” aracılığıyla disipline edilmesi. Bir diğeri ise, Efrîn’de yaşanan gelişmelerin Şam ile Türkiye arasında planlanan ve İdlib’in Şam ve Rusya hükümetine teslim edilmesiyle sonuçlanması beklenen görüşmelerin hazırlıkları olduğu belirtiliyor.     Bölgede çalışan Fırat Haber Ajansı (ANF) muhabiri Cemil Ebdo, yaşanan gelişmeleri anlattı.      ‘HTŞ’NİN İLERLEYİŞİNE KARŞILIK VERİLMEDİ’   Yaklaşık 10 gündür çatışmaların yaşandığını kaydeden Ebdo, HTŞ’nin Efrin’in doğusundan gelerek kente girdiğini ifade etti. Ebdo, bu süreci şu şekilde anlattı: “HTŞ Efrin’in içerisine kadar ilerlediği süreçte kolaylıkla merkeze kadar geldi. Cinderes ilçesine yönlerini çevirdiler ve orayı kontrolleri altına aldılar. Gurzele ve Efrin’in bazı köylerinde onların ilerleyişine karşılık verildi, ancak bunlar çok yeterli değildi. HTŞ ilerleyişini Efrin’in daha önce de işgal edilen köylerine ve ardından da Kefer Cenni’ye çevirdi. Şimdi bu köyde konumlandılar ve burada savaş yürütüyorlar. Burada görüşmeler yürüttükleri ve anlaşmaya çalıştıklarını biliyoruz.” Ebdo, yaşanan bu çatışmaların ve HTŞ’nin geçmişten bu yana ilerleyişinin Batı Kürdistan’da yaşananlara dair ipuçları içerdiğini söyledi.    FİNANS DESTEĞİ BİTEN HTŞ TÜRKİYE’YE DÖNDÜ   HTŞ’nin Halep’te ilk kurulduğu günden bu yana Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından finanse edildiğini ve ABD’nin finans listesinde yer aldığını ifade eden Ebdo, “Trump başa geldikten sonra bu gruplar ABD finans listesinden çıkarılmıştı. Bunun ardından HTŞ, Türkiye’ye yakınlaşmaya başladı. Geçmişte de bir ilişkileri vardı ve bunu bu bahane ile yeniden kuvvetlendirmeye çalıştılar. Ancak son süreçte Şam Hükümeti ile Türkiye arasında bir yakınlık oluşmaya başladı. Bu iletişim çabaları BAE içerisinde bir huzursuzluk oluşturdu. Bu sebeple bu grupları yeniden öne sürdü ve Şam Hükümeti ile oluşan ilişkileri tahrip etmeye yönelik bir hamle yaptı” dedi.    ‘HALKLAR KATLİAM İLE YÜZ YÜZE’   Türkiye’nin, işgal ettikleri topraklara dönük planlar olduğunu anladığını ve HTŞ’yi öne sürerek bu planları boşa düşürmeye çalıştığını ifade eden Ebdo, bunun temel sebeplerinden birinin işgal ettiği topraklarda kendilerine karşı bir oluşumun önünü kesmek olduğunu söyledi. Öte yandan Efrîn Kantonu'na bağlı ve Özerk Yönetim içerisinde yer alan Şêrawa’ya dönük kirli bir planın yürütüldüğüne dikkat çeken Ebdo, şunları söyledi: “Burayı içerisine alacak bir kuşatma planlıyorlar. Efrin’i işgal altına aldıktan sonra Şêrawa ilçesine geçen Efrinlilerin nüfusunu azaltmak istiyorlar. Bu işgaller ve HTŞ’nin buraları kontrolü altına alması önümüzdeki dönemlerde daha büyük katliamları doğuracaktır. İdlib’de bulundukları süreçte biliyoruz ki, Hristiyan ve diğer inançlardan insanların yaşadıkları topraklarda üzeri örtülü çok katliam yaptılar. Müslüman olmayan bir çok insan HTŞ tarafından işkence ile katledildi. Efrin’de Ezidî halkı var, Alevi halkı var. Onlar çok büyük bir tehlike altında.”    MA / Ceylan Şahinli