Barış Vakfı Başkanı Tahmaz: Görüntüler Nazi ordularının uygulamalarını hatırlatıyor 2022-10-22 09:14:24 İZMİR - Türkiye’nin kimyasal silah kullanımının Nazi ordularının uygulamalarını hatırlattığını söyleyen Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, uluslararası kurumların soruşturma başlatması gerektiğini belirtti.    Türkiye’nin Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) desteğiyle Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırıları devam ediyor. Açıklanan savaş bilançolarında, Türkiye’nin şimdiye 2 bin 467 kez kimyasal silah ve yasaklı bomba kullandığı belirtildi. Kimyasal silah saldırılarında şimdiye kadar 44 HPG’li yaşamını yitirdi. Fırat Haber Ajansı (ANF), kimyasal silaha maruz kalan 2 HPG’linin yaşamını yitirmeden önceki son anlarına ait görüntüleri paylaştı.    ‘TÜRKİYE HER YÖNÜYLE SIKIŞTI’   Türkiye’nin kimyasal silah saldırıları ve yayınlanan görüntüleri, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz değerlendirdi. Türkiye’nin başta Federe Kürdistan Bölgesi olmak üzere birçok bölgede yürüttüğü savaş politikasını “güç gösterisi” olarak yorumlayan Tahmaz, “Bu savaşlarla Türkiye, Amerika’ya, Rusya ya, İran’a, iç siyasete ‘güçlüyüz’ mesajı vermeye çalışıyor. Çünkü Türkiye her yönüyle sıkıştı. Kürt sorununa ilişkin geçtiğimiz yıllarda bazı görüşmeler oldu ama istenilen sonuç alınamadı” dedi.    KÜRTLERE KARŞI SAVAŞ    Türkiye’nin Kürtlere yönelik savaşta uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini söyleyen Tahmaz, kimyasal silah kullanımının Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yasaklandığını ve ağır yaptırımları olduğunu hatırlattı. Tahmaz, “Bugün bu yaşananlara karşı toplumda yeterli gür ses çıkmıyor. Yaşananlar devletin yapacaklarının sınırını gösteriyor. İktidarın ne kadar fütursuz olabileceğini, sınırsız olabileceğine işaret ediyor" diye belirtti.    NAZİ ORDUSUNU HATIRLATTI   Kimyasal silaha maruz kalan HPG’lilerin yaşamını yitirmeden önceki son anlarına dair görüntülere değinen Tahmaz, “Türkiye başka ülkenin topraklarında, Irak Kürdistan bölge yönetiminin egemenlik alanında bunu yapıyor. Bütün bölge İran, Irak, Suriye bundan etkilenir. Sözünü ettiğiniz görüntüleri bir iddia olarak dahi değerlendirsek, insanın tüylerini ürperten görüntüler. Görüntüler İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi ordularının uygulamalarını hatırlatıyor. İnsanlarımız sadece işin bu yönünü düşündüklerinde dahi, güvenlik politikalarının hangi boyutlara vardığını çok rahat görecekler ve kavrayacaklar. Buna sessiz kalmanın bize ağır bedelleri olacağını düşünmeliyiz” ifadelerini kullandı.   'TÜRKİYE SİYASETİ DUYARSIZ'   BM’nin konuya dair araştırma yapması gerektiğinin altını çizen Tahmaz, “Buradaki siyaset yeterli duyarlılığa sahip değil. Ve ne yazık ki bu tür araştırmaların, komisyonların bir tür devlet suçlarını örtme amacıyla işletildiğini biliyoruz. Nereden biliyoruz? Roboski için bir komisyon kuruldu. O komisyon araştırma yaptı, sonra tek bir suçluya bir şey olmadı. Keza ‘Çözüm Süreci’nde, süreci izleyen Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Bütün süreci dinlediler, incelediler, sonuç! Ortak rapor bile çıkmadı. AKP üyeleri tek başına rapor hazırladı” hatırlatmasında bulundu.    ‘MECLİS SİYASİ TUTUM ALMALI’   BM’nin bu nedenle çok etkin bir soruşturma yapması gerektiğini vurgulayan Tahmaz, “Bütün uluslararası güçlerin, sivil toplum örgütlerinin bu konuda bir girişiminin olması lazım. İç meselede şunu yapmak daha doğru olur. İddiaların uluslararası bir suç olduğunu göstermek gerekir. Ana muhalefet partisi başta olmak üzere, bu iddiaların araştırılması için Meclis’te irade gösterilmesi ve siyasi tutum alması gerekir” şeklinde konuştu.    KAMUOYUNUN SESSİZLİĞİ    Kamuoyunun kimyasal silah kullanımına karşı sessizliğine değinen Tahmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası ilişkiler devletlerarası çıkar çatışması haline dönüşmüş durumda. BM veya başka uluslararası kurumların oluşum süreçlerine baktığımız zaman, misyonlarından çok uzaklaştığını görüyoruz. BM'nin en önemli başlıklarından biri barış hakkının savunmasıdır. Ama dünyanın birçok ülkesinde savaş sürüyor. BM'nin sistemi tıkandı. Özetle uluslararası sistem dünya düzeyinde tıkanmış vaziyette ve buradan bu tıkanıklık, duyarsızlık söz konusu. Kimyasal silah kullanıldığı iddiasının gerçekliği kanıtlandığında, bölgesel sonuçları olacak. Buna karşı duyarsızlık, sessiz kalma, ciddiye almama, bu sistemin, siyasetin tıkandığını gösteriyor. Yeni bir sistem, kural ve kurumların oluşması gerekiyor.”    ROBOSKİ'Yİ KİM YAPTI?   İktidar yetkilileri tarafından kimyasal silah kullanımlarına ilişkin yapılan açıklamalara değinen Tahmaz, şunları ifade etti: "Kimyasal silah kullanımı noktasında yaygın bir biçimde bir iddia dillendiriliyor. 'Aklı başında' bir hükumet, yaptıklarının suç olmadığına eminse, ortaya atılan iddialardan kaçmaz. Hızla araştırılır ve konuya netlik kazandırılır. Açıklamalarında 'TSK böyle şey yapmaz' diyorlar. Tabi insan sormak istiyor. Roboski’yi kim yaptı? Darbeyi kim yaptı? TSK komutanları, askerleri değil mi? Bunlar ordu mensubu değiller miydi? Bine yakın komutan cezaevinde. Cumhurbaşkanlığının yaverleri cezaevinde. Bu iddialar yalansa, uluslararası komisyon kurulur, gerçek olup olmadığı araştırılır. Aksine durumda yapılan bu açıklamaların inandırıcılığı olmaz."   MA / Delal Akyüz