Seyît Rıza ve arkadaşları anıldı 2022-11-15 14:25:26   HABER MERKEZİ – Dersim direnişinin öncüsü Seyît Rıza ve arkadaşları idam edilişinin 85’inci yılında anıldı. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, asla diz çökmeyi ve boyun eğmeyi kabul etmeyeceklerini belirtirken, EMEP İl Başkanı Ergin Tekin ise, devlet arşivlerinin açılmasını istedi.     Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Dersim direnişinin öncüsü Seyît Rıza ve arkadaşlarını, idam edilişlerinin 85’inci yılında andı. Seyît Rıza Meydanı’nda düzenlenen anmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, birçok sivil toplum örgütü, aydın-yazar ve halk katıldı.   ‘YAS DEĞİL HAKİKAT GÜNÜ’   Ortak açıklamayı okuyan Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin, 15 Kasım günün yas ve matem günü olmadığına dikkati çekerek, hak ve hakikat için, kendi inancı, dili, kültürü, kimliği, toplumsal hafızasının yok edilmesi karşısında direncin, inancın sahibi olan seyitlerimizin tarihe söz ve vasiyetini yaptığı günün adı olduğunu dile getirdi. Seyît Rıza’nın dara çekilmeden söylediği “Ben sizin yalanlarınızla, hilelerinizle başa çıkamadım. Bu bana dert oldu, ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size ders olsun” sözünü hatırlatan Tekin, “Bu sözün bize söylediği ve anlamamız gerekense zulüm, baskı, asimilasyon, inkar karşısında kendi dilimizle, kültür ve inancımızla tarihsel hafızamıza öz kimliğimize ne olursa olsun sahip çıkmak, onu yaşamak ve yaşatmak için her şart ve ahval içinde mücadele etmek ve direnmek olacaktır” dedi.   ‘DERSİM’İN HAK VE YOL ÖNDERLERİ’   Dersim’in hak, yol ve halkın önderlerinin idam edilmesinin sebebinin Dersim’de soykırımlarla ve sahipsiz bırakılmak olduğunu ifade eden Tekin, şöyle devam etti: “Kadın, çocuk, genç yaşlı demeden bir taraftan Dersim, uçaklarla bombalanırken bir taraftan İhsan Sabri Çağlayangil’in itiraf ettiği gibi ‘Mağaralarda kimyasal gazlarla toplu katliamlar gerçekleştirildi’. Yine o dönemde Dersim’de askerlik yapanların tanıklıklarıyla mermi harcanmasın diye vadi, gedik ve uçurumlarda süngülenerek hamile kadınlar dâhil çoluk çocuk uçurumlardan atılarak katliamı devam ettirdiler. Katliam sonrası bu zulüm, çocuk yaşlı demeden toprağından koparılan insanlarımız zorla göç ettirilerek hiç bilmedikleri topraklara anayı çocuğundan, kocayı eşinden, kardeşi kardeşinden ayırarak her birini ayrı yerlerde zorla ikamet ettirerek, yani topraklarından sürgün ederek büyük bir soykırım gerçekleştirdiler. Kırımda annesini, babasını kaybeden ve devlet tarafından götürülen kız ve erkek çocukların akıbeti bilinmemektedir. 15 Kasım 1937 Elazığ buğday meydanında idam edilen Seyît Rıza, Wuşéne Seydi, Fındık Ağa, Wuşéne seyrızayi (Resik Uşen) Hesene İbrahime qıji, Aliye Mırze Sıli ve Hesen Ağa, yedi cana savunma hakkı bile verilmeden bilmedikleri bir dilde, sözüm ona mahkeme edilerek, savcısı hâkimi izne gönderilip adalet duygusundan, insanlıktan uzak sözde hâkim ve savcılar, gece yarısı kurulan mahkemede, araba ışıklarıyla aydınlatılan buğday meydanı sözde mahkemesinde, insanlık vicdan ve adalet duygusu olmayan kararlar aldılar. Dersim halkının, inancını, dilini, tarihsel hafızasını kimliği ile birlikte dara çektiler. Gecenin karanlığı şafağa evrilirken, insanlık bir kez daha utandı.”   ‘DEVLET ARŞİVLERİ AÇILSIN’   Cemevlerini kültür mekanı olarak tanımlamasını da eleştiren Tekin, “İnancımızla, ibadethanelerimizle ve bir bütün olarak halkımızla bize biçtiğiniz kıyafete asla sığmayacağız. Koçgiri’de Ağrı’da, Zilan’da Şeyh Sait isyanında ve son olarak Dersim’de bir toplumu kimliğiyle, inancıyla, yaşamıyla sonsuza kadar yok etmeye çalışan bu zihniyet amacına ulaşamadı. Bu gün, bu toprakların sahipleri dili, kültürü, inancı için; asimilasyona, inkara, sürgüne ve ceza evleri dahil her türlü baskıya rağmen eşitlik ve demokrasi için direnmeye ve mücadele etmeye devam ediyor, edecektir. Demokratik halk cumhuriyetini inşa ederek, halkların ve inançların özgürlük bahçesini kurarak her kimliğin, her inancın özgür ve eşit olması için, yeni bir geleceği inşa etmek mümkündür. Sonuçta barış, kardeşlik, demokrasi ve özgürlük mücadelesi kazanacaktır. Bu inanç, azim ve kararlılıkla, mücadeleye ve hakikat yürüyüşümüze devam edeceğiz. Seyitlerimizin mezar yerleri açıklansın. Kayıp kız ve erkek çocukların akıbeti açıklansın. Devlet arşivleri açılsın, hakikatle yüzleşilsin. Dersim 38, soykırım olarak kabul edilsin ve gerekleri yerine getirilsin” diye konuştu.   ‘85 YIL SONRA’   Arından konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, toplumun hiçbir zaman Seyît Rıza’yı unutmadığını ve unutturamayacaklarını söyledi. Seyît Rıza’nın dünyaca duyulan “Evladı Kerbelayız, Ayıptır, Günahtır, Zulümdür, Cinayettir” sözünü hatırlatan Beştaş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu devlet o tarihte de sözde mahkemelerle hukuk ve yasa tanımadan bu yargılamaları yapıyordu. Bunu atanmış bir heyet hafta sonu bir idam kararı verdi. Meclis tutanaklarından aslında arşivler açılmasa da onları inceleyenler gayet iyi biliyor. Hukuk tanımamazlık aslında çok büyük bir örnekleri. Devlet Güvenlik Mahkemeleri de İstiklal Mahkemeleri de bunu peşin sıra 90’lı yıllarda da bunu yaptı. İstiklal mahkemelerinin başka bir formatını güncel yaşamda aslında iliklerimize kadar hissediyoruz. 85 yıl sonra tarih tekerrür edilmek isteniliyor.”   ‘DİZ ÇÖKMEYENLER’   Seyît Rıza’nın bize bıraktığı en önemli ve en büyük mirasının baş eğmemek olduğunun altını çizen Beştaş, Seyît Rıza ve arkadaşlarının diz çökmeyenlerin ve sadece özgürlüğün önünde diz çökenlerin kervanına katıldığını dile getirdi. Beştaş, “Selam olsun o kervana ve sadece özgürlük önünde diz çökenlere. Bizler de asla bu diz çökmeyi ve boyun eğmeyi kabul etmeyeceğiz. Bugünde bize aynı durum dayatılıyor. Vekillere, siyasetçilere, siyasi tutuklularımıza baş eğdirilmeye çalışıyor ama onlara dert olsun Seyît Rıza’dan aldığımız onurlu duruşumuzu her zaman devam ettireceğiz” dedi.   ‘TOPLUMLAR BU MÜCADELEYİ TANIYOR’   İdam kararlarını onaylatan kişilerin aynı zamanda on binlerce Dersimliyi katlettiklerini vurgulayan Beştaş, sözlerini şöyle tamamladı: “1937-1938 tertelesi, soykırımı, katliamı ne dersek diyelim bu topraklar, tarihsel bir haksızlığın, adaletsizliğin, zulmün ve büyük bir acının izlerini taşıyor. Yüzleşme talep ederken bunu söylüyoruz; Birçok toplum dünyanın her yerinde geçmişiyle yüzleşti, hakikatlerin ortaya çıkması için birçok mekanizme kuruldu ama bugün hala Türkiye’de Dersim adı kabul edilmiyor. Bu onurlu direnişe öncülük eden Seyît Rıza’nın mirası, bugün her yerde görülüyor. Kürt ve Kürdistan coğrafyasında toplumlar bu mücadeleyi tanıyor ve sahip çıkıyor.”   KATLİAMIN YAPILDIĞI KÖYDE ANMA Dersim Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde Dersim direnişinin öncüsü Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin 85’inci yıl dönümünde katliamın gerçekleştiği köylerden biri olan  Kûreyşan köyünde anma gerçekleştirildi. Anmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersîm Milletvekili Ali Can Önlü ve çok sayıda yurttaş katıldı. Köy girişinde jandarma gelen yurttaşların tek tek GBT sorgulaması yaptıktan sonra geçişe izin verildi. Anmada katledilenler için çıra yakıldı ve dua edildi. Anmada kısa konuşma yapan Dersim Pir Sultan Abdal Derneği üyesi Zülfü Çavuş,  acılarının dünkü gibi taze olduğunu söyleyerek, "Devlet yaptıkları yüzlemedigi gibi adeta bizi evimize kapatıp acimizla baş başa bıraktı. Bu acının son bulmasını istiyoruz ancak öyle görünüyor bu acıyı nasıl geçtiysek çocuklarımızda çekecek gibi. Bu son bulması için o dönemde yapılanların arşivi açmalı, bu olayla yüzleşmeli ve özür dilemelidir” dedi. Demokratik Alevi Derneği Eşbaşkanı Musa Kulu ise şöyle konuştu: "38'de nasıl baskı ve zulüm varsa bugünde aynen devam ediyor. Pirlerimiz dilleri inançları için mücadele ederek baş eğmedi. Acılarımız daha tazedir. Pirlerimizin hala mezarları Yok. Bizler onlara söz veriyoruz onlar nasıl dilleri ve inançları için direndiyse bizde onların mücadelesinin takipçisi olacağız ve bunun sözünü veriyoruz. " SEYİT RIZA ANITI ÖNÜNDE ANMA    Dersim Emek ve Demokrasi Platformu akşam saatlerinde de, 1937-38  direnişin öncüleri olan Seyit Rıza ve arkadaşlarının katledilişlerinin katliamın 85'inci yıldönümünde anmak için  Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya geldi. "Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik" yazılı pankartın açıldığı anmaya çok sayıda kişi katıldı. Anmada1937 katliam yılını simgeleyen sembolle oluşturulan çıralar yakıldı. Ardından sanatçı Metin Kahraman'ın Dersîm katliamı üzerine yazdığı ağıtlar okundu.  MERSİN Mersin Dersimliler Derneği (MDS), Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Dersimliler Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (DKDYD) Seyit Rıza ve arkadaşlarını idam edilmesinin 85’inci yıl dönümü dolayısıyla anma gerçekleştirdi. Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan anmada Kürtçe, Türkçe, Zazaca “Roja Reş Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik” pankartı açarken Dersim Katliamı yazılı mum yakıldı. Anmaya Mersin Emek ve Demokrasi Platformu yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. 1 dakikalık saygı duruşunun ardından kitle sık sık “ Dersimi unutma unutturma” sloganı attı.  Burada konuşan Mersin Dersimliler Derneği Başkanı Nurşen Çığlık, Tektipleştirici devlet iradesinin 1937’den başlayarak Dersim kimliğini yok etmeye çalıştığını belirterek önder kişilerin imhasına yöneldiğini söyledi.  Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırım gözetilmeksizin kurşuna dizildiğini hatırlatan Çığlık, Dersim’de gerçekleştirilen soykırımın başlıca sorumlusu, kendinden olmayanı düşman olarak gören ırkçı ideoloji olduğunu söyledi.  EŞİT YURTTAŞLIK VURGUSU 1937/ 1938 tarihini Dersim halkına yönelik baskı ve imha haline dönüştüğünü ifade eden Çığlık, “Dersim, 85 yıldır yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor. Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ileride benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.  İZMİR İzmir Dersim Dernekleri, Demokratik Alevi Derneği İzmir Şubesi ve Dersim Dernekler Federasyonu, idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarını anmak için Karşıyaka'da basın açıklaması gerçekleştirdi. "85'inci yılında idam edilen Seyid Rıza ve yoldaşlarını anıyoruz. Unutmadık, unutturmayacağız" ve "37-38'i unutmadık, unutturmayacağız" pankartlarının açıldığı açıklamada "Arşivler açılsın hesap verilsin", "Dersim, Maraş, Koçgiri, Roboski unutulmaz hiçbiri" ve " Tertele Dersim Xo virra Meke” sloganları atıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Ortak basın metninin Türkçesini Menemen Dersimliler Derneği Başkanı Gamze Yentür, Kürtçesini ise DAD Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Ozan okudu. Katliamın sorumlusunun ırkçı ideoloji olduğu aktarılan açıklamada, “Onun günümüzdeki devamı ise, aynı uygulamayı 85 yıl sonra bile sürdüren mevcut devlet aklıdır. Dersim, 85 yıldır yaralarını sarmaya, inkar edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve atalarının mezar yerlerini bulmaya çalışıyor. Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ileride benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Arşivler açılsın. Seyid Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. ‘Dersim’ ismi iade edilsin. Dersim halkından özür dilensin. Dillerimize ve inancımıza özgürlük tanınsın. Dersim’de Ekolojik ve Kültürel tahribata yol açacak projeler iptal edilsin” denildi. ANKARA    Ankara Dersimliler Derneği, Dersîm Katliamı’nın 85'inci yılında Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi’nde anma etkinliği düzenledi. Anmaya, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Anmada, “Dersim katliamı aydınlatılsın”, “Seyitlerimizin mezar yerleri açıklansın” yazılı pankartlar asıldı. Anma, 85 yıl önce katledilenler anısına dara durulması (saygı duruşu) ve çerağ yakılmasıyla başladı. Şair Hatice Çevik ve Mehmet Özer de katledilenleri şiir okuyarak andı.   Ankara Dersimliler Derneği’nden Çiğdem Camkıran, Dersîm kimliğinin taşıyıcısı konumundaki Seyid Rıza, Alîyê Mirzê Silî, Fındık Ağa, Hesen Ağa, Hesenê Îvraîmê Qijî, Resik Uşen ve Uşenê Seydî’nin hileyle katledildiğini belirterek, “Devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı eşine az rastlanır bir kırım, müsadere ve saldırganlıkla tartışmasız bir tertele uygulamıştır. Tek tipleştirici devlet iradesi, 1937’den başlayarak Dersim kimliğini yok etmeye çalışmış ve bunu başarabilmek için de yerel önderliklerin imhasına yönelmiştir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırım gözetilmeksizin kurşuna dizilmiş, süngülenmiş, uçurumlardan atılmıştır. Bu eylemler ile sadece Dersim'e karşı değil aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlemiştir” diye konuştu.   HDP Ankara İl Eşbaşkanı Pakize Sinemillioğlu, katliamların günümüzde de kimyasal silahlar ve bombalar ile devam ettiğini belirterek, “Katliamlar ile yüzleşilmedikçe yaralarımız sarılmayacak. Yaralarımızın sarılması için var gücümüz ile mücadeleye devam edeceğiz” dedi.    ‘DEVLET KATLİAMLARIYLA YÜZLEŞMELİ’   DAD Ankara İl Eş Başkanı Mustafa Karabudak, “Devletin katliamcı politikası devam etmektedir. Devlet tarafından tüm ötekiler katledilmekte, duvarlarımıza çarpı konmakta, cemevlerine saldırılar devam etmektedirDevletin katliamlarla yüzleşmesi lazım” ifadelerini kullandı.  İSTANBUL Dersim direnişinin öncüsü Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin 85’inci yıl dönümünde, Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADDBF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM) öncülüğünde Kadıköy Rıhtım İskelesi önünde anma etkinliği gerçekleştirildi. Anma etkinliğine Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul Eşbaşkanı İlknur Birol ve Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun yanı sıra birçok parti ve dernek üyeleri katıldı. Babayiğit, “Bu katliam Dersimlilerin belleğinde tesellisi olmayan ve kabul edilemez bir yara olarak günümüzde dahi kanamaya devam etmektedir” diyerek, devletin ‘tektipleştirici’ iradesi ile 1937’den başlayarak Dersim kimliğini yok etmeye çalıştığını vurguladı. Mağaralara sığınan kadın ve çocuklar zehirli gazlar ile katledildiğini ve köylerden toplanan insanların katledildiğini hatırlatan Babayiğit, bu eylemler ile sadece Dersimlilere karşı değil, aynı zamanda tüm insanlığa karşı suç işlendiğini söyledi. ‘İKTİDAR KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEYECEĞİZ’ Babayiğit’in ardından konuşan HDP’li Piroğlu, Dersim katliamının ardından iktidarlar eliyle Dersim’e ve Alevilere karşı hala saldırgan bir tutum sergilendiğini belirterek, “Dersim’de sadece halkımız katledilmedi. O günden bu yana doğamız, inancımız ve tarihimiz yok edilmeye çalışılıyor. Biz Dersim de nasıl diz çökmediysek, bu iktidar karşısında da diz çökmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Piroğlu, inançları, tarihi ve kültürü ayakta tutmak için mücadele etmeye devam edeceklerini de sözlerine ekledi. KATLİAMLARA KARŞI BİRLEŞME ÇAĞRISI Piroğlu’nun ardından konuşan Dersim Belediye Başkanı Maçoğlu ise Dersim’de yaşanılanları sadece bir katliam olarak görmemek gerektiğinin vurgulayarak,  “Bugün Dersim’in hala barajlarla kapatılmaya çalışılıyor.Dünyanın neresinde olursa olsun yaşam hakkının kutsallığını bütün canlılar için istemeye devam edeceğiz” dedi. Maçoğlu, katliamalara karşı birleşme çağrısında bulundu.