Ev hapsi verilen Türkay: Ceza kimyasalın kanıtıdır 2022-11-16 09:01:11   İSTANBUL - Kimyasal silah kullanımı ve asker ölümlerine dair sanal medyada yaptığı paylaşımlardan ötürü ev hapsiyle cezalandırıldığını söyleyen HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, verilen ceza ile söylediklerinin doğru olduğunun kanıtlandığını belirtti.   Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Birleşik Mücadele Güçleri’nin (BMG) çağrısıyla 6 Ekim’de Taksim’de kimyasal silah kullanıma karşı düzenlenen “İnsanlık Yürüyüşü”ne katılmak için Kadıköy’den Taksim’e yola çıkan HDP Kadıköy İlçe Eşbaşkanı Koray Türkay, hakkında gerekçe gösterilen soruşturma nedeniyle gözaltına alındı. Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Türkay, 4 gün boyunca kaldığı gözaltının ardından savcılıkta ifadesi alınmak üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, Türkay’ın tutuklamasını talep etti. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilen Türkay’a ev hapsi cezası verildi.   Koray Türkay   ÖZEL UYGULAMALAR   AKP iktidarını “baskıcı, otoriter ve faşizan” olarak nitelendiren Türkay, iktidara ve uygulamalarına karşı en güçlü tepkiyi ise HDP’nin verdiğini işaret etti. HDP’nin hem sokakta hem de siyasal alanda bu tepkiyi sürdürdüğünü ifade eden Türkay, bu nedenle kendilerine ve partililerine dönük "özel” uygulamalar olduğuna dikkat çekti.  Eşbaşkanı olduğu Kadıköy’de AKP’ye ve uygulamalarına karşı güçlü bir karşı koyuşta olduklarını bu nedenle polisin saldırısına uğradıklarını dile getiren Türkay, ayrıca HDP dışında kalan demokratik kitle örgütleri üye ve temsilcilerinin de süreklilik arz eden bir tepkiyi sokağa taşıdığını ve onların da aynı şekilde şiddete uğradığını belirterek, “Bu şiddeti çaresizliğin ürünü olarak görmek gerekiyor” dedi.   İRADE SAVAŞI   Kendilerine dönük şiddete başat rol oynayan aktörlerin olduğunu ifade eden Türkay, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürü Ayhan Karaduman'ın ve Güvenlik Şube Müdürü Muhammet Hanifi Zengin’e işaret etti. Türkay, “Bu kişiler bütün demokratik eylemlere şiddetli bir şekilde saldırı uyguluyorlar. Bunlarla saldırıların çıtası da yükseliyor. Burada bir irade savaşının da olduğunu görmek lazım. Sokaktan çekilmeyen HDP’yi ve diğer demokratik kitle örgütlerinin ısrarı karşısında şiddeti yükseltmeye çalışıyorlar. Bu ısrarı tarihsel olarak ortay koyan HDP, asla sokaktan taviz vermeden bu ısrarı devem ettirecek. Emniyetin ve bu iktidarın da ortaya koymaya çalıştığı şey bu ısrarı kırmaya çalışmaktır. Bu ısrarı kırarak, hegemonyasını tam anlamıyla ortaya koymak istiyor” diye kaydetti.   KABURGASI KIRILDI   Yaptıkları çeşitli eylemlerde darp edildiği ve aynı zamanda linç girişimine de maruz kaldığına işaret eden Türkay, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Kadıköy’de yapılan eylemde Karaduman'ın talimatı ile Zengin ve bir grup polisin işkencesine de maruz kaldığını belirtti. Türkay, bu esnada ise kaburgasının kırıldığı dile getirdi. Daha önce de çeşitli zamanlarda ters kelepçe ile gözaltına alındığı ve bu esnada da şiddet gördüğünü dile getiren Türkay, birçok defa şikayete bulunduğu ancak lehlerine dönük sonuç çıkmadığını paylaştı.   'KİMYASAL KULLANILDIĞININ KANITTI'   HPG’nin kimyasal kullanımına dair yayınladığı görüntülere işaret eden Türkay, bu durumun araştırılması talebiyle 6 Kasım’da yaptıkları eylem öncesi gözaltına alındığını belirterek, iktidarın bu konuda söz söylemeyi dahi engellediğini dile getirdi. Bu durumun kimyasal silah kullanıldığının kanıtı olduğuna dikkat çeken Türkay, “Kimsenin kimyasal silah kullanıldığını söylemeyi cesaret edemediği bir ortamda HDP çağrısı ile Taksim’e doğru giderken Kadıköy iskelesinde yapılan kimlik kontrolünde gözaltına alındım. Gözaltı süreci boyunca psikolojik şiddete uğradım. Uzun bir süre boyunca avukat hakkım engellendi. Ayrıca emniyete 4 polis tarafından gayri resmi sorguya tabi tutuldum. Bu bir ajanlaştırma faaliyetiydi. Bu başarılmadığı için suç unsuru yaratılmaya çalışıldı. Psikolojik bir savaş operasyonu durumu ile karşı karşıya kaldım” ifadelerini kullandı.   'HDP’YE OY VERİN'   Partililerine dönük bu uygulamaların sistematik hale getirildiğine de işaret eden Türkay, “Ancak politikleşen halk, bu faaliyetlere yekten bir karşı duruş sergiliyor. Ben de bu sorgu esnasında HDP’nin barış partisi olduğunu ve HDP’ye oy vermelerini istedim. Onlara oy kullanırken sandığa tek başına gittiklerini ve oy verme önünde herhangi bir engel olmadığını ifade ettim” diye konuştu.   FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ İLE SUÇLANDI   Dosyada gizlilik kararı olduğunu da paylaşan Türkay, katıldığı eylem ve etkinlikler yanı sıra özellikle sanal medyada kimyasal kullanımına dair yaptığı paylaşımlar üzerinden suçlandığını kaydetti. Türkay, aynı zamanda katıldığı TV’lerde sarf ettiği sözler ve verdiği röportajların da dosyada yer aldığını belirtti. Türkay, “Burada asıl yaratılmak istenen suç, insanların fikir özgürlüğüne karşıydı. Bu bağlamda her şeyi suç kapsamına alınmaya çalışıldı. Ancak bunların Anayasa’da yer alan 34’üncü maddede güvence altına alındığını hem emniyet hem de adliyede ifade ettim. Fikir özgürlüğü sadece iktidarın hoşuna fikirleri söylemek değildir. Aykırı fikirleri söyleme anlamındadır. Dolasıyla insanları şaşırtan, hoşuna gitmeyen fikirler de fikir özgürlüğü kapsamında güvence altına alınmıştır” diye kaydetti.   ASKER ÖLÜMLERİ   Fikirleri nedeniyle emniyete “örgüte üye olmak” ile suçladığını belirten Türkay, daha sonra savcının “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla tutuklama talep ettiğini belirtti. Sevk edildiği hakimlikte fikir özgürlüğü bağlamında savunma yaptığını dile getiren Türkay, buna rağmen kendisine ev hapsi verildiği kaydetti. Türkay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onları rahatsız eden şey Zap’ta askerlerin öldürülmesine dair videolardı. Videoyu, ‘TSK ve iktidar Zap’ta asker ölümlerini gizliyor’ şeklide açıklama ile yayınlamıştım. Dosyada ilk başta önüme bu konuldu. İki taraftan da ölümlerin sona ermesine yönelik bir çağrıydı. Bu savaşın devam etmesini isteyen kesim, bu paylaşımların yapılmasını istemiyor. Bu yönüyle barışı istemeyen tarafa bir şekliyle yüklenmemiz gerekiyor. İktidar insan ölümlerinden rant devşiriyor. Savaş politikalarını kendi siyasal ikballeri devam ettirmektedir.”   İKTİDARIN VAADİ NE?   İktidarın savaş politikaları dışında bir vaadinin olmadığını dile getiren Türkay, “Vadettiği tek şey silah ve bomba. Bu çok acı bir durumdur. Türkiye toplumun ihtiyacı bomba ve mermi midir? Ölen askerlerin haberlerini almak mıdır? Bu kadar sıkışmış ve kötülük alanında siyaset yapmaya çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. En son bütçe görüşmelerinde savaşa milyarlarca ayrıldı. Savaş politikalarına ve baronlarına para aktarılıyor. 600 milyar TL’ye yakın para bu gün tarıma destek olarak aktarılsa gıda fiyatlarının bu hale gelmeyeceğini biliyoruz. Bu nedenle savaşın ekonomi ile alakası var” şeklinde konuştu.    'HUKUK ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER'   Doğa ve insanların katledildiğini ve bu durumun SİHA, İHA ve çeşitli savaş araçları ile yapıldığını ayrıca bu araçların sürekli topluma gösterildiğini ve topluma bu durum ve araçlardan memnun olması gerektiğinin tembihlendiği ifade eden Türkay, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Türkay, işkencenin cezasız kalmayacağını ve iktidarın değişmesi ardından hukuk önünde hesabının sorulacağını kaydetti. Türkay, kendisine işkence uygulayan polise seslenerek, “İktidarın sopasını salarken iki kere düşünün. Erdoğan’ın kaçarken ki uçağında size boş koltuk olmayabilir. Dış kapının dış mandalı olursunuz. En başta satılanlar olursunuz. Bunun onlarca örneği var. Ayrıca yargı düzleminde bu işkenceyi koruyan ve davam etmesini de sağlayan yargı mensuplarının da aynı eksende soruşturulacağını da bilmek gerekiyor.”    MA / Mehmet Aslan