'Barışı savunmak bizler için vazgeçilmezdir' 2022-12-17 13:20:55   AMED - “İnsan Hakları ve Barış” çalıştayında konuşan Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, “coğrafyamızda halen süren savaş ve çatışmaların tanığı olarak barışı savunmak bizler için vazgeçilmez bir durumdur” dedi.   İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nda (DTSO) “İnsan Hakları ve Barış” çalıştayı düzenledi. Çalıştaya çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Açılış konuşmasını yapan İHD Amed Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, hafta boyunca birçok farkındalık eylem ve etkinlik düzenlendiklerini, haftanın kapanışını da “İnsan Hakları ve Barış” çalıştayı ile sonlandıracaklarını söyledi.   BARIŞIN TARİHÇESİ   Barışın tarihçesine değinen Demir, şöyle devam etti: “Aşitî yani barış bitmek bilmeyen savaşın ve şiddetin ortasında hakikate yol almak, yaşamda ısrar etmek demektir. Yaklaşık 50 yılı bulan bu savaş ortamında kuşkusuz onurlu bir barışı en çok dillendiren yine savaşın en çok mağduru olanlardır. Değişmeyen bir döngü içerisinde gibi hissettiren toplumsal politika tarihine karşı anayasal zeminde, eşit yurttaşlık temelinde onurlu bir barışta ısrar ve buna yönelik inşa edilen toplumsal mücadele hafızası ise hepimiz için birer hazine. Talep edilen, mücadele edilen onurlu bir barış nihai amaç olarak önümüzde duran, her fırsatta dile getirdiğimiz bir hakikat aslında. Barış birçok şeyle birlikte anılır, ifade edilir. Her kesime göre çağrıştırdığı şeyler farklı farklı olabilir. Ama en çokta zeytin dalı bir metafor haline gelmiştir. Aslında bunun tarihsel mitolojik hikayesine baktığımızda da savaşın ve barışın nereden ve nasıl geldiğini de görebiliriz. Zeus’un abisi Poseidon ile kızı Athena Attika Yarımadasına kim sahip olacak diye birbiriyle yarışırlar. Zeus buna tek başına karar veremeyeceği için tüm tanrıları huzuruna toplar. Kızına ve abisine derki madem insanların yaptığı bu şehri istiyorsunuz o zaman yararlı armağanlar vermelisiniz orada yaşayanlara ki şehri böylece hak edesiniz. Marifetlerini tanrılar huzurunda göstermelerini ister. Poseidon ortaya çıkarak elinde tuttuğu yabasıyla meydan okuyarak ve tanrıların yüzüne bile bakmayıp kendinden emin bir el hareketiyle güzel mi güzel güçlü mü güçlü hızlı hızlı mı bir at sunar. O kadar güzel ve ihtişamlı bir at yaratır ki herkes hayretle bakar. Bu atla galip gelemeyeceğiniz bir yarış kazanamayacağınız bir savaş olamaz gibi bir algı oluşur. Sonra Athena marifetini göstermek için çıkar tanrıların huzuruna ve iki avcunun arasında yeşil bir fide tutuyordur. Gülümseyerek derki ‘amcamın yarattığı kudretli ata bayıldım hem de, güzel hayvan gerçekten.’ Belli ki güçlü de belli ki savaşlarda çok işe yarar zaferden zafere koşturur insanı. barış zamanı saygınlık getirir üzerine binene. Kral olsun yahut köle her kişi bu hayvanın sahibi olmak ister ama herkese nasip olmaz bu güzelliğe binmek çünkü der zenginlik gerekir, Soylu varlıklı olmak gerekir, zafer getirmesi için de savaş gerekir yani ölüm yani yıkım yani acı. Ben de sevdim bu atı ama insanlara daha yararlı bir şeyler yapmak lazımdır’ der. Hem de çocuğundan yaşlısına kadınından erkeğine varlısından yoksuluna. Hem barışı hatırlatacak hem barışı çalıştıracak hem de barışa andıracak. Yiyecek olacak ki karnını doyursun ağaç olacak ki gölgesinde uyusun üstelik 100 yıllarca sürsün ömrü ve insanlar yaşadıkça ölmez ağacı densin adına ve kutsal taneleri dökülsün dallarından der ve elindeki fideyi Olimpos un bereketli topraklarına diker. Ve bir anda kocaman bir ağaç sarayın bahçesinde evrilir. Yapraklarında yeşilin bin bir tonu dallarında taneleri olur ve bu ağacı zeytin ağacı derler. Ki gerçekten de zeytin ağacı bugün bile hala barışı ve bereketi çağrıştırır.”   KADINLARIN BARIŞ MÜCADELESİ   Savaşın birçok mağduru olduğunu ancak 50 yıllık şiddetli çatışmanın sarmalında kadınların yürüttüğü mücadelenin çok kıymetli olduğunu vurgulayan Demir, “Elbette ki herkes ama özellikle belirtmek istediğim kadınların sergilediği direniş ve fedakârlık sayısız örneklerle doludur. Binlerce faili meçhullerin ilk arayıcıları olan Cumartesi Anneleri, çatışma ortamlarında birden fazla çocuğunu yitiren Barış Anneleri İnisiyatifi’nin kesintisiz mücadelesi, tüm toplumsal ayrışmaları bertaraf ederek ortak mücadele hattını oluşturma deneyimi olarak Barış için Kadın Girişimi, kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddet biçimine karşı toplumsal refleksi oluşturan Kadınlar Birlikte Güçlü zemini verilecek en somut ve değerli örneklerdir” dedi.   ‘BARIŞI SAVUNMAK VAZGEÇİLMEZDİR’   İnsan haklarını ve barış hakkını savunanlar olarak, barışın sağlanmasının ancak toplumsal bir talep haline gelmesi ile mümkün olabileceğini belirten Demir, “Bu beklentilerin ve gerçeğin bilinci ile coğrafyamızda halen süren savaş ve çatışmaların tanığı olarak barışı savunmak bizler için vazgeçilmez bir durumdur. Bu amaçla da bir kez daha; barış sürecinin inşasında kararlı olan herkesin ve kesimin hakikat, adalet ve eşitlik temelinde yürütülecek barışın sağlanması için yan yana bulunduğumuz bu ortamın iyi şeylere vesile olmasını diliyoruz” diye konuştu.   Çalıştay açılış konuşmasının ardından Dicle Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun’un sunumuyla basına kapalı olarak devam etti.   Sunumların ardından çalıştay, “Dil ve kimlik”, “Kadın ve Lgbti+”, “Çocuk”, “Çevre”, “Ekoloji” ve “Göç” başlıkları olmak üzere 4 ayrı atölye çalışmasıyla devam edecek.