Gazeteci Çelik’ten AYM’ye ihlal başvurusu 2022-12-27 09:09:09   İSTANBUL - Gazeteci Ömer Çelik, eski Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait elektronik e-postaları haberleştirdiği için gözaltında işkenceye maruz kalması ve hakkında verilen hapis cezasına ilişkin AYM’ye başvuru yapıldı.   Redhack tarafından sızdırılan eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a ait elektronik e-posta bilgileri haberleştiren gazeteci Ömer Çelik, 24 Aralık 2016’da Diyarbakır’da bulunan evine yapılan polis baskını ile gözaltına alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında yaptığı haber nedeniyle “Örgüte üye olmak” ve “Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmek ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek”  iddialarıyla gözaltına alınan Çelik ile beraberinde bulunan 5 gazeteci dosyası hakkında gizlilik kararı getirildi.   Çelik, 24 gün boyunca İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutuldu. Çelik’e bu süre zarfında gözaltında işkence, aşağılayıcı ifadeler ve kötü muamelede bulundu. Çelik’in avukatları gözaltının yanı sıra dosyanın kısıtlanmasına dair Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı başvuruya herhangi bir yanıt verilmedi.    İDDİANAME 6 AY SONRA   Gözaltında gördüğü işkence nedeniyle “susma hakkını” kullanan Çelik, 17 Ocak 2017’de savcılıkta ifadesi alınmak üzere götürüldüğü İstanbul Adliyesi’nde suçlamaları reddederek, suçlama konusu olarak ileri sürülen durumun gazetecilik faaliyeti olduğunun altını çizdi. Ancak Çelik, sevk edildiği İstanbul 8’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından Dicle Haber Ajansı'nda (DİHA) yayınlanan haberleri ve sanal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek kimi iddialarla tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. 23 Haziran’da hakkında iddianame düzenlenen Çelik, “Örgüt propagandası yapmak” ile suçlandı.   AYM’E BAŞVURU   İstanbul 29’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame ardından 24 Ekim’de görülen ilk duruşmada Çelik tahliye edildi. 31 Aralık 2021’de görülen karar duruşmasında ise Çelik’e “Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmek ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek” iddiasıyla 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen cezanın 17 Kasım 2022’de onanması ardından Çelik’in avukatı Özcan Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.   İHLALLER ZİNCİRİ     Başvuruda, soruşturma ve kovuşturma sürecinde Çelik’e yönelik suçlamalara dikkat çekildi. Bu suçlamaların dayanıksız ve asılsız olduğu tespit edildiğini belirtilen başvuruda, Çelik’in gazeteci olduğu ve Anayasa ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) güvence altında olan adil yargılama, kişi özgürlüğü, aile ve özel hayata saygının yanı sıra basın ve ifade özgürlüğü hakkının kullanımının ihlal edildiği kaydedildi. Başvuruda, Çelik'in “işkence, aşağılayıcı-onur kırıcı ve kötü muamele yasağı” ve “düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü”ne yönelik haksız, ölçüsüz, temelsiz  ve doğrudan müdahaleler olduğunu tespitine yer verilerek Anayasa'nın birçok maddesinin açıkça ihlal edildiği belirtildi.    YARGILAMA SİYASİ   Yargılama boyunca gerçekleştirilen işlemlerin, usul yasa ve hukuk kurallarına aykırılıklar içerdiğini, bu durumun kolluk fezlekesi, iddianame ve esas hakkındaki mütalaada açıkça görüldüğü, suç tipinin  kasıtlı biçimde katalog suç kapsamında gösterildiğini, suçun nitelendirilmesi ve delillerin değerlendirilmesinde sübjektif, keyfi ve siyasi  bir bakış açısı ile hareket edildiğini belirtilen başvuruda, “Özellikle dosyada  şikayetçi ve müdahil olan  kişinin bakan ve yine Cumhurbaşkanı'nın damadı sıfatlarını taşıyor olmasının,  başvurucuya yönelik uygulamalarda ‘etkili ve belirleyici’ olduğu açıktır. Nitekim aynı, benzer durumlarda açılan başka soruşturmalarda yapılan işlem ve uygulanan prosedürler karşılaştırıldığında,  uygulamaların hukuka aykırı,  ayrımcı,  ölçüsüz, haksız ve dayanaksız olduğu açıkça görülmektedir” diye kaydedildi.   SAVUNMA ENGELLENDİ   Yargılama boyunca ve gerekçeli kararda, dahi suçun ile cezanın somut dayanağının yer almadığının dile getirildiği başvuruda, iddianamenin hazırlandığı tarihe kadar dosyaya erişimin engellendiği ifade edildi. Savunma hakkının da engellendiğinin altı çizilen başvuruda, “Maddi ve hukuki dayanaklarını, gerekçelerini somut ve yeterli şekilde öğrenme ve savunma-delil sunabilme olanağı sağlanmamış, savunma hakkını kullanması engellenmiş, böylece etkili başvuru hakkının kullanımı engellenmiştir.  Bu süreçte tutukluluğa ve kısıtlık kararına itiraz dışında, kendisine  ‘etkili bir başvuru yolu’ sağlanmadığını-bulunmadığını ayrıca belirtmek gerekir” ifadelerine yer verildi.   AİHM KARARI HATIRLATILDI   Makul sürede yargılamaya dikkat çekilen başvuruda, Çelik ile aynı suç ve suçlamalardan yargılanan gazeteciler hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 18 Mayıs 2021’de verdiği karara işaret edildi. AİHM’in tutukluluğu keyfi ve hukuka aykırı olarak değerlendirdiği kaydedilen başvuruda, adil yargılama hakkına dikkat çekildi. “Gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek,  “makul süre” fazlası ile aşılarak 24 gün hiçbir işlem yapılmadan gözaltında tutulması, bu süreçte avukat ile görüşme hakkının 5 gün boyunca engellenmesi; soyut ve hukuka aykırı gerekçeler ile tutuklanması, tutukluluk sürecinin 10 ay süresince makul olmayan, haksız ve soyut gerekçelerle devam ettirilmesi şeklinde gerçekleşen uygulamalar, Anayasa ve AİHS’e göre ihlallere yol açmıştır” diye kaydedildi.   MUHALİF KİMLİĞİ CEZALANDIRILDI   Çelik’in muhalif gazeteci olduğu altı çizilen başvuruda, “Soruşturma ve tutuklama kararının asıl ve temel sebebinin,  profesyonel bir gazeteci olarak muhalif  olarak tanımlanan bir basın kuruluşunda haber müdürü olarak görev almış olması,  Türkiye ve Ortadoğu da yaşanan olayları, farklı bir bakış açısı ile ele alarak değerlendirmesi, muhalif ve resmi politikalara muhalif bakış açısı ile yorumlayarak haberleştirmesidir.  Bir gazeteci olarak toplumun, bireylerin, iç ve dış kamuoyunun, güncel gelişmelerden haberdar olmasını, bilgilenmesini sağlamak amacıyla yaptığı haberlerin   ‘yasadışı silahlı örgüt üyesi’ suçlamasına gerekçe yapılarak soruşturulması,  gözaltına uzun süre tutulması, tutuklanması ve mahkumiyetine gerekçe yapılması basın, ifade ve düşünce özgürlüğü kullanma hakkının açıkça ihlalidir” denildi.   TOPLUM HEDEF ALINDI   Birçok AİHM kararına dikkat çekilen başvuruda, yargılama ve cezalandırma ile eleştirel seslerin ortadan kaldırıldığı ve bunun topluma olumsuz bir etkisinin de olduğu vurgulanan başvuruda, “Zira somut olayda olduğu gibi, özgürlükten yoksun bırakmaya yol açan bir tedbirin uygulanmasının, sivil toplumu sindirerek ve muhalif sesleri susturarak ifade özgürlüğü üzerinde kaçınılmaz olarak caydırıcı bir etki doğurduğu açıktır” ifadelerine yer verildi.   MA / Mehmet Aslan