‘Türkiye Avrupa ile anlaştı tecrit derinleşti’ 2022-12-30 09:11:53   WAN - İmralı’daki tutukluların avukat ve ziyaretçi görüşünü teminat altına alan Anayasa’nın ihlal edildiğini belirten ÖHD Wan Şube Eşbaşkanı Medeni Gür, Avrupa’nın, göçmenlere ilişkin Türkiye’ye verdiği tavizlerin ihlallerde etkili olduğunu söyledi.    İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 23 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan 21 ayı aşkın bir süredir herhangi bir haber alınamıyor. Anayasa ile güvence altına alınan aile ve avukat görüşleri İmralı Adası’nda keyfi bir uygulamaya dönüştürüldü. Öyle ki aile ve avukatların yaptığı başvurular sonuçsuz kalırken, Adalet Bakanlığı'na yapılan başvurulara ise yanıt dahi verilmiyor. Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT), 20-29 Eylül tarihli Türkiye ziyaretlerinde İmralı Cezaevi'ne de gittiklerini belirtti ancak ziyarette Abdullah Öcalan ile görüşüp görüşmediklerine dair bir bilgi vermedi.   Kamuoyuna yansıyan bu son bilgiler ise Kürt toplumunda Abdullah Öcalan’ın güvenlik ve sağlığına dair kaygıları arttırdı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şube Eşbaşkanı Medeni Gür, tecride dair değerlendirmelerde bulundu.   TECRİT İMRALI’DA BAŞLADI    Tecridin, Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 tarihinde uluslararası komplo ile Türkiye’ye teslim edilip, İmralı Adası’na götürülmesiyle başladığını belirten Gür, “Öcalan’a yönelik tecridin asıl nedeni; Kürt halkının özgürlük, statü ve hak talebini dillendirmesi ve bu konuda girişimlerde bulunmasıdır. Sayın Öcalan’ın İmralı Ada Hapishanesi’nde bu şekilde tecrit altında tutulmasının bir diğer nedeni de Ortadoğu halklarının barış ve özgürlük taleplerini yüksek perdeden dile getirmesidir. Tabi ki Ortadoğu coğrafyasında bu taleplerin kabul edilmesi Türkiye Devleti başta olmak üzere birçok devlet tarafından kabul edilmesi mümkün olmadığı için Sayın Öcalan bugün İmralı Cezaevi’nde tecrit altında tutuluyor” diye belirtti.    Tecridin son yıllarda giderek derinleştiğini hatırlatan Gür, “Bugün 40 milyon Kürt nüfusunu barındıran Ortadoğu coğrafyasında Kürtlerin özgürlük ve statü talebi karşılıksız bırakılmaktadır. Tecrit de bir anlamda bunun yansıması olarak yani halkların özgürlük taleplerinin geri plana atılması ve Kürt halkına köleliğin reva görülmesidir. Dolayısıyla Öcalan’ın tecrit altında tutulması halkların özgürlük taleplerine vurulmuş bir darbedir” dedi.    ‘AVRUPA TÜRKİYE İLE ANLAŞTI’   Tutukluların avukat ve ziyaretçi görüşünün yasalarla koruma altına alındığını hatırlatan Gür, şöyle dedi: “Devlet kendi kanununu dahi uygulamıyor. Bu şekilde tecrit uygulayarak Öcalan’ın haklarından yararlanması engelleniyor. Yasayla teminat altına alınmasına rağmen Öcalan için bu hakların uygulanması keyfe kalıyor. CPT’nin İmralı’yı ziyareti ise kafalarda soru işareti bırakıyor. Bölgede yaşanan çatışma süreciyle birlikte Türkiye’ye bir göç akışı oldu. Türkiye, göçmenlerle ilgili Avrupa’yla bir anlaşma yaptı. Bunun karşılığında Avrupa, Türkiye’ye çeşitli tavizler verdi ve bu tavizlerin başında da Kürtlerin statü talebi geliyor. Bu durum, hak ihlalleri alanında çalışan kurumları da siyasi karar almaya itti.”     Topluma yönelik baskıların ilk önce cezaevlerinde tutuklulara yönelik devreye konulduğunu söyleyen Gür, “Topluma bir şey kabul ettirilmek istenildiğinde bu, önce cezaevlerinde yürürlüğe konuluyor, daha sonra halk üzerinde uygulanıyor. Öcalan’ın genel durumuna baktığımızda uzun bir zamandır tutuklu bulunuyor. Tabi ki Sayın Öcalan’ın halklar üzerinde önemli bir etkisi var. Bu anlamda da halklar Öcalan’ın tutulduğu şartları kabul etmiyor ve buna karşı eylemler gerçekleştiriyor. Devletin sorumluluğunu yerine getirmesi için çağrılar yapıyor” dedi.   2 BİN 649 AVUKATTAN BAŞVURU    Abdullah Öcalan ile görüşmek için Wan Barosu’na yaptıkları başvuruyu hatırlatan Gür, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın durumunun yakından takip edilmesi gerektiği ortadadır. Verilere baktığımızda son 11 yılda Mayıs-Ağustos 2019 tarihlerinde yapılan 5 görüşme dışında herhangi bir görüşme gerçekleşememiştir. Bu sebeple sağlık durumundan ve koşullarından endişe duyuyoruz. 5 Mayıs 2021’de 768 avukat, Sayın Öcalan’la avukat görüşlerinin gerçekleşebilmesi için çağrıda bulundu fakat bu çağrılar yanıtsız bırakıldı. 10 Haziran 2022’de 775 avukat, Sayın Öcalan ve İmralı Hapishanesi’nde tutulan diğer mahpuslarla görüşme yapmak için talepte bulundu. Bunun dışında başta Avrupa’dan olmak üzere 22 ülkeden 350 avukat ve Ortadoğu’dan 756 avukat görüşme yapmak için başvuru yaptı ama bütün başvuralar yanıtsız bırakıldı. Müvekkilimizin can güvenliği ve koşulları hakkında endişe duyduğumuz için tekrar bir başvuru yaptık. Başvuruların neden kabul edilmediğine dair yetkililer tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı. Barolar nezdinde yapılan başvuruların Türkiye Barolar Birliği’ne (TBB) iletilmesi ve bu kapsamda Adalet Bakanlığı’nın yükümlülüklerini yerine getirmesi için girişimlerde bulunuyoruz. Bu anlamda Wan Barosu’na başvuru yaptık ve TBB ve Adalet Bakanlığı nezdinde bir girişim olması gerekiyor. Bundan sonraki süreçte de girişimlerde bulunmaya devam edeceğiz. Adalet Bakanlığı, mevzuatın uygulanmasından sorumludur. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması çağrısını tekrar ediyoruz.”    MA / Berivan Kutlu