Foza Yusif: Türkiye bazı bölgelerde DAİŞ'i aktifleştirdi 2023-01-29 09:07:41   RIHA - Türkiye’nin bazı bölgelerde DAİŞ hücrelerini aktifleştirdiğini söyleyen PYD Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusif, bölgelerine yönelik olası saldırılara dair, "Gerçekleşebilecek bir savaş ne Efrîn ne de Serêkanîyê savaşına benzemeyecek" dedi.    Türkiye, 19 Kasım 2022’de Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yeni bir saldırısı başlattıktan sonra Moskova’da Suriye rejimi ile resmi temasa geçti. Rusya garantörlüğünde 28 Aralık 2022'de yapılan görüşmede Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas bir araya geldi. Bu görüşmenin ardından Türkiye'nin bölgeye saldırıları arttı. Saldırılar sonrası DAİŞ'lerin bulunduğu cezaevleri ve kampların yer aldığı Reqqa ve Dêra Zor'da DAİŞ hareketliliği yaşandı. Türkiye'nin kontrolündeki Suriye kentlerinde görüşmelere dair tepkiler yükselirken, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, “Türkiye işgal ettiği alanlardan çıkmadan görüşme olmaz" açıklaması yaptı. 2 ülkenin Dışişleri bakanlarının Rusya garantörlüğünde bir araya gelmesi beklenirken, QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi’den “Türkiye Şubat ayında karadan saldırabilir” açıklaması geldi.    Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusif, bölgedeki gelişmeler ve olası saldırılara dair Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirmelerde bulundu.    'TÜRKİYE VE DAİŞ PARALEL HAREKET EDİYOR'   Türkiye'nin bölgeye dönük saldırılarının sürdüğünü belirten Yusif, son dönemlerde Silahlı İnsansız Hava Aracı'yla (SİHA) bölge halkının ve bölgedeki araçların hedeflendiğini söyledi. Türkiye'nin saldırılarının özerk yönetime, bölge halkına dönük bu şekliyle devam ettiğini belirten Yusif, "Bunun yanında Türkiye'nin saldırılarının artmasıyla beraber DAİŞ de hareketlendi. Aldığımız bilgilere göre DAİŞ ve Türk MİT'i arasında ortak çalışma var. Türkiye devleti aktif olamadığı yerlerde DAİŞ'i devreye koyuyor. Son dönemde Reqqa, Dêra Zor ve birçok yerde DAİŞ'in aktif olduğu ortadadır. Til Hemis, Til Berak gibi bölgelerde DAİŞ hücrelerini aktifleştirdi. Bu nedenle Türkiye ve DAİŞ paralel olarak operasyonlar yapıyorlar. Türk devleti yukardan, DAİŞ ise gizli hücrelerinden çıkarak bunu yapıyor" diye konuştu.    'SALDIRI İHTİMALİ ORTADAN KALKMADI'   Türkiye'nin saldırı nedeniyle bölgedeki tüm siyasi ve toplumsal kurumların çalışma içinde olduğunu  belirten Yusif, bu saldırılarla mücadele için çalışmalarının alanda sürdüğünü ifade etti. Yusif, "Türk devleti, Erdoğan ve Bahçeli hükümeti seçimleri kazanmak için bölgemize saldırmak istiyor. Bu ihtimal henüz ortadan kalkmamış. Bunun içinde her alanda bölge halkı bu saldırılara karşı hazırlanıyor" şeklinde konuştu.      'RUSYA BASKISIYLA GÖRÜŞMELER YAPILIYOR'   Türkiye ve Suriye arasında Rusya garantörlüğünde 11 yıl sonra gerçekleşen görüşmelere ilişkinde konuşan Yusif, bu görüşmenin Suriye hükümetinin isteği ile olmadığını, Suriye hükümetinin Rusya baskısı altında bu görüşmelere katıldığını ifade etti. Suriye'nin, Erdoğan hükümetinin bu görüşmeleri seçim için yaptığını bildiğini söyleyen Yusif, şunları söyledi: "Erdoğan'ın işgal ettiği alanlardan çıkma niyeti yok. Ondan dolayı da Suriye hükümeti, bu görüşmeleri ağırdan alıyor. Rusya ise, Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye'ye bağlı. Rusya bu nedenle bu görüşmeleri aktifleştirip, ilerletmek istiyor. Bence kolay kolay bu görüşmelerden sonuç çıkmaz. Türkiye devleti bu işgal ettiği alanlardan çıkmadığı müddetçe Şam hükümeti, Türkiye'nin şartlarını kolay kolay kabul etmez. Bu da başka konularda adım atmayacakları anlamına gelmez. Bizim fikrimize göre Rusya baskısıyla Suriye küçük adımlar atacaktır. Ama stratejik konularda işgal devam ettikçe Suriye hükümeti anlaşmalara katılmayacaktır."    SURİYE VE RUSYA STRATEJİK İTTİFAKI    Suriye ve Rusya arasında var olan stratejik ittifaka değinen Yusif, Rusya'nın rejimin bütün kurum ve güçleriyle Özerk Bölgeye dönmesini istediğini söyledi. Yusif, şöyle konuştu: "Bunu da Türkiye'nin baskısıyla yapmak istiyor. Rusya, Türkiye baskısıyla Rojava ve Kuzey Doğu Suriye'de bunu hedefliyor. Rusya devleti Özerk Yöneti'mi Şam'a muhtaç etmek istiyor. İstiyor ki Türkiye'nin saldırıları buna hizmet etsin. Ama Özerk Yönetim ve QSD'nin ise duruşu nettir. Eğer kalıcı bir siyasi çözüm sağlanmazsa, bütün halkların hakları demokratik bir anayasayla garantiya alınmazsa Özerk Yönetim hiç bir uzlaşmayı kabul etmez. Bu saldırıların hedefi ayrı ayrı olsa da bir hedefi de Özerk Yönetim'i adil olmayan bir ittifaka zorlamaktır. Bu nedenle Özerk Yönetim güçlü ve kendinden emin bir duruş gösterdi."   'TÜRKİYE ÇETELERİ YOK ETMEK İSTİYOR'   Türkiye-Suriye görüşmeleri sonrası bölgedeki diğer paramiliter güçlerin tepkisine de değinen Yusif, Türkiye'ye bağlı grupların durumunun her gün kötüye gittiğine dikkat çekti. Türkiye'nin grupları ortadan kaldırmak istediğini dile getiren Yusif, "Çünkü onlarla çıkarları bitti ve bu çete gruplarının ömrü Türkiye için tükendi. Bunun için girişimlerde bulunuyor. Değerlendirmelerimize göre, bu kolay geçmeyecek. Bu çeteler, Türkiye’nin bu amaçlarının farkındalar. Gözden çıkarıldıklarını biliyorlar. Onlar da buna karşı direneceklerdir. Fakat güçleri ne kadar yetecektir bilemiyorum. İçlerinden bazılarının bunu kabul etmeyeceğini ve buna tepki vereceğini düşünüyorum. Bazıları da teslim olacaktır. Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda MİT’in perspektifleri ile hareket edecekler. Colani’nin (HTŞ’den  Ebu Muhammed el-Colani) açıklaması oldu. Bu açıklamada yer kazanmak istedikleri ortaya çıktı. Fakat Türkiye’nin planlarını boşa çıkaracak iradelerinin olduğunu düşünmüyorum" diye konuştu.    'SALDIRI İHTİMALİ VAR'    Türkiye'nin olası saldırı ihtimaline işaret eden Yusif, Türkiye'nin seçimlere kadar her zaman saldırı yapma ihtimali olduğunu belirtti. Yusif, şöyle devam etti: "Erdoğan şu an çok zor durumdadır. Bu seçimleri kazanabilmek için her şeyi yapabilir. Bunun için bu saldırı ihtimalini de çok uzak bir ihtimal olarak görmüyoruz. Erdoğan’ın bir zafere ihtiyacı var. Buraya saldırdığı zaman milliyetçi kesimlerin desteğini kazanacağını düşünüyor. Fakat bu sefer gerçekleşebilecek bir savaş, ne Efrîn ne de Serêkanîyê savaşına benzemeyecek. Bizim için her anlamda varlık yokluk savaşı olacaktır. Geri adım atılacak bir durum değildir. Bunun için herkesin ona göre hesaplarını yapması gerekiyor. Bizim de zaferden başka hiçbir yolumuz yok. Bu bizim için kader savaşına dönüşecektir. Buna böyle yaklaşıyoruz. Umut ediyoruz ki kimse yanlış hesapların içine girmez. Bu savaşın sonu çok farklı sonuçları ortaya çıkaracaktır."   'ÖZERK YÖNETİM SALDIRILARA HAZIR'   Olası bir saldırılara karşı yapılan hazırlıklara dikkat çeken Yusif, "Özerk yönetim bu saldırı ve tehditlere karşı hem askeri, hem siyasi, hem de toplumsal, diplomasi, ekonomi olarak hazırlığını yapıyor. Bütün olasılıkları göz önünde bulundurup buna göre hazırlığını yapıyor. Geçtiğimiz dönemde herkes özerk yönetimin bu saldırıları kaldıramayacağını düşünüyordu. Bölge halkları özerk yönetimi kendileri için kurtuluş çaresi olarak görüyor. Kendi geleceklerini burada görüp ona göre sahipleniyor. Özerk yönetimin daha da güçlenmesi ve ilerlemesi için herkes girişimler içinde. Herkes mücadele ediyor. Bu son saldırılarda da Kuzey ve Doğu Suriye halkları, özerk yönetimin yanında olduğunu gösterdi. Bütün saldırılara karşı koymaya hazırdır. Bunu halkın duruşunda görmek mümkün. Çoğu kişi bu saldırılarda halkın sınırlara doğru kaçacağını düşünüyordu, fakat halk güçlü bir şekilde özerk yönetimi sahiplendi ve bütün planları boşa çıkardı. Olası bütün saldırılarda halkımız duruşunu gösterecektir" ifadelerini kullandı.    MA / Müjdat Can