‘Irkçılığa son verilerek halklar arası dayanışma örülmeli’ 2023-02-10 11:15:29 ANKARA - HDK ve HDP, yoksulluk, kaos ve depremin sorumlusunun mültecilerin olmadığını belirterek, ırkçılığa son verilmesi, halklar arası dayanışmanın örülmesi çağrısı yaptı.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Göç ve Mülteciler Meclisi ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu, deprem bölgelerindeki mültecilere ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Afetler halklar arasında ayrımcılık yapmaz, gün dayanışma günüdür” başlıklı açıklamada, 10 kentte büyük bir felaketin yaşandığı ve depremin boyutunun henüz bilindiğine dikkat çekildi. Doğal afetlerden dil, din, ırk ayırmadan ezilen tüm halkların etkilendiği belirtilen açıklamada, iktidarların önlem almadığı yerlerde herkesin zarar gördüğü kaydedildi.   DEVLET ODAKLI SÜREÇ İŞLETİLMEDİ   Bu tür felaketlerde devletin asli görevinin deprem olmadan önce zararları öngörmek ve önleyici tedbirler almak, felaket yaşandıktan sonra mekanizmaları hızlıca harekete geçirerek, afet bölgesine zamanında ulaşıp oluşabilecek her türlü kaybı minimize etmek ve mekanizmaları doğru yönetmek olduğu vurgulanan açıklamada, “Depremden etkilenen 10 ilin de bulunduğu bölgenin riskli bir bölge olduğu bilim insanları tarafından defalarca söylenmesine rağmen herhangi bir önlem alınmamış olması, binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. 10 binlerce insan yaralandı, yüz binlerce insan evsiz kaldı. İlk günden itibaren devlet yaşam odaklı bir süreç işletmedi, halklar birbirinin yaralarını sarmak için seferber oldu” diye belirtildi.    YOKSULLUK VE IRKÇILIKLA MÜCADELE    Deprem bölgesinin aynı zamanda göçmen ve mültecilerin yoğun yaşadığı bölge olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Göçmen ve mülteciler bir yandan ağır yoksulluk koşullarında yaşarken, diğer yandan da nefret politikalarından kaynaklanan ırkçılıkla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Yıllardır AKP-MHP bloku, mülteci sorununu doğru bir şekilde yönetmediği ve zaman zaman hem iç hem dış politikada araçsallaştırdığı için milyonlarca insan temel haklarına ulaşamamış, sömürülmüş ve şiddete uğramıştır. Bu vesileyle göçmenlerin tutulduğu Geri Gönderme Merkezleri’nin ve Geçici Barınma Merkezleri’nin durumlarının ve buralardaki ihtiyaçların karşılanıp karşılanmadığına dair bilgilerin kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini hatırlatmak isteriz” denildi.    ULUSLARARASI KAMUOYUNA ÇAĞRI    Yoksulluk, kaos ve depremin sorumlusunun mültecilerin olmadığı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “Tersine bu süreçlerin sonucunda insanlar mülteci olur. Devletlerin uyguladığı anti-demokratik ve insancıl olmayan politikalar küresel göçlere ve beraberinde birçok soruna yol açar. İktidarların açtığı sorunların sonuçlarını halklar ağır bedeller ödeyerek yaşar. Deprem sadece Türkiye’yi değil, bilindiği gibi Suriye’yi de vurdu. Ancak savaş politikalarının sonucunda ağır bir yıkımla baş başa kalan Suriye önce işgal sonra depremle yeniden sarsılırken, Suriye’ye uygulanan ambargo yardımların zamanında ulaşmamasına neden olmuştur. Türkiye’nin işgali altında olan yerlerde durumun kötü olduğu ve gerçek anlamda arama kurtarma çalışmalarının yapılmadığı belirtiliyor. Buradaki duruma dair uluslararası kamuoyunun daha çok sorumluluk alması ve yardımların hızlıca ulaştırılması gerekmektedir.   HALKLAR SORUMLULUK ALMALI    Devletin de enkaz altında kaldığı bu 10 ilde, dayanışmayla insanları hayata döndürmek, enkazlardan sağ çıkanların ihtiyaçlarını karşılamak yine deprem bölgesi dışında bulunan halkların sorumluğuna kalmıştır. Bu sorumluluk duygusuyla, hayatını kaybeden ve yaralanan herkesin sadece insan olduğu gerçeğiyle büyük bir dayanışmayı örgütlemeye çalışıyoruz. Bu süreçte ırkçılığı körükleyen kişi ve kurumlar bu yaklaşımlarına derhal son vermelidir. Ağır bir insanlık dramı yaşadığımız bir dönemde, bir yandan da göçmen ve mültecilere karşı örgütlenmeye çalışılan nefret atmosferine karşı da mücadele ediyoruz. Bu tür çabaların linçlere zemin yaratabileceğinin farkındalığıyla, herkesin gerekli sorumluluğu alması yönünde çağrı yapıyoruz.”