Cezaevlerinde iç güvenlik sorunu: Deprem! 2023-02-19 09:01:27   ANKARA - Cezaevi yönetmeliğinde depremin iç güvenlik sorunu olarak görülmesine tepki gösteren İHD Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen, tutukluların can güvenliklerinin korunması gerektiğini söyledi.    Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremler, 10 kentte büyük yıkımlara neden oldu. Enkaza dönen kentlerde depremzedeler zorlu yaşam koşulları altında kaderlerine terk edilirken, sürekli hak ihlalleriyle karşı karşıya kalan tutuklularla ilgili kaygılar da sürüyor. Bir yandan tutuklular deprem bölgesindeki yakınlarını merak ederken, diğer yandan tutuklu yakınları ise depremin ardından cezaevlerinde yaşananlarla ilgili endişeli. Deprem sonrası birçok cezaevinde isyan çıkmasının ardından 3 tutuklunun askerlerce katledilmesi, işkence görüntüleri kamuoyundaki endişeleri derinleştirdi.    YAŞAM HAKKI İHLALİ    İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Çevirmen, depremin yaşanmasıyla hem tutukluların hem de ailelerinin büyük bir kaygı yaşadığını ifade ederek, “Çünkü deprem bölgesinde olan ailelerin çoğunun evleri yıkıldı, yakınlarını kaybettiler. Deprem bölgesindeki hapishanelerde zarar gördü. Dolayısıyla iki taraflı bir mağduriyet meydana geldi. Yaşam hakkı ne yazık ki ihlal edilmiş oldu” dedi.    AİLELERDEN HABERSİZ SEVK    Deprem sonrası cezaevleriyle iletişimin mümkün olmadığını dile getiren Çevirmen, birçok tutuklunun başka cezaevine sevk edilmesi sonrası iletişim kurulduğunu aktardı. Çevirmen, sevklerin de ailelerden habersiz yapıldığını aktardı.    ‘İSYAN’ İDDİASIYLA DARP    İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutukluların “isyan” çıkardıkları iddiasıyla darp edildiğini anımsatan Çevirmen, bu tutukluların Tokat’a sevk edildiği bilgisini paylaştı. Tutukluların sadece aileleriyle ilgili bilgi almak istediğini belirten Çevirmen, bu nedenle sevk edilen birçok tutukludan da haber alınamadığını kaydetti.    AĞIR HASTA TUTUKLULAR VAR    Türkoğlu Cezaevi’nden birçok tutuklunun henüz inşaat halinde olan cezaevlerine sevk edildiğini kaydeden Çevirmen, “Kırşehir ve Kırıkkale S Tipi hapishanelerinde kantin bile yok. Kırşehir'deki mahpuslardan durumları ağır olan hasta mahpuslar var. Örneğin bir mahpus 16 Ocak'ta açık kalp ameliyatı geçirmiş. Şimdi Kırşehir'de olan mahpuslar hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Mahpuslara ihtiyaçları doğrultusunda eşyaları verilmemiş, kantin ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Herhangi bir malzeme eksiğini tamamlayabilecek olanaktan yoksunlar” diye belirtti.    TUTUKLULAR TEK KİŞİLİK HÜCREDE    Sevk edilen ve aralarında ağır hastaların da bulunduğu tutukluların tek kişilik hücrelerde tutulduğunu aktaran Çevirmen, tutukluların ailelerinden uzak kentlere sevk edilmesinin de ikinci bir mağduriyet yarattığını ifade etti.    CEZAEVİ YÖNETMELİĞİNDE DEPREM    Cezaevi yönetmeliklerinde depremin iç güvenlik sorunu olarak ele alındığına dikkat çeken Çevirmen, “Bu bir iç güvenlik sorunu değildir. Bu yaşam hakkının korunmasıyla ilgili bir durumdur. Acil müdahale edilmesi gerekiyor. Özellikle deprem bölgesinde olan hapishanelerin içinde kalınacak durum söz konusu olmamış, zaten can havliyle insanlar kendilerini dışarıya atmak isterler. Kapılar kilitli, yaşamlarıyla ilgili kaygı duyan insanların bu davranışları anormal değildir” dedi.    ‘HİÇBİR ŞARTTA ÖLDÜREMEZSİNİZ’   Tutukluların katledilmesi ve işkence uygulandığı anlara dair görüntülerin sanal medyada paylaşıldığını belirten Çevirmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu kolluğun çektiğini düşünüyoruz. Çünkü oraya herhangi bir sivilin girmesi mümkün değil. Mahpusların ellerinde herhangi bir iletişim aracı yok. Şimdi bu mahpusların ölümüne neden olan insanlarla ilgili nasıl bir soruşturma süreci yürütülüyor? Bütün soruşturma sürecinin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Tüm sorumluların açığa çıkartılması ve bir cezalandırma politikasının olması gerekiyor. Hapishanedeki insanları hiçbir şartta öldüremezsiniz, işkence edemezsiniz.”   Deprem gibi bu afet durumlarında cezaevlerinde tutukluların can güvenliklerinin korunabilmesiyle ilgili birtakım düzenlemelerin olması gerektiğinin altını çizen Çevirmen, doğal afetlerin güvenlik sorunu olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerektiğini vurguladı.    MA / Enes Beyaz