ÇMO İstanbul Şubesi: İYA çevre ve insan için tehlike oluşturuyor 2023-02-20 13:36:25   İSTANBUL- ÇMO İstanbul Şubesi, deprem sonrası inşaat ve yıkıntı atıklarının doğaya ve insana ciddi zararlar verdiği ve bu durumun çok boyutlu sonuçlarının olacağı yönünde uyarılarda bulundu.    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi, Mereş merkezli, depreme ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı.    İktidarın bilimsel açıklamaları dikkate almadığı, afet ve acil durum önlemlerini hiçe saydığının belirtildiği raporda, yıkıma neden olan “imar barışı” na da dikkat çekildi. Afete dair hazırlık yapılmadığı ve kriz yönetiminde de pek çok açığın ortaya çıktığının ifade edildiği raporda, depremin yarattığı enkazın, bölge halkına ve ekosisteme zarar vereceği ve derhal hayata geçirilmesi gereken acil görevlerin olduğu kaydedildi.      ATIKLAR TEHDİT OLUŞTURUYOR    Deprem sonrası yıkılan binaların oluşturduğu inşaat ve yıkıntı atıklarına dikkat çekilen raporda, “Doğru atık yönetiminin ilk adımı, atıkların kaynağında ayrı toplanmasıdır. Ayrı toplanan atık türleri özelliklerine göre geri kazanım veya bertaraf proseslerine dâhil edilmelidir. Depremin yaşandığı bölgede kişi başına 8-16 ton/kişi arasında inşaat ve yıkıntı atığı (İYA) oluştuğu kabulüyle iyi niyetli bir tahminle deprem neticesinde 104 milyon ton gibi devasa bir İYA oluşumu beklenmektedir. Depremin hemen ardından arabalarda, çadırlarda, ateş başında sokakta konaklamak zorunda kalan ve sonrasında çadır kentlerin oluşmaya başlamasıyla yavaş yavaş buralara taşınan insanların oluşturduğu evsel nitelikli katı atıklar düzenli olarak toplanamamaktadır. Bu durum insan ve çevre sağlığını tehdit eder boyuta ulaşmıştır” denildi.    TEDBİR ALINMALI   İYA’nın bileşenlerinin yalnızca molozlar olmadığı bunun içinde mobilyalar, elektronik atıklar, tıbbı atıklar, ilaç atıkları, evsel atıklar, tesisatta bulunan atık sular gibi pek çok attığın olduğuna vurgu yapılan raporda, “İçinde bulunulan koşullarda İYA’ların bölgede ayrıştırılması söz konusu olamayacağı için yangın, hastalık, zehirli atıkların toprağa ve havaya karışması gibi sorunlara karşı İYA’nın kaldırılması sırasında kimi asgari tedbirlere önem verilmelidir. Öncelikli yapılması gereken bu atıklar için tarım arazileri ve su havzalarının dışında yer alan geçici depolama alanlarının belirlenmesi, ayrıştırmanın bu geçici depolama alanlarında yapılması ve her şeyden önce mümkün olan en sağlıklı koşullarda taşınmasının gerçekleştirilmesidir” diye belirtildi.    ASBEST TEHLİKESİ    Bina yapımında kullanılan malzemelerin içerisinde liflerinin havaya karışarak canlılar üzerinde 1’inci derece kanserojen etki gösterme potansiyelinin olduğuna değinilen raporda, “Asbest liflerinin havayla birlikte solunmasını engellemek için acilen arama-kurtarma faaliyetlerinin sonlandırıldığı enkazda sulama yapılmalı, rüzgârla birlikte liflerin taşınması ve solunması engellenmelidir. İYA’nın kamyonlarla taşınması sırasında kamyon kasaları branda vb. malzeme ile kapatılmalı, araç güzergâhında tozumaya neden olacak tüm yollar sulanmalıdır. Enkaz kaldırma çalışmalarında görevli personel, asbestten ve diğer kanserojen tozlardan korunmak için FFP3 toz maskesi kullanmalıdır. Bu çalışmalar esnasında halk alandan uzaklaştırılmalı, eğer enkaz çadır-konteyner yerleşim alanına yakınsa burada bulunan herkese enkaz çalışması sonlanana kadar FFP3 tipi toz maskesi temin edilmeli ve kullanımı sağlanmalıdır” diye kaydedildi.   TARIM VE ORMAN ALANLARI    Bölgede oluşan İYA’nın depolanması, doğa ve canlı sağlığı açısından oldukça büyük önem arz ettiği, depolama alanının tarım ve orman alanlarına yakın noktalarda seçilmesi durumunda atığın taşınması ve dökülmesi sırasında ortaya çıkacak toz emisyonuyla depolanması sırasında ise toprağın yapısında bozulma medyana getireceğine yer verilen raporun devamında şu uyarılarda bulunuldu: “İYA’nın tatlı ve tuzlu su kaynaklarına doğrudan verilmesi veya bu su kaynaklarını etkileyecek mesafede depolanması bölgenin sucul ekosistemini yok edecektir. Depolama alanı seçilirken tarım ve orman alanları, sulak alan hassasiyeti dışında hâkim rüzgarların yönü, çığ ve taşkın riskleri, yağış durumu vb. meteorolojik etmenler dikkate alınmalıdır. Aksi halde depolanan atıkların doğa olayları ile birlikte canlı yaşamı için yaratacağı sorunlar kaçınılmaz olacaktır.    YÖNETMELİKLER DİKKATE ALINMALI   Tüm atık kontrolü yönetmelikler dikkate alınarak yapılmalı. Aksi takdirde yağmur sularıyla birlikte İYA içerisindeki kirletici yük, toprağı ve yeraltı sularını kirleterek kullanılmaz hale getirecektir. Bundan dolayı bahse konu atıkların standartlara uygun lokasyonlarda ve sızdırmaz zeminlere kavuşturulmuş depolama alanlarında depolanması gerekmektedir. Bölgedeki kriz merkezlerince belirlenen depolama alanlarının konumları ve özellikleri acilen kamuoyuyla paylaşılmalı, bu alanlar dışında hiçbir yere atık dökülmesine izin verilmemelidir.     EVSEL ATIKLAR SALGINA YOL AÇIYOR    Evsel atıklar salgın hastalıkların oluşmasına neden oluyor. İnsan sağlığını tehdit eder boyuta ulaşan bu soruna karşı acilen özellikle insan yoğunluğunun bulunduğu alanlara ve kent merkezlerindeki çadır/konteyner kentlere kapaklı çöp konteynerleri temin edilmelidir.    Yaşadığımız tüm yıkımların gerçek sorumlusu halkın sağlıklı ve dayanıklı barınma hakkını gözetmek yerine rant için her türlü kuralsızlığı tanıyan ve uygulayanlardır. Acısını halen içimizde hissettiğimiz bu yıkımın yine ranta çevrilmesi tehlikesine karşı da uyarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Enkazın yönetimi ve bölgenin yeniden inşasının yıkıma sebep olan özel sektör tarafından değil, meslektaşlarımızın ve diğer ilgili tüm meslek örgütlerinin seferber edileceği kamucu yaklaşımlarla sürdürülmesini önemle vurgulamayı sürdürüyoruz. Aksi takdirde yıkımın boyutlarının katlanarak artacağı ve güvensiz bir geleceğe ilerleyeceğimiz aşikârdır.”