İMO Amed Eşbaşkanı: İmara aykırı inşaatlar yükseliyor, müdahale eden yok! 2023-02-22 11:17:55   AMED- İMO Amed Şubesi Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, deprem sonrası yeniden gündeme gelen “imar affı” ve “kaçak yapı” konularına dikkati çekerek, kentte, imara aykırı binlerce inşaatın yükseldiğini ve bunlara karşı açtıkları davalarda yol alamadıklarını söyledi.    Mereş merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremlerle 11 kentte meydana gelen yıkım, AKP-MHP iktidarının çıkardığı imar affını yeniden gündeme getirdi. Amed’te yıkılan binaların büyük çoğunluğu imar affından faydalanan yapılar olduğuna dikkati çeken İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Şubesi Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, ajansımızın sorularını yanıtladı.    Mahsum Çiya Korkmaz    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan ve sizin de destek sunduğu hasar tespit çalışmaları kentte çeşitli tartışmaları da getirdi. Tespitlerin yetersiz olduğu veya güvenirliği olmadığına dair iddialar var. Kentteki çalışmalar yeterli mi?   Amed’te şu ana kadar, 50 bine yakın bina incelendi. Hasar tespit çalışmalarının yüzde ise 65’i tamamlandı. İncelemeler, önümüzdeki 2 haftaya kadar tamamlanmış olacak. Şu ana kadar kente “az hasarlı” bina sayısı 2 binin üzerindedir. Bu ortalama 50 bin haneye denk geliyor. Bu yapılar içerisinde gözden kaçan ya da tespiti yapılmayan binalar da var. Amed halkının yaşadığı binaya dair kaygısı varsa duruma itiraz edebilir. Deprem öncesi, bina yaşından ve binaların hor kullanılmasından kaynaklı, binaların iyi bir durumda olmadığını biliyorduk. Bu çalışma, ön incelemeyle olabilecek bir şey değil. Sonraki aşamalarda, mühendislerle, projelerin çıkarılmasıyla ve yapılacak olan detaylı incelemeler kapsamında belli olur. Şu anki çalışma, sadece deprem sırasında oluşan hasarları tespit etmektir.     Hasar tespit çalışmaları sürerken depremzedeler için Dicle Nehri kıyısında dev bir “Çadır Kent” kuruluyor. Buna dair itirazlar var. İnşaat mühendisi olarak konuya nasıl bakıyorsunuz?     Eğer bu deprem yaşanmasaydı, yeni bir imar affı daha gündemdeydi. Yapılan kaçak yapıları imar affıyla kurtarma amacı vardı.   Bu geçici bir çözümdür. Dicle Nehri kıyısına yaklaşık 4 bin 100 çadır bulunuyor. Biz kalıcı bir çözümde ısrar ediyoruz. Kalıcı çözümler ise bir yıldan fazla bir süreyi alır. Sağlık koşulları göz önünde bulundurulduğunda,  alanın uygunluğuna bakmak gerekiyor. 2018 yılında, Dicle Nehri kapağının kırılması ve nehrin taşması sonucu şu anda kurulan çadır alanı su altında kaldı. İstisnai bir durumdu. Bununla ilgili bir proje yapılmadı. Aslında demek istediğimiz şey, geçici olarak nitelendirdikleri çözümler bile çok sağlıksız ve insanları bir mağduriyetten çıkarıp, başka bir mağduriyette koyabilecek noktada duruyor. Ağır hasarlı ve orta hasarlı binalar için halka yardım yapmadılar. 2 bin TL’lik cüzi bir kira yardımı verdiler. Hepimiz biliyoruz ki, Amed’te 2 bin TL’ye kiralık ev bulmak çok zor.     Depremden etkilenen 10 kentte 294 bin 165 bina, 2018’de iktidarın çıkardığı imar affından (imar barışı) faydalandırıldı. Amed’te bu süreç nasıl yürüdü?    İmar affı, var olan sorumluluğu mülkün sahibine bırakma meselesidir. İmar affının ne kadar akıl ve vicdan dışı olduğunu biliyoruz. Örnek vermek gerekirse, imar affından faydalanıp ruhsat aldınız, fakat binanız ağır hasarlı, imar affından aldığınız ruhsatın bina yıkılırken hiçbir geçerliliği yok. Devlet diyor ya, ‘hak sahipliliği konusunda yardım edebilirim’ imar affını hak sahipliliği olarak görmüyor. Devlet sana bir ruhsat verdi, senin yapını kaçaktan çıkardı ama şu an bina yıkılacak ya da kentsel dönüşüme sokulacak, kentsel dönüşümde hak sahipliliği iddia edebileceğin bir belge değil. İmar affı, 2018 yılında hazine arazilerinin dışında bütün yapıları kapsadı. Bu kaçak yapıların önünü açtı ve bu da sermaye sınıfının işine yaradı. Kaçak yapılar kavramından kastettiğimiz ise insanların barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptıkları gece kondular değildi. 90’lı yıllarda köylerinden göç ettirilmek zorunda kalan insanlar, Pêyas,  Fabrika Mahallesi gibi yapılarda kendi imkânlarıyla karşılandılar. Devlet ve sermaye sınıfı ticari amaçlı yaptıkları kaçak yapılarla ilgili herhangi bir yaptırımda bulunmuyor. Onun dışında kentsel dönüşüm adı altında insanların evlerine el koyuyor, cüzi bir miktarla evleri kredilendirip borçlandırıyor. Amed’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü karşısında, 2 kaçak bina inşa ediliyor. Bu durum kayyım belediyesi eliyle yapılıyor. Belli paralar karşılığında izin veriliyor. Bunlarla ilgili açılan bir soruşturma da yok. Eğer bu deprem yaşanmasaydı, yeni bir imar affı daha gündemdeydi. Yapılan kaçak yapıları imar affıyla kurtarma amacı vardı. İmar affı bir kandırmaca olmaktan öteye gitmediği gibi, sermaye sınıfının işine yaramaktan da öte başka bir işe yaramıyor. Bunun için sadece hükümet değil ona bağlı olan tüm kurum ve yetkililer bu konuya dair hesap vermesi gerekir.      Kentteki kaçak yapılara dair zaman zaman TMMOB İKK ve sivil toplum örgütlerin itirazları oluyor. Açılmış bir dava var mı, varsa hukuk mücadelenizde ne tür gelişmeler yaşanıyor?     Kaçak yapılarla ilgili bir mücadelemiz var. Kaçak yapılara ilişkin, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Ancak suç duyurusuna cevap verilmiyor.   Kaçak yapılarla ilgili bir mücadelemiz var. Kaçak yapılara ilişkin, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk. Ancak suç duyurusuna cevap verilmiyor. Herhangi bir iddianame hazırlanmamakta ve hukuk işlevsiz hale getiriliyor. Devam eden bu hukuksuzluk, kendilerine bir alternatif oluşturmuş. Devlet, kaçak yapılara neden izin verdi? Örneğin, Bağlar Belediyesi kaçak cami inşaatına izin verdi. 1 yıl önce inşaatta gerçekleşen kaza sonucu 8 işçi yaralandı. Bu inşaatın projesi ve denetimi yok. İşçilerin sigortaları yoktu. Sigorta olması için bir iş yerinin olması gerekir, fakat resmiyette öyle bir iş yeri bile yok, imara aykırı bir yer fakat inşaat var. Konuya ilişkin dava açtık, fakat sonuç çıkmadı. Buna benzer binlerce yapı var. Depremin yaşandığı yerlerde yıkılan binaların kaçı imar affından yararlanıyor ne yazık ki bilmiyoruz. Bu rakamlar ilgili bakanlığın elinde, Hatay ve Maraş başta olmak üzere, yıkılan binaların yüzde 90 kaçak yapılar olduğu söyleniyor. Durum böyle ise, bunların yüzde 90’ı imar affından yararlanmış. Bu sorumluluk devlete aittir. Özellikle Amed’teki belediyeler, kayyımdan sonra buralara otopark ve oto yıkama olarak işletme ruhsatı vermiş. Projesi yok, imara aykırı bir şekilde kaçaktır. Deprem bu açıdan bizde farkındalık yarattı. Özellikle belediyeler ve kayyımlar, projede yer olamayan bu işletmelere bir an önce bir yaptırım uygulamalıdır.   MA / Zerrin Sargut - Mehmet Güleş