Göç tehlikesi: Alanları terk etmeden yeni yaşamı kurmak gerekiyor 2023-02-23 13:00:52   SEMSÛR - PSAKD Semsûr Şube Yöneticisi Yusuf Özperçin, deprem nedeniyle zorunlu göçlere dikkat çekerek, "Kentin tahliyesi yeni sorunlar doğuracak. Alanları terk etmeden, yeni yaşamı kurmak gerekiyor" dedi.    Depremden en çok etkilenen kentlerden olan Semsûr’da, depremzedeler gönüllülerin yardımıyla yaralarını sarmaya devam ediyor. Depremin ilk günününden itibaren enkazlarda arama, kurtarma çalışmalarına geç katılan devlet kurumları, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamada da büyük eksiklikler yaşıyor. Her ne kadar bakanlıklar , “Bütün Adıyaman halkı çadırlara yerleştirildi” açıklamaları yapsa da, sahadaki gerçekler çok farklı.   ZÜLFİKAR ÇADIR KENTİ    Depremin ilk günlerinden itibaren halka yardım etmeye çalışan, farklı kentlerden gelen yardımları yurttaşların ihtiyaç talebi doğrultusunda halka ulaştırmaya çalışan kurumlardan bir tanesi Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD). Derneğin Semsûr Şube Başkanı Zülfikar Yılmaz, ailesi ile birlikte enkaz altında kaldı, 3 gün kurtarılmayı bekledi. 3’üncü günün sonunda cansız bedeni enkaz altından çıkarılan Yılmaz’ın arkadaşları, onun adını yaşatmak için “Zülfikar Yılmaz Çadır Kenti” inşa etti. Onlarca depremzede aileyi çadırlara alan Yılmaz’ın arkadaşları, halkın barınma, ısınma, yeme ve içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor.   UZUN SOLUKLU YARDIMLAŞMA    PSAKD Semsûr Şubesi Yöneticisi Yusuf Özperçin, depremden sağ kurtulan arkadaşlarıyla kollektif bir çalışma yürüttüklerini, yurttaşların erzak ihraçlarından, barınma sorununa, ısınmadan giyim ihtiyaçlarına pek çok talebini karşılamaya çalıştıklarını söyledi. Kurdukları çadır kentte yurttaşların ve ailelerin bir araya gelerek sosyal yaşama bir nebze olsun dahil olmalarını sağlamaya çalıştıklarını kaydeden Özperçin, “Yurttaşların şu an ki ihtiyaçları ve ilerde doğacak olan ihtiyaçlarının tamamlanması adına daha koordineli ve düzenli dağıtım yapmaya çalışıyoruz. Ancak genel anlamda ihtiyaçların kente girişinde ciddi bir azalma olduğunu görüyoruz. İlerleyen tarihlerde bunun sorun olabileceğini düşünüyoruz. Mümkün mertebede bu ihtiyaçların karşılanmasının daha düzenli ve sürekli olması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Dışardaki arkadaşlarla görüşmelerimizde bundan sonraki süreçlerde de desteklerini kesmemelerini ve ihtiyaçların karşılanması için dışarda da bir çalışmanın yürütülmesini iletiyoruz” dedi.   'YENİ YAŞAMI KURACAĞIZ'    Deprem sonrası yeni yaşamı kurmanın çok zor olduğunu, fakat kenti yeniden inşa etmek ve halkın tekrardan kendi kimliğiyle yaşamını devam ettirmesinin mümkün olabileceğini göstermeye çalıştıklarını anlatan Özperçin, “Bunun ancak halkla beraber kollektif bir şekilde olacağını düşünüyoruz. Onlara daha uzun soluklu çözümler üretmek gerekiyor. Barınma bir ihtiyaçtır. Barınmanın yanında ısınma, ısınmanın yanında gıda temini onun yanında eğitim, güvenlik, temizlik gibi birçok alan var ve bunların çözüme ulaşması gerek. Burada bu eksiklikleri tamamlamak için de ciddi bir çalışma yürütmek gerekiyor. Önce çadır kentle insanların başlarını sokabileceği bir alan inşasıyla başlayıp, sonra geliştirebiliriz. Çünkü Kurdistan’ın birçok yerinden gençlerimiz burada. Halkımız burada ve çalışmalara ciddi katkılarıyla bu alanları kurmaya başladılar. Yoğun bir çalışma var. Yaşam çadırla sınırlı değil. Daha da ötesi vardır ve o ötesini bizlerin kurabileceğine inanıyorum” diye konuştu.   'ALANLARI TERK ETMEDEN YAŞAMI KURMAK'    Depremin ilk günlerinde başlayan ve devlet kurumları tarafından da teşvik edilen kentin tahliyesine de değinen Özperçin, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Kentin tahliyesinin son derece sıkıntılı  olduğunu belirtmek gerekiyor. Özellikle devlet eliyle bu tahliyelerin yapılmasının, kentteki alanların boşaltılmasının sonraki yaşamı ciddi oranda etkileyeceğini ve tekrar kente dönüşün sorunlu olabileceğini düşünüyoruz. Bununla beraber civar iller veya başka yerlere giden yurttaşların devlet pratiği ile beraber özellikle yardımlardan mahrum bırakılacağını ve gittikleri yerlerde yalnızlaştırılacaklarını düşünüyoruz. Bu da büyük bir tehlikedir. Bu anlamda alanları terk etmeden beraber sosyal yaşamı geliştirmek yeni yaşamı kurmak oldukça önemlidir.”   MA / Ömer Akın